Küresel susuzluk

Milliyet Blog için ilk yazıyı yazmak, daha doğrusu başlamak zor oldu. Yaklaşık bir ay önce Akdeniz' in cennet köşelerinden Finike' de dinlenirken kalemi elime almıştım. Güneyin sıcağında tembellik yapmak daha cazip geldi. Ben de bir ay sonra Karadeniz' in serin ve yağışlı yaylalarında yazmaya başladım.

İnce uzun çam ağaçlarıyla süslü, gittikçe yükselen ormanları, bazen bulutların ayağınızın altında kaldığı, bazen de Ağustos' un ortasında üşüyerek giysileri üst üste giydiğiniz, içinde yüzlerce çeşit (çoğunu belki ilk kez gördüğünüz) çiçeklerin bulunduğu, Doğu Karadenizin yaylalarından Giresun' un Kümbet Yaylasında ilk yazımı yazıyorum.

Kısa sayılabilecek süre içinde Ülkemizin hem güneyini, hem de kuzeyini görme fısatı buldum. Bazılarında konakladım. Doğal güzelliklerin yanı sıra büyük bir değişime de tanık oldum. Maalesef sularımız bitiyor. Birkaç yıl önce de geçmiş olduğum yerlerde; gürül gürül akan akarsuların, irili ufaklı göllerin olduğunu anımsıyorum. Anlata anlata bitirilemeyecek güzelliklerdi bunlar. Bu yaz aynı yerlerden geçtiğimde ise; bir çoğunun tamamen kurumuş olduğunu, bazılarının da suyunun iyice azalmış olduğunu gördüm. Çölün ortasında çaresiz kalmış gibiydi artık üzerindeki köprüler...

Çocuklarıma eskiyi ve yeniyi karşılaştırarak anlattığımda, korku ve şaşkınlıkla:
- Peki ne olacak, ne yapacağız? diye sordular. Ne cevap vereceğimi önce bilemedim, sonra ise;

- Elimizden gelenin en iyisini yapmalıyız, geride kalanı en iyi şekilde kullanmalıyız. dedim.

Evde, okulda ve işyerimizde tasarrufun en iyisini yapmalıyız, sadece su için değil, doğal kaynakların tüketiminde ve bu tüketim şekliyle oluşabilecek zararlardan en az zararla çıkmanın yollarını öğrenmeli, uygulamalı ve uygulatmalıyız.

İstanbul' da henüz başkentteki gibi iki ayağımız kova içinde (!) yıkanmaya başlamadık ama Alibeyköy Barajı' nın sularını da her akşam ve sabah evimin penceresinden gözlüyorum. Galiba bu hafta bu barajı da kurutacağız.

Yıllar sonra da doğal güzellikleriyle öğündüğümüz Ülkemizde harika tatiller yapmalıyız. Güneyinde, kuzeyinde, denizlerinde ve yaylalarında çocuklarımız da aynı güzellikleri görmeli...