Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Haziran '12

 
Kategori
Siyaset
 

Kürt Halkının Talebi, İnsan Hakkı Talebidir

Kürt Halkının Talebi, İnsan Hakkı Talebidir
 

  • “Bizim liberaller, Kemalist ulus devlet anlayışı bitmiştir diyorlar ama bir ulus devlet olma peşinde koşan Kürt muhalifleri destekliyorlar”  demektedir bizim Ufuk Hoca. Ve tabii ki bu ifade karşısında bana da pes demek düşüyor. Gerçekten bu ülkede bir ulus devlet kurma çabası içerisinde olan Kürt muhalifleri mi var? Kimdir onlar? Söyleyin de bilelim. Pardon, evet birileri var. Ve o birileri bizim yüce devletlû erkânımız tarafından Diyarbakır’da bando mızıka eşliğinde karşılanıp, kendilerine Kuran takdimi yapılmıştı.
  •  
  • Hemen bir parantez açalım…
  •  
  • Ben kendimi liberal cephede tanımlamasam da bizim Ufuk Hoca, ille de beni liberal cephede ilan ediyor ya, ben bu duruma pes demekteyim. Hoş, özgürlükler hususunda liberal olmadığımı zaten söylemiyorum. Kaldı ki kendisini sosyalist cephede konumlandırmış hangi insan demokrasi ve özgürlükler konusuna cephe alabilir ki?
  •  
  • Kemalist Ulus Devlet için eleştirilerimiz hangi noktada düğümlenmektedir?
  • Kemalist ulus devlet anlayışına olan eleştirilerin odak noktasını görmeden kalkıp bir eleştiride bulunmak akıl ve izandan yoksundur. Kemalist ulus devlet anlayışının ayırt edici özelliği, Anadolu coğrafyasındaki farklı milletleri Türkleştirme operasyonuna yönelmiş olmasıdır. Özellikle bu gün yaşanan en temel sorunumuz olan Kürt Sorunu da işte bu Türkleştirme ve asimilasyon politikalarının bir sonucu olarak karşımızda durmakta. Buna dair en kapsamlı çalışma 1925 Eylül ayında yürürlüğe giren Şark Islahat Planıdır.
  •  
  • “Asimilasyon politikaları” derken kastımız nedir?
  • İşte Mustafa Kemal’in konuya ilişkin söyledikleri…
  • “Biz Türk milliyetçisiyiz ve Cumhuriyetimizin dayanağı da Türk topluluğudur. Bu topluluğun bireyleri ne kadar Türk kültürüyle dolu olurlarsa, o topluluğa dayanan Cumhuriyet de o kadar güçlü olur.”
  •  
  • Kemalist Ulus Devlet anlayışını hiç tereddüt duymadan dile getirenlerden birisi de İsmet İnönü’dür ve şöyle buyurmaktadır, “Vazifemiz Türk vatanı içinde bulunanları behemehal Türk yapmaktır. Türklere ve Türkçülüğe muhalefet edecek unsurları kesip atacağız. Vatana hizmet edeceklerde arayacağımız nitelikler her şeyden evvel o adamın Türk ve Türkçü olmasıdır”. (Vakit, 27 Nisan 1925)
  •  
  • İsmet İnönü hızını alamayarak 1930 yılında Milliyet gazetesinde yayınlanan bir demecinde ise şunu söylemektedir, “Sadece Türk milleti bu ülkede etnik ya da ırki birtakım haklar isteyebilir. Başka hiçbir kişinin buna hakkı yoktur”. (Milliyet, 31 Ağustos 1930)
  •  
  • Örneklerimize bir başka ilave daha yapalım ve bir Hitler sevdalısı olan, Nazilere hayranlık duyan dönemin Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt’un incisine kulak kabartalım.
  • “Türk bu ülkenin yegâne efendisi ve yegâne sahibidir. Saf Türk soyundan olmayanların bu memlekette tek hakları vardır. Türklere hizmetçi olma hakkı, köle olma hakkı”. (Milliyet, 19 Eylül 1930)
  •  
  • Yukarıda vermiş olduğumuz örnekler birkaç tanedir. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün… Ve tabii ki bu örneklerden hareketle Şark Islahat Planı’nın Kürtler üzerinde ne şekilde ve nasıl uygulandığını da gerekirse tartışırız. Yani demem o ki, “Alın size Kemalist ulus devlet anlayışının rengi”. Demeçlerin tarihlerine de özellikle dikkat buyurunuz. 1938 öncesine dair derin anlamlar yükleyen bizim sözde kimi sosyalistlerimize bu tarihler sanırım bir şeyler anlatır.
  •  
  • Peki ya Kürt muhalifler… Evet… Kürt muhalifler ne istiyor?
  •  
  • Kafasını kuma gömüp, bildiğinden şaşmayanların anlayabileceği bir şey değildir herhalde Kürtlerin ne istediği. Halen bu gün olmuş Kürtlerin ulus devlet peşinde koştuklarını sanan zihniyete demem odur ki, gözünüzü kulağınızı biraz açında, “Kürtler gerçekten ne istiyor?” sorusunu bir zahmet kendinize sorup, bu soruya yanıt arayın. Benden sadece küçük bir ipucu… “Kürt sorunu” diye diye sürekli konuştuğumuz ve yazdığımız şeyin en yalın gerçeğinin bir insan hakları sorunu olduğudur.
  •  
  • Köyleri, yerleri, yurtları yakılarak zorunlu tehcire tabii tutulmuş olan Kürtlerin dili yasaklanmış, Kürtçe konuşan insanlar cezaevlerine doldurulmuş, işkencelerden geçirilmiştir. Binlerce insan sadece şu son otuz yılda faili meçhuller adı altında öldürülmüştür. Bu gün bu ülkede “Cumartesi Anneleri” denen bir gerçek her hafta bu toplumun suratına şamar gibi inmektedir. Büyük kent varoşlarında yaşam mücadelesi veren Kürtler, aynı zamanda bu ülkenin işsizler ordusuna katılarak büyük kentlerin yedek işgücü stoğuna dahil edilmiştir. Kürtlerin büyük kentlerdeki yedek işgücü stoğu çalışan emekçileri işten atılma tehdidiyle, ücretlerinin düşürtülmesi tehdidiyle karşı karşıya bırakmıştır.
  •  
  • O halde…
  •  
  • Bizim literatürümüzde bunlara insan hakları sorunu deniyor. Anlatabildim mi?
  •  
  •  
  • Not: Siyah olarak vermiş olduğum alıntılar, Özgür Üniversite yayınları arasından çıkan Resmi Tarih Tartışmaları ana başlığı altında Resmi Tarihte Kürtler isimli çalışmadan alıntılanmıştır.
  •  
  •  
  •  
 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..