Kürt Realitesi ve Pkk Meselesi (2)

Kürtler, yüzlerce yıldır bu Anadolu coğrafyasındadırlar. Ne Osmanlı tarihinde, ne de Cumhuriyet döneminde Kürtlerin yaşamı bu kadar sorun haline getirilip, bayraklaştırılmamıştı. Dünkü yazımda da yazdığım gibi aslında Kürtlerin “yanlışlaştırılması “ ve “bastırılmışlık” içine itilmesinin tek sorumlusu Türkiye Cumhuriyeti devleti değildir. Evet, bir takım hatalar, eksiklikler yapılmıştır belki ