Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Kasım '18

 
Kategori
Dünya
 

Küreselleşmeden "Sürü"selleşmeye...

Küreselleşmeden "Sürü"selleşmeye...
 

O hale gelmişti. İki Dünya vardı. Biri kapitalist, öteki toplumcu…

Aralarında bir sınır bulunuyordu. Tarifi ve anlaşılması kolay olsun diye o sınıra bir sembol isim koymuştular;
“Berlin Duvarı”…

Kıyasıya didiştiler. Biri, yani fetbaz, düzenbaz olanı, diğerini yendi, yıktı.
Önceleri tehlikeyken şimdi zayıf düşmüştü. Ama halen ayak bağıydı.
Oysa yenenler Dünya’nın tamamını istiyordu. Aşılması gerekiyordu engelin…

Kapitalist dünya karşısındaki dünyayı dönüştürdü, ufaladı…
Kolay anlaşılsın, ders olsun… diye zaferlerini,“Berlin Duvarının Yıkılışı”yla isimlendirdiler.

Yıktılar, ufaladılar… Kolay lokma olsun diye… Yutmak için! Böldüler…
Koskoca Sovyetler Birliğinden kaç yeni devlet çıkarttılar. Yugoslavya’dan, Çekoslavakya’dan…

Aralarında ne savaşlar çıkarttılar. Nasıl birbirine düşürüp çatıştırdılar…
Kafkasya’da, Balkanya’da ne çok insanı öldürttüler, kırdırttılar biribirlerine…
Ve “köpeksiz köyde”… Ortadoğu’da…

Yer küreyi tamamen elde etmek, avuçlarının içine almaktı niyet… Ve gizlemek, süslemek, ambalajlayıp pazarlamak gerekiyordu bu kirli “ereği”!
“Küreselleşiyoruz”.
“Sınırlar kalkıyor… özgürleştiriyoruz herkesi…” diyorlardı.

Evet, kalkıyordu bazı sınırlar…
Ama hangi sınırlar? Fiziki sınırlar mı?

Öyle zannedenlerin, çoluk çocuklarıyla bindikleri tekneleri Akdeniz’in serin sularına gömüyorlardı içlerindeki on binlerce insanla, dayanmadan henüz o sınırlara…

İnandık. İnandırdılar herkesi…
İnanmayanların geri kafalı, dinazor denilerek   bakılıverildi icaplarına…

Ve, evet…
Bazı sınırları da kaldırıyorlardı gerçekten…
Dünyayı avuçlarının içine alan bir avuç egemenin tekelindeki “mali sermaye”nin sınırlarını… Özgürce dolanabilmeliydi dünyayı o…
Devlet de ne ola… Dolanmamalı o, mali sermayenin, küresel finans canavarının ayaklarına… Çekilmeliydi ayak altından. Yani ekonomiden…

Devlet kötü…
Serbest piyasa iyi…
Liberalizm; her derdin devası…
Özelleştirsin, gümrükleri sıfırlasın, herkes ucuzunu, daha ucuzunu, en ucuzunu bulsun, alsın…
Gerek yok üretmeye…  Yormasın kimse kendini… Ve seyretsin yeter, devlet!

Her şey “birey” için…
Ama kimse boş da durmasın…
Oyalamalı bir şeylerle… Kökenlerle, tarikatlarla, dinlerle…
Düşünmesin… Farketmesin, yeter ki, uyanmasın… meşgul olmasın, olanla, bitenle.

Onun da çaresi düşünülmüş, bulunmuş, yaşama geçirilmişti.
Sınırları ortadan kaldırılan iletişim dünyasında; Multimedya devrimiyle…
Verdiler herkesin eline birer oyuncak, bu artık bir televizyon mu olur, bilgisayar mı, yoksa cep telefonu mu…
Gömdürdüler, kafayı… Veriyorlar ayarı… Sürüyorlar istedikleri tarafa…
Para da kazanıyorlar, seçim de…

Ve ne diyorlar?
İki keçiyi güdemeyenler mi yönetecek dünyayı?

Şaka geliyor bize. Oysa gerçek… Öyle tasarlamışlardı, başardılar.

Ta, kaç yüz yıl olmuş Pir Sultan söyleyeli…
“Koyun olduk, ses anladık…
Sürüye saydılar bizi!”



Kenan IŞIK

 

 
Toplam blog
: 432
: 2964
Kayıt tarihi
: 16.05.07
 
 

Mülkiye mezunuyum. Emekli müfettişim. Ankara'da yaşıyorum. S'oligarşi isimli kitabı yazdım. Kitap..