Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Eylül '16

 
Kategori
Güncel
 

Kürt meselesinde ve PKK mücadelesinde eksikler var mı?

Kürt meselesinde ve PKK mücadelesinde eksikler var mı?
 

Taşeronluk zor iştir. İşi bırakmak istersin bıraktırmaz ama kullanıp atabilirler.


Açılım süreci fiili  olarak, 2009'da, Oslo görüşmeleri ile başlayıp, 2015 yılı Eylül dönemine kadar devam etti. Konuşma,  tarafların karşılıklı niyetini anlama, sorunları görme, olabilecekler ve olamayacakların görülmesinin  vakit alacağı biliniyordu. Görüşmelerde Kürt politik tarafı müzakere marjını yüksek tuttu, Politik manevralarla algı değişikliği yapmaya çalıştı. Herkes kafasındakileri söylediğinde, fikri gidiş gelişler oldu. Görüşmeleri sabote eden olaylar olduğunda çözüm geliştirmenin, makul bir orta yol bulmanın güçlüğü görüldü. Kürtler kendilerinin saydığı kapsamı genişletilmiş illerde, kasabalarda bölge olarak  neredeyse yasama, yargı, yürütme üçlüsünün tamamında yerel yönetim ve tam iktidar istediler. Şimdilik kaydıyla, dış politikada Ankara'nın kendilerini dikkate almasını yeterli gördüler. Hükümet bürokrasisi ve politikacıları uzun dönemde devleti bölmekle suçlanabileceklerini hissettiler. Görüldüğü kadarıyla orta yol bulunamamıştı. Nitekim 28 Şubat 2015 Dolmabahçe Deklarasyonu, bazıları Mutabakat veya Mutabakatsızlık diyor, son durumda Hükümetin onayını alamadı. On (10) madde esasen ortak bir metin değildi. HDP kaleminden çıkmış ve  Onların görüşlerini içeriyordu. Konular; Demokratik siyasetin tanımı, Yerel yetkilerin artırılması, Özgür vatandaşlık güvenceleri, Yeni bir anayasa, Seçim kanunu, Maddi kaynakların Güneydoğuya sevki ve yerel otoritelerce kullanımı, Kadın hakları,  PKK'lıların silah bırakarak güvenlik görevlisi olması gibi hususlar içeriyordu. Hükümetin beklentisi ise ortak resim vererek, bu toplantı sonrası PKK'nın silah bırakmasının sağlanması ve görüşmelerle, siyasi platformda sorunlara çözüm yaklaşımıydı. Açıklama sonrası PKK silah bırakmadı. Dolmabahçe, ortak resim çekilen bir yer oldu.   

Süreç boyunca; Hükümet Kürt kimliğini tanıdığını, kültürel talepleri yerine getireceğini söyledi. Öcalan, silahlı mücadelenin miadının dolduğunu, PKK'nın silah bırakmasını 2013 Nisan'ında söyledi. Yasal bazı iyileştirmeler yapıldı. Hükümet tarihi bir sorumluluk aldı. Muhalefet fazla eleştirmeyerek, görüşmelere destek verdi.

Süreçte Temel Sorun; PKK'nın silah bırakarak  Türkiye'den çekilmemesi, asıl niyetinin bağımsız bir devlet kurmak ve Türkiye'den ayrılmak olduğunun ortaya çıkması ve süreç sırasında devlet fonksiyonlarının güvenlik, adalet, vergi işlerinin Kürtlerin yoğun olduğu şehirlerde, kasabalarda PKK temsilcilerince yapılmaya başlanması, hendekler kazılması, cephane yığılması ve özerk yönetim ilanıdır.

Bu dönemde halk, sayesinde hak elde ettiği vurgulanan PKK'nın  Kürt halkını düşünmediğini, çocukların okullara gitmesini engellediğini, amaçları için halkı figüran olarak kullandığını, itaat etmeyenlere ölüm dahil muhtelif cezalar biçtiğini,vergi diye haraç aldığını, devlete benzemediğini ve terör örgütü olduğunu görmüştür.

Hükümet bu dönemde kendi güvenlik kuvvetlerini, cephane stoklama, meydan okuma, yol kesme, Türk bayrağı ve Türklüğün küçümsenmesi olaylarına rağmen elde edilecek barışın nimetlerini dikkate alarak yerinde tutmuştur. Polis, Jandarma, Silahlı Kuvvetler politikacılara %100 itaat etmiştir. Şu anki olaylar dikkate alındığında bunun stratejik bir hata olduğu görülmektedir. Kanunlar ve devletin görevleri her zaman geçerlidir. Süreç zehirlenmesin diye güvenlik görevlerine ara verilemez ve kalkışmalara göz yumulamaz. Kanunlar ilerde doğabilecek güvenlik sorunları oluşmaması için titizlikle uygulanmalı ve aykırı hareket edenler yasalara uygun olarak cezalandırılmalıdır.

Ekim 2014 Kobani olaylarında HDP, Hükümetin İŞİD'e karşı Kürtleri desteklemesini istemiş ve Türkiye'de bir hafta huzur yok olmuştur. "Halklarımızı sokağa çıkmaya çağırıyoruz” çağrısıyla başlatılan protesto eylemleri ve silahlı çatışmalar sonrasında 46 kişi ölmüş, 682 kişi yaralanmıştır. 1113 bina hasar görmüş ve 323 kişi tutuklanmıştır. Hükümetin YPG'yi desteklemesi veya tersi davranışıyla ilgili değerlendirmeyi yapmak seçmenin ve politikacıların hakkıdır. Ancak protesto diye  kalkışmak, ülke varlıklarına ve insanına zarar vermek kimsenin hakkı değildir. HDP destek  çağrısını uzlaşmayı takiben on (10) yıl sonra yapsa belki Türkiye Kürtler için savaşabilirdi.

Suriye iç savaşı nedeniyle, Türkiye'nin Suriye güney sınırı boyunca YPG'nin kantonlar, bağımsız idareler kurup, İŞİD ile mücadele için ABD desteğini alarak bir Kürt koridoru oluşturmaya çalıştığı görülmüştür. Kürtlerin bağımsız Kürdistan hayali için Türkiye'nin destek vermesi istenmiştir.

Ayrıca, zaman içinde askerin, polisin vurulması, politikada HDP'nin PKK uzantısı olarak görev yapması, terör olaylarına  karşı çıkmaması, politik hesaplar 8 Ekim 2015 itibariyle sürecin durmasına, buzdolabına konmasına, sebep olmuştur.

Sürecin durmasını takiben, intihar bombacıları ve teröristlerin eylemleriyle İstanbul, Ankara ve sınır kasabalarında Türkiye'nin huzuru, turizmi, ekonomisi yok edilmek istenmiştir. Güneydoğu iç savaş olan Suriye gibi, PKK tarafından işgal senaryosu gereği, kurtarılmış şehirler, kasabalar oluşturmak amacıyla yakılıp yıkılmış ve adeta bir iç savaş başlatılmıştır.

Bu arada İŞİD'le yeterince mücadele etmediği gerekçesiyle Türkiye siyaseten sıkıştırılmıştır. Sonuçta; Türkiye İŞİD,  PKK ve YPG ile mücadele konumuna gelmiştir. Ayrıca, 15 Temmuz 2016 Türkiye'de dini devlet kurmayı hedefleyen darbe teşebbüsü ile Türkiye sarsılmıştır.

20 Eylül 2016 itibariyle, problemler ve masraf çok, gelir az durumundadır. Güvenlik masrafları fazlasıyla artmış, ekonomik kırılganlık ve durgunluk oluşmuştur.

PKK ile mücadelede Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan'ın "Son terörist yok edilinceye kadar savaşa devam" tezi asker için kararlılık mesajıdır ve moral destek amacı gütmektedir. Başbakan B. Yıldırım, "Terörle mücadeleden asla ve asla taviz vermeyeceğiz, vazgeçmeyeceğiz. Ne zamana kadar? Ta ki bütün vatandaşlarımız yurdun her karış toprağında rahatça, can güvenliği içinde yaşayıncaya, seyahat edinceye ve normal hayatlarını sürdürünceye kadar." demektedir.

Eksiklik Nerede?

Halka barışı ve huzuru sağlayacak, Hükümete moral üstünlük sağlayacak geleceğe yönelik istihdam ve iş odaklı bir görüş  sunulmalıdır.Böyle bir görüş sunulması siyaseten Hükümeti kuvvetlendirecek ve PKK'ya olan sempatiyi asgariye indirecektir.

Bu kapsamda:

a. Halkın zararı karşılansın. Terör yüzünden sahada fiili zarar gören halkın korunması, özellikle barınma sorununun çözülmesi, derde çare bulmak için beraberlik gösterilmesi ve kaynak ayrılması şarttır. Halkın zararının, PKK'nın özerklik ve yönetmek amaçlı devletle kavgasından kaynaklandığı, kendisini devletin yerine koymaya çalıştığı ve buna hakkı olamayacağı daima her ortamda vurgulanmalıdır.

b. Devlet birimleri halk için etkin çalışsın. Tüm Devlet mekanizmasının sağlık, eğitim, güvenlik başarıyla çalışması, halkın muhatap bulması önemlidir. Bu husus açıkça devlet görevlilerinden istenmelidir. Bürokrasi maalesef çok dişli, yavaşlatıcı bir çark durumundadır. Ankara'da bile Görme Engelliler Okulu'na bir bilgisayar bağışlamak isteyin, Okul'un yetkilisi ile görüşmeniz günler alabilmektedir. Halkın şikayetlerini algılamak ve düzeltmek en iyi sistem iyileştirici mekanizmadır. 

Hükümet bürokrasiye şu soruyu sormalı ve hatayı bulup düzeltmelidir. Bu il, bu kasaba, bu köy serbest oylarıyla istediği yeri seçecek olsa tercihi ne olur?. Tercihi devlet değilse sebepleri araştırılmalıdır. Nitekim Kurtuluş savaşı barışında Batum Artvin arası sınır köyleri seçme serbestisi ile  bırakıldığında çoğunluk köyler, kibirli, dert dinlemez, diyalog bilmeyen T.C. devleti yöneticilerini muhtarını, memurunu dolayısıyla Türkiye'yi seçmemiştir. Güneydoğu vali ve kaymakamları her üç ayda bir  Ankara'da veya Diyarbakır'da toplanmalı, aksayan bürokrasi, yapılacaklar gözden geçirilmelidir.

c. Ekonomi canlandırılsın ve müteşebbislik teşvik görsün. Ekonomik birimlerin çalışması, özellikle Hükümetin güneydoğuya  yatırım teşvikini fiiliyata dökmesi önemlidir ve olumludur. Her iki ayda bir Hükümetin teşvik çabası sonuçları irdelenmeli, tıkanıklıklar giderilmelidir. Çok sayıdaki eski teşviklerin başarısızlık sebepleri masaya yatırılmalıdır. Şu an itibariyle Güneydoğu'da Türk müteahhit olarak iş almak, çalışmak  mümkün değil. İş adamlarının rahatsız edilmesi, haraç istenmesi, yangın çıkarılması, tehdit edilmesi önlenmelidir. İstihdam ve yatırım riskine ilave gasp ve can riski kabul edilemez.

PKK silaha dayalı bir örgüt olarak kayıt dışı ekonomiyi elinde tutuyor. Silah kaçakçılığı, sigara kaçakçılığı, uyuşturucu kaçakçılığı, petrol kaçakçılığı yapılıyor. Halka imkan verip, düşük bir vergiyle ham petrol, sigara ve diğer ucuz ürünlerin ithali desteklensin. Müteşebbislik ve ihraç odaklı işler desteklenerek halka iş sağlansın. PKK'nın bu tür ticareti yapması önlensin. Uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele zemini güçlü olarak oluşturulsun.

d. Adaletin merhamet yönü olsun. Teröristlerden teslim olanlara mahkemelerde ve hapishanelerde iyi muamele edilmesi, aileleriyle görüştürülmesi, uzun dönemde teslim olanların cezasını çektikten sonra serbest kalacağı her durumda  vurgulanmalıdır. Oğlu, kızı terör örgütüne katılan ailelere iyi muamele yapılmalıdır. Suç bireyseldir. Zaten kalabalık aileler iki taraftan gelecek zararı sınırlamak için terörist ve korucu olarak görev almaktadır. Teröriste finansal yardım yapan ve yataklık edenler de yasalara göre muamele görmeli ve asılsız, delilsiz suçlamalar yapılmamalıdır. Ölüm tehditi karşısında yardım etmişler için durum tüm faktörler dikkate alınarak değerlendirilmelidir. Batıdan yardım yapan iş adamları için tedbir alınmalıdır. Söylemlerde geçmişe dönük acılar, olaylar değil gelecek referans alınmalıdır.

e. Türk Kürt Birliğine ilişkin akademik çalışmalar yapılsın. Akademik çalışmalar Türk Kürt birliğini destekleyen enstitü veya dernekler kurularak  fikir yönünden bağımsız devlet kurma teziyle beslenen Kürt aydınlarının bağımsızlık tezlerinin zayıflıkları gösterilmeli, etkisi asgariye indirilmeli ve refah için işbirliği, sinerji önemi vurgulanmalıdır. Örneğin, Kürt kültürü kökenleri objektif incelenirse faydalı birliktelik ve müştereklikler görülebilecektir. Ayrılıklar, güç azalmasına sebep olmuştur. Türkiye'de, Obama'dan 47 yıl önce, 10 Ekim 1961,  Kürt Cemal Gürsel  ve 1980 sonrası Turgut Özal cumhurbaşkanı olmuştur. Halk kaynaşmıştır ve bu birliktelik devam ettirilmelidir.

