Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ekim '14

 
Kategori
Dilbilim
 

Kürt dilbilimcilere göre Kürtçe kaç yaşında?

Kürt dilbilimcilere göre Kürtçe kaç yaşında?
 

Kürt dilbilimcilere göre Kürtçe kaç yaşında?


Kürt dilbilimcilere göre Kürtçe kaç yaşında?

Geçtiğimiz günlerde ANF'nin "Kürtçe en az bin 500 yaşında" başlığıyla servis ettiği haber tartışmalara neden oldu.Gelin bakalım neler söylenmiş..Hint-Avrupa dilleri ailesinin Anadolu ve Mezopotamya'dan çıktığına ilişkin araştırma yapan uluslararası ekibin Kürtçeye ilişkin tespitlerini değerlendiren Kürt dilbilimciler, farklı görüşler belirtiyor. Araştırmayı önemli bulan İstanbul Kürt Enstitüsü Başkanı Zana Farqînî incelenen 100 Kürtçe kelimenin çoğunun Kurmanci lehçesinden alınmasını ise eleştirdi.

Fransız Sorbonne Üniversitesi’nde Kurmanci Bölümü Sorumlusu Yrd.Doç.Dr. Ibrahim Seydo Aydogan ister 5 bin yıl veya 50 yıl denilsin Kürtçe'nin tarihine ilişkin yapılan tahminlere şüphe ile bakılması gerektiği belirtirken, Zend dergisi editörü Samî Tan, Kürtçenin diğer İran dillerinden ayrılma sürecinin ortak kelimelerin oranıyla hesaplanacağına dikkat çekti. Dihok Üniveristesi'nin Kürdoloji Bölümü'nden Dr. Kamûran Berwarî ise Kürtçe'nin en az 5 bin yaşında olduğunu iddia etti.

Yaygın şekilde kabul edilen Hint-Avrupa'nın Rus steplerinden yayıldığı teorisinin aksine uluslararası bir araştırma ekibi geçtiğimiz Ağustos ayında bu dil ailesinin Anadolu ve Mezopotamya'dan yayıldığını tespit ettiklerini bildirmişti. Yeni Zelanda’nın Auckland Üniversitesi'nin öncülük ettiği araştırmada Kürtçe'den alınan 100 kelime incelenmiş ve Kürtçe'nin en az 1500 yıl önce diğer dillerden ayrılmaya başladığı iddia edilmişti.

Ancak ilk kez ANF'nin duyurduğu Kürtçenin kökenine ilişkin araştırma sonuçları, tartışmalara neden oldu. Kürtçenin tanınmış dilbilimcileri Zana Farqînî, Yrd.Doç.Dr. Ibrahim Seydo Aydogan, Dr. Kamûran Berwarî ve Samî Tan tartışmalar ve araştırmanın sonuçlarını değerlendirdiler.

'SADECE KURMANCİ DEĞİL, DİĞER LEHÇELER DE İNCELENMELİ'

Araştırmada kullanılan kelimelerin Amerikalı uzman M. Swadesh tarafından incelendiğini hatırlatan İstanbul Kürt Enstitüsü Başkanı Zana Farqînî, Kürtçe ile diğer dillerin yaşlarına ilişkin sonuçların bilim dünyası için çok önemli olduğunu belirtti. Bunun yeni bir tez olduğunu ve araştırılması gerektiğini söyleyen Farqînî, Kürtçeye ilişkin sonuçları ise şöyle değerlendirdi:

"Bütün sonuçlar elimizde olmadığımız için net bir şey söylemeyiz. Ele alınan kelimelerin hepsi Kurmanci lehçesinden alınmış, fakat dil olarak Kürt dili denilmiş. Bu bir eksiklik. İkincisi ise aynı anlamdaki kelimeler (sinonim) de yer almalıydı. Örneğin Kürtçe kelimeler listesinde 'Çivîk' (kuş) alınmış fakat 'çûk' yok. 'Kûçik' ve 'seg' (köpek) var, fakat 'kutik' yok. 'Çerm' (deri) var fakat 'post' ve 'kevil' yok. Örnekler böyle çoğaltılabilinir.

Eğer Kürtçe listesindeki kelimeler çok iyi incelenseydi, bu araştırmanın sonuçlarını etkileyebilirdi. Ancak buna rağmen Kürt dili için çok önemli bir sonuçlar çıkmış. Dilbilimcilere göre bin yıl içinde kelimelerin yüzde 19'u değişiyor, yüzde 81'i de aynı kalıyor. Bu yüzden dilin kökenine ilişkin araştırma ve çalışmalar hassasiyetle yapılmalı."

Kürtlerin bir statüye sahip olması halinde Kürtçe'nin dünya dilbilimcilerinin dikkatini çekeceğini söyleyen Farqînî "O zaman Kürtçe ve Kürt kültürü sayesinde Mezopotamya'daki uygurlıkların köklerine ulaşabilirlerdi. Bana göre Kürt dili ve kültürü bu coğrafyadan silinen medeniyetlere ulaşmak için bir köprüdür" diye konuştu.

'TAHMİNLER SADECE BİR HİPOTEZ'

Fransız Sorbonne Üniversitesi’nde Kurmanci Bölümü Sorumlusu Yrd.Doç.Dr. Ibrahim Seydo Aydogan ise ister 5 bin yıl veya 50 yıl denilsin Kürtçe'nin tarihine ilişkin yapılan tahminlere şüphe ile bakılması gerektiği görüşünde. Dillerin kökü ve birbirinden ayrılma süreçlerine ilişkin bilgilerin bir hipotezi geçmediğini belirten Aydogan "İnsanlar böyle hipotezlerden hoşlanırlar. Bence bu önemli bir konu değil, çünkü kesin bir sonuca varılamaz" dedi.

Dillerin tarihlerinin ancak onunla yazılmış eserlerle tespit edilebileceğini savunan Yrd.Doç.Dr. Ibrahim Seydo Aydogan'ın yorumu devamla şöyle:"Kürtçenin diğer dillerden ne zaman ayrıldığını bilemeyiz. Çünkü bu 'ilk dil' hangisi konusunu da beraberinde getirecek. Bütün dillerin bir dil grubundan geldiği ve hepsinin birbirinden ayrıldığı fikrine ise katılmıyorum. Sadece aynı topraklarda konuşulan diller birbirini etkilemiş olabilir."

Sürekli devleti olmayan halkların konuştuğu dillerin tarihini tespit etmenin zor olduğunu düşünen Aydogan "Örneğin 9. yüzyılda ortaya çıkan Fransızca bin yıl içinde çok değişmiş ve 600'den fazla dil ile lehçeden etkilenmiş. Ancak Fransız devriminden sonra Fransızlar arasında konuşulmaya başlanmış. Aynı şekilde 700 yıl öncesine kadar İngilizce sadece İngiliz beylerinin saraylarında konuşuluyordu. Bugünkü Türkçe de 80 yıl önce oluştu. Ancak dillerdeki değişimleri görebiliriz, onu da yazılı eserlerle tespit edebiliriz."

"FEQİYÊ TEYRAN'I OKUYORUZ, EHMEDÊ XANÎ'Yİ ANLAMAK ZOR"

Hint-Avrupa dilleri ailesinin Anadolu ve Mezopotamya'dan çıktığına dair teorinin doğru olması halinde dünya tarihin yeniden yazılması gerektiğini savunan Aydogan "Çünkü kavimler göçü Mezopotamya'dan başlamadı. Aynı şekilde Kürtlerin de Van gölünün kuzeyinde Mezopotamya'ya indikleri söyleniyor, o zaman Kürt tarihi de yeniden yazılmalı" dedi. 100 kelimeyle tarihin yeniden yazılmayacağını belirten Aydogan'ın bu konudaki görüşleri devamla şöyle:

"Kürtler aşiretler halinde yaşadıkları ve Kürtçe'nin okullarda okutulmamasından dolayı Kürt dili hep aynı kaldı. Bu yüzden Feqiyê Teyran'ı bugün de okuduğumuzda anlıyoruz. Ancak İslam ile Arapça ve klasik Fars şiirinin etkisinden dolayı Ehmedê Xanî'yi anlamak ise zor. Yani dillerin tarihi eserlerinde gizli ve emin bilgiler veriyor. Evet, Kürtçe kendisini koruyabilmiş, fakat bu diğer dillerden daha önemlidir anlamına gelmez."

