- Kategori
- Gündelik Yaşam
Küreselleşmenin nimetleri
2012 ye girince biraz geçmişe yolculuk yaptım. Ne de olsa bir yaş daha büyüdük. Çocukluğumu anımsadım.
Ah ne güzel günlerdi o günler. Sorumluluk yok, yaşam kavgası yok. Anneciğim, babacığım yanımda. Kalabalık aile. Kardeşlerinle gayet mutlusun. Tek sorumluluk okul ve dersler. Şimdiki gibi aşırı sınav maratonu da yok. Okulda da her şey toz pembe .
İlk Öğretimde Ocak ayının ilk haftası yerli malı haftası olarak kutlanırdı. Sevinerek okula koşardık. Her öğrenci evinden okula meyve, kuru yemiş götürürdü. Okulda eğlenirdik. Zevkle yer içerdik. Bu anlamda yerli malı kullanmanın önemi üzerinde durulurdu. Aynı zamanda tasarruf fikri aşılanırdı. Her birimizin kumbarası vardı. Tutumlu olmak için harçlıklarımızı biriktirirdik.
Tek slogan YERLİ MALI TÜRKÜN MALI, HER TÜRK ONU KULLANMALI idi.
Şimdi öyle bir hafta var mı acaba ? Sanmıyorum.Yerli malı ürün arıyoruz. Bulamıyoruz. İsimleri hep Türkçe ama kendileri yabancı. Deterjanlarımız, yağlarımız, büsküvilerimiz, sütlerimiz, gazımız, benzinimiz daha neler neler hep başka ülkelerden geliyor veya yabancı şirketler tarafından yapılıyor veya üretiliyor. Zaten öyle bir özenti var ki. Neredeyse mağazaların, marketlerin iş yerlerinin çoğu yabancı isimli veya çok uluslu şirketlere ait. Televizyon kanallarının isimleri bile yabancı.
Çarşıda gezerken bazen şaşırıyorum. Acaba yabancı ülkede mi geziyorum diye. Yediklerimizi, içtiklerimizi tartışıyoruz. Doğal besin bulmak zor. Eski damak tadınızı bulabiliyor musunuz? Hayvan yemlerimiz , tohumlarımız bile dışardan geliyor. Tarım ve hayvancılık ülkesi olan yurdumuzda herşeyi ithal ediyoruz. Büyük baş hayvanlar bile ithal ediliyor.
Ben bunları 1980 sonrası uygulanan politikalara bağlıyorum. 'Tüketim toplumu ol. Sürekli tüket.' Bize dayatılan bu. Bu olayı da Küreselleşme diye yutturuyorlar.
Küreselleşme, 'Dünya pazarlarının tek pazara dönüşmesi', 'Ticaretin ve sermaye akımlarının serbestleşmesi' olarak tanımlanıyor. Küreselleşmenin başlangıcında bütün Dünyada özelleştirmeler yapıldı. Yurdumuzda özelleştirmeler sonucunda stratejik öneme sahip enerji, telekominikasyon gibi sektörler uluslararası şirketlere satıldı. Bu kuruluşların hemen hemen tamamı kar eden şirketlerdi.
Çok uluslu şirketler daha düşük maliyetle dünyanın her yerinde üretim yapabilmekte ,daha fazla kar etmektedir.. Bizim yerli küçük esnafımız, tüccarımız, üreticimiz tabi ki büyük şirketlerle rekabet edememektedir. İşsiz sayısı daha da artmaktadır.
Sonuç olarak bana göre küreselleşme bizim gibi az gelişmiş ülkeler için İŞSİZLİK VE YOKSULLUK demektir.