- Kategori
- Siyaset
- Okunma Sayısı
- 410
Küreselciler ve Ulusalcılar
İnsanlığı ve gezegenimizi zor günler bekliyor.
ABD’nin Suriye’den çekileceğini dillendirmesinden sonra, nedense, birden Suriye rejiminin “kimyasal silah” kullandığı iddiasıyla köşeye sıkıştırılması sürecinde…
ABD ve İngiltere ile Fransa’nın ortaklığında, Suriye’nin kimyasal silah depolarının imha edilmesi sonucuna varan askerî harekâtı, Ortadoğu’da gergin günlerin de habercisidir.
Gerçi bu coğrafyada ne zaman gerginlik olmamıştır ki… Yıllardır bu coğrafya, emperyalist odakların hedefinde olmuş; kâh konjontürel durumlara binaen buralarda bazen turuncu devrimlerle, bazen de inisiyatif alınmak kaydıyla küresel dizaynlarda bulunulmuştur.
Amerika Birleşik Devletlerinin ve İngiltere ile Fransa’nın Ortadoğu’da, özelde Suriye’de, etkin olmalarının nedeni kimyasal silahlar neticesinde ölen çocuklara duyulan vicdanî hassasiyetler değildir. Bunu zaten biliyoruz.
Emperyalist devletlerin ve küresel çetelerin kendi topraklarından çok uzak yerlerde ne işlerinin olduğunun cevabı, zaten bilinen şeyler ve sır da değil: Petrol ve doğalgaz rezervleri.
Bu emperyalist devletlerin; özellikle Amerika’nın derdiğinin insan hakları ve demokrasi de olmadığı aşikârken, ulus devletlerin küresel emperyalist çeteciler karşısında daha uyanık olmaları gerekir. Bu şer odaklarının Irak’ta, Afganistan’da, Libya’da, Mısır’da, Tunus’ta demokrasi sicilleri belli iken, cari hükümetimizin Ortadoğu’da çevrilen oyunda daha dikkatli olması gerekir.
Mesela, bu son Suriye’nin dünyanın büyük abileri tarafından bombalanması neticesinde, Türkiye’nin tavrı merakla bekleniyordu… Türkiye, millî ve ulus devlet olduğunun “bilincinde” hareket ederek, Batı ittifakının maşası olmadan onurlu bir dış siyasaya kendisini teyellemelidir. Son günlerde sürdürülen Rusya ile olsun, İran ile olsun dostluğa dayalı dış politikanın, ABD’nin Ortadoğu’daki çıkarları adına berhava edilmemesi gerekir.
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.