f. PKK'nın fikri yönden ve siyasi hedef yönünden yanlış yolu seçtiği halka ve gençlere anlatılsın.  PKK'nın önerdiği çözümün ütopik olduğu gerekçelendirilerek batıda devletçe çok sayıda Türkiye'yi tanıma yaz kampları düzenlenerek modern Türkiye anlayışı lise öğrencilerine anlatılmalı ve gençlerin isyankar çağından PKK'nın istifadesi önlenmelidir. Ayrıca, lider kadrosunun zayıflatılması, fikri ayrılıklara düşmesi, lojistiğinin, silah alımının  güçleştirilmesi, şehire yerleşmemesi, kırsalda rahat bırakılmaması konuları yeterince incelenmelidir. PKK Lider kadrosu için silahsızlanma, dağılma ve teslim süreci olursa uzun dönemde evlerinde yaşama imkanı sağlanacağı belirtilebilir.

g. Dış politikada PKK'nın Kürt halkının düşmanı olduğu anlatılsın. Hükümet dış politikada PKK  bir iç sorundur tezine yapışıp kalmasın, aktif olsun. PKK'nın sadece Türkiye'nin değil neden Kürt halkının düşmanı olduğu delillere dayanarak anlatılsın. Türkiye'nin Kürt halkının refahıyla ilgilendiği, istihdam ve huzur çabaları, sorunları asgariye indirme çabaları  özelllikle Almanya ve AB'de fikir düzeyinde dokümanlarla anlatılmalıdır. Kürtçe TV ve dil öğrenme hakkı verildiği vurgulanmalıdır. Kürtlere sağlanan imkanları bir Alman, Kürt bağımsızlık tezinden daha çok dinleyebilmelidir. Almanya'da çalışan, yaşayan 3 milyonu aşkın Türk, 0.7 milyon Kürt'ten yaklaşık 4 kat daha fazladır. Almanya'da Türk tezini daha çok dinletebilecek fikri altyapı kurulmalıdır. Türkiye'deki AB proje destek yatırımları, teknolojik yeniliğe ve Güneydoğu halkı refahına odaklı olabilir. Ayrılan kaynağın tamamı kullanılabilmelidir.

h. Hükümet, barışçı olduğunu, halkın huzurunun ve refahının takipçisi olduğunu her platformda vurgulamalıdır. Cumhurbaşkanı, Başbakan barış havarisi olmalıdır. Barışı sevmek dış politikada güç sağlar. Türkiye'nin "Yurtta sulh, cihanda sulh" tezini savunduğu, bıçak kemiğe dayanmadıkça savaşmadığı açıklanmalıdır. Hükümet  bu kez bürokrasinin koordineli katkısıyla askeriye, dışişleri  dahil süzgeçten geçmiş çözüm yaklaşımını halka sunmalıdır. Vizyoner yaklaşıma örnek olarak ABD Hükümeti 1962 Küba bunalımı sırasında, 11 Eylül 2001 sonrası Ekim'de Afganistan savaşına girerken,  hedefini ve savaşın durması için şartlarını belirlemiştir. Hem hedef koymak, çalışmalara yön vermek ve ileride sapmaları azaltmak için faydalıdır.

ı. Uzun dönemde PKK yenilecektir, ancak makul bir maliyet ve karşı tarafı aşağılamayan bir barış daha kalıcıdır. HDP'nin on (10) maddesi yerine, mutabakat sağlanabilirse  "PKK silahlarını teslim edecek, mensuplarının ilerde topluma kazandırılmaları desteklenecek. Yerel yönetimler tüm Türkiye'de daha çok yetkilendirilecek. Eşit vatandaşlık ilkesinin ve demokrasinin güçlü olarak yer aldığı kısa bir Anayasa yapılacak" uzlaşması üç (3) maddedir ve yeterince açıktır.

Kürtler her şeyi devletten talep etmek yerine ekonomik güçlerini artırmaya, fakirlikten ve PKK'dan kurtulmaya odaklanmalıdır. Kürt politikacılar ekonomik kalkınmayı hedefleseler, güvenliğe sarf edilen paralarla, refahları daha çok artardı. Onlar kolayı, politik atışmayı seçtiler. Çözüm sadece Türklerin değil, Kürtleri düşündüğünü söyleyenlerin de sorunudur. Bu problemin çözümüne katkı yapanları tarih minnetle anacaktır.

 
Toplam blog
: 182
: 1556
Kayıt tarihi
: 14.10.12
 
 

Elektronik Y.Mühendisiyim. Teknik alan dışında Tasarruf ve tutumlu yaşam, Kişisel Finans Yönetimi..