Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ocak '09

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

Küresel ve Yerel Medyalar

Küresel ve Yerel Medyalar
 

1990’lı yıllardan itibaren medya düzenini oluşturan eğlence medyası ve bilgisayar firmaları kurdukları ortaklıklar ve dijital teknolojilerin sağladığı olanaklar ile dünyaya hâkim olma yarışı içerisine giriştiler.

Medya şirketlerinin holdingleşmesiyle beraber dünya pazarına ABD merkezli holdingler hâkim oldular. Holdingler dünyanın her yerinde etkin olabilme ve tüketici taleplerine cevap verebilmek amacıyla yerelleşme eğilimleri gösterdiler.

Küresel alanda hizmet veren medya şirketleri ve holdingler daha çok tüketime yönelik hizmet verirken, ulusal medyalar kamu hizmetini sağlamaktadırlar.

Günümüzde her ne kadar farklı gibi gözükse de bu iki alan iç içe geçmiştir.

12 uydudan yayın yapan ABD merkezli CNN bütün dünyaya küresel köy haberlerini aktarmada çok başarılıdır. Türkiye’de de CNN Türk adıyla faaliyetlerini gösteren şirket hem yerele hem de dünyaya hitap etmektedir.

Aynı zamanda İtalya, İspanya gibi ülkelerde de yerelleşerek ülkelerin haber akışlarına egemen olmaya çalışmaktadır.

Küresel ticari medyalar dallanıp budaklanan birleşmeler ile giderek devleşmektedirler.

Çok kültürlülük adı altında yerleştirilmeye çalışılan anlayış ile Londra’da Pakistanlılar, Almanya’da Türkler, Amerika’da Koreliler kendi kanallarını izlemektedirler. Bu çok kültürlülükten çok ticari amaçla yerelleşmenin sonucudur. Aynı zamanda yaşanılan kültürün benimsenmesini zorlaştırıcı bir etkisi olduğundan da bahsedilebilir.

Medya alanındaki büyüme devam ettikçe ulusal ya da yerel alanda hizmet veren küçük medya şirketleri zaman içinde yok olmakta yerlerini büyük tekellere bırakmaktadırlar.

Medyanın görünen büyümesine karşın temel işlevlerini bir bakıma sürdürdüğünü söylemek ise yanlış olmaz.

Medya kamuoyu bilgilendirme sürecinde zaman zaman hükümetleri sorgulamakta ancak bu durum bile çıkar ilişkilerinden bağımsız olarak algılanmamalıdır.

Medya tekelleri ile siyasi iktidarlar arasında karşılıklı bağımlılık sürekli bir hal almıştır.

Medya tekelleşmeleri ve büyümelerinde yabancı sermayelerin gelişinin mümkün olduğu durumlarda sermaye büyüklüğü şirket ortaklığının %50’sinden az olmalıdır. Birçok ülkede bu sınırlar yasalarla belirlenerek koruma altına alınmıştır.

Zaten medyadaki büyüme ve tekelleşmeler arttıkça yerel medya gitgide zayıflamaktadır. Ülkelerdeki bağımsız habercilik anlayışı açısından önemli bir yere sahip olan yerel basının günümüzde etkinliğinden bahsetmek fazlaca mümkün değildir.

Küreselleşme eğilimlerinin yüksek düzeyde gerçekleşmesi ile beraber farklı coğrafyalarda karşı eğilimler ortaya çıkmıştır.

Özellikle Asya ve Güney Amerika ülkelerinde yerelleşme ve ulusal öz değerlerin medyaya uyarlanmasına rastlanılmaktadır.

Dünyadaki film üretimi istatistiklerine baktığımızda Asya ülkelerinin üst sıralarda yer aldığını görebilmekteyiz. Üçüncü dünya ülkelerinin yarattığı sinema ürünleri alınıp satılabilir hale gelmiştir.

Amerika’nın dünyanın film üretimindeki toplam payı sürekli düşmektedir. Buna karşın İtalya, Fransa ve İtalya’nın yanı sıra Mısır, Hindistan, Brezilya, Meksika Hong Kong merkezli yapımlar ilgi görmektedir.

Personel, teknik beceri ve stüdyo anlamında ne kadar kalite noksanı olsalar da tüketim açısından hızlı bir yükseliş içerisinde oldukları açıktır.

Televizyon programları açısından baktığımızda ise açık ara bir ABD üstünlüğü vardır. Ülkemizde yayınlanan birçok program format olarak ABD’den satın alınmış ya da benzeri kopyalanmıştır.

Bütün bu gelişmeler uluslararası iletişim sistemi içinde iletişim materyallerinin hem küresel, hem bölgesel çoğunlukla gelişmiş ülkelerden az gelişmiş ülkelere doğru akış içinde olduğunu göstermektedir.

Ahmet Buğra TOKMAKOĞLU
Abtokmakoglu@gmail.com

 
Toplam blog
: 430
: 2186
Kayıt tarihi
: 18.06.07
 
 

20 Nisan 1989'da İzmir'de doğdu. İlköğretim ve lise öğrenimini Karşıyaka'da tamamladı. 20..