Kürt Açılımı

Tek vatan. tek bayrak ve tek resmi dil… Ama insan haklarına saygılı, demokratik bir uygulama…

Son günlerde Kürt açılımı diye bir furyadır gidiyor. Bunun amacı ister Amerikan emperyalizmine hizmet isterse Kürt sorununun çözümüne yönelik bir atılım olsun; bence üzerinde önemle durulması gereken bir konu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da söylediği gibi, bu gün için, ülkemizde Kürt sorunu diye bir sorun vardır ve bu sorun onlarca yıldır başımıza derttir.
Gencecik evlatlarımız şehit olmakta, ordumuz yıpranmakta, yüzlerce vatandaşımız, boşu boşuna katledilmekte, milli gelirimiz heba olmakta ve ülkemizde büyük bir huzursuzluk yaşanmaktadır.
Güneydoğu bölgesinde yaşayan Kürt kökenli vatandaşlarımız; yüz yıllar boyunca o kısma yerleşmiş, kendilerine ait dilleri, gelenekleri, kültürleri olan, o bölgeyi yurt edinmiş vatandaşlarımızdır. Ülkemizde yaşayan diğer etnik kökenli vatandaşlarımızdan farklı bir durumları vardır.
Bölgenin coğrafi koşulları, dağlık ve verimsiz oluşu, içinde yaşayan insanların kültürel noksanlığı, aşiret ve ağalık sistemi nedenleriyle; o bölge gelişme gösterememiş ve yüzyıllar boyunca aşiret reisleri ve ağalar tarafından sömürülmüştür.
Cumhuriyetin kuruluşu ile birlikte gelen vatandaşlık hakları, eğitim seferberliği, toprak reformu gibi bir kısım yeniliklerle, o bölgede yaşayan vatandaşlarımızın gözleri açılmaya başlayınca; aşiret reisleri ve ağalar bundan rahatsız olmuş ve köle gibi kullandıkları cahil insanları kışkırtarak isyanlar çıkarmaya başlamışlardır.
İsyancıları eğitip, oralara daha çok yatırım yapma yerine bir kısım aşiret reisleri; Anadolu’nun muhtelif yerlerine sürülmüş, tebaaları ihmal edilmiş, baskıya maruz bırakılmış, bir kısım hakları ellerinden alınmış, ( Orduya alınmama, baskı yapma, horlama gibi ) ve gerekli yatırımlar yapılmamıştır.
Bu durumlar ve özellikle son 30 yıldır PKK denilen illetin verdiği rahatsızlıklar nedeniyle; o bölgede yaşayan vatandaşlarımız; büyük şehirlere göç etmek zorunda kalmıştır. Oralarda da; konuşma şekilleri, görünüşleri, kültürel durumları nedeniyle aşağılanmışlar ve PKK nın taraftarları haline gelmişlerdir.
Buna nispet olarak; Cumhuriyetin kuruluşundan beri, iktidara gelen bütün hükümetler; ülkemizi parçalamak isteyen emperyalistlerin okul açmalarına ve onların dilini öğrenmelerine yardımcı olurken, kendi içimizde yaşayan Kürt kökenli vatandaşlarımız aşağılanmış, dışlanmış ve bölünme korkusundan, onların kendi dillerini konuşmaları, kendi okullarını açmaları, kendi kültürel geleneklerini yaşatmaları önlenmiştir.
Emperyalist ülkeler de bizim bu zaafımızdan yararlanarak, onları kışkırtmakta ve desteklemektedir.
Hâlbuki biz bu korkumuzu atıp, onları bağrımıza basarak, kendi dillerini konuşmalarını, aleviler ve diğer etnik kökenli vatandaşlarımız dâhil, kendi ibadetlerini yapmalarını, kendi örf ve ananelerini devam ettirmelerini yadırgamasak, onları ihmal etmesek, farklı muamele yapmasak, daha medeni ve daha demokratik olmaz mı?
Resmi dil Türkçe olduğundan; kendi dillerinin yanı sıra, Türkçeyi öğrenmek istemezler mi?
Din devleti olma özelliğinden çıkıp, sadece Sünnilere hizmet veren, Diyanet işlerini kaldırarak, devletin kontrolü altında, Musevilerde ve Hıristiyanlarda olduğu gibi, her ibadet yerinin o ibadetçiler tarafından kendi imkânlarıyla yapılmasına olanak tanısak; daha iyi olmaz mı?
Böylece kendilerini Türkiye Cumhuriyeti Devletinin gerçek vatandaşı görüp o devletin bekası için uğraş vermezler mi?
Ben bu sorunun silah zoruyla halledilebileceğine inanmıyorum. PKK nın temsilcileriyle oturup konuşmakta da bir sakınca görmüyorum. Bunu sakıncalı görmek sorunu daha çok körüklemektir…
Şahsi görüşüme göre; hükümet olarak, PKK ile ayni masaya oturmayız demeyi mantıki ve insani bulmuyorum.
Öncelikle bu örgütün liderlerine kulak verip; amaçları ve istekleri nedir? Bunu öğrenmek gerektiğine inanıyorum.
Son zamanlarda gündemi meşgul eden Kürt açılımı; bu yolda hareket edip, bunu öğrenmek ve buna bir çare bulmak amacını taşıyorsa; TEK VATAN. TEK BAYRAK VE TEK RESMİ DİL. AMA İNSAN HAKLARINA SAYGILI, DEMOKRATİK BİR UYGULAMA… Düsturuyla PKK liderleriyle konuşup, çare bulmanın gereğine inanıyorum.
Ama eğer bu bir Amerikan emperyalizmine hizmet edip ülkeyi bölmek ise; şiddetle karşısındayım… 5 Eylül 2009