DR. BERWARÎ'DEN 'KÜRTÇE 6 BİN YAŞINDA' İDDİASI

Tartışmalara ilişkin görüşlerini açıklayan Dihok Üniversitesi'nin Kürdoloji Bölümü'nden Dr. Kamûran Berwarî ise yeni bir iddiada bulundu. Hint-Avrupa dillerinin Kürdistan'dan çıktığını ve Nuh tufanından dolayı diğer halkların bu bölgeden çıkarken, Kürtlerin burada yaşamaya devam ettiğini savunan Dr. Berwarî'nin teorisi şöyle:

"Kürtler, asla Kürdistan'dan çıkmamış. Araplar, Türkler ile Farslar gelip bu topraklara yerleşmiş ve Kürtçenin Hint-Avrupa dilleriyle bağlantısını koparmıştır. Bu yüzden Kürtçenin Hint-Avrupa dilleriyle bağlantısı bir anneni çocuğuyla ilişkisi gibidir. Bütün Hint-Avrupa dillerinde Kürtçe kelimeleri görmek mümkün. Çünkü bu dil grubunun çıkış yeri Kürtlerin yaşadığı topraklardır.

Unutmayalım Kürtler, 50-60 bin yıldır topraklarda yaşıyor, tarih içinde bir sürü devlet ve imparatorluklar kurmuşlardır. Diğer diller değişmiş olabilir ama Kürtlerin dili hep aynı kalmıştır, diğerlerinden etkilenmemiştir. 5 bin yıl öncesinde ise Kürtçe bir dil olarak ortaya çıkmıştır. Çünkü dünya tarihinin ilk yazılı eseri Gılgamış destanı Kürtçe yazılmıştır, Sümerlerin döneminde de Kürtçe hep vardı."

'FARSÇA İLE BENZER KELİMELERİN ORANINA BAKMALIYIZ'

Ancak Zend dergisi editörü Samî Tan'a göre ise Kürt dilinin tarihini doğrulayacak hiç bir belge yok. Kürt dilinin genelde Med'lerle bağlantısının kurulduğunu hatırlatan Tan "Med diline ilişkin ise hiç bir belge, yazılı eser yok, sadece birkaç kelimeden söz ediliyor" dedi. Kürtçenin diğer İran dillerinden ayrılma sürecinin ortak kelimelerin oranıyla hesaplanacağını belirten dilbilimci Samî Tan'ın görüşleri ise şöyle:

"Kürtçe ve Farsçayı karşılaştırdığımızda kelimelerin yüzde 60'nın aynı olduğunu, sadece bir kelimenin değiştiğini görüyoruz. Dillerin tarihiyle uğraşan uzmanlar, bin yıl içinde bir dilde kelimelerin yüzde 20'sinin değiştiğini söylüyor. Buna göre o zaman Kürtçe ve Farsça 2 bin yıl önce birbirinden ayrılmış. Özellikle Zazakî ve Hewramî lehçelerinde çok sayıda dil yapısı Farsça ile benzer. Bu yüzden Kürtçe üzerinde yapılacak çalışmalar, Hint-Avrupa dillerinin bilinmeyen yönlerini aydınlığa çıkartabilir."

 
Toplam blog
: 9
: 2617
Kayıt tarihi
: 07.01.14
 
 

M.E.B açık ogretım mezunu,meslegim tekstil ticareti... ilgi alanım dogru ve doyasıya yaşamak.... Mi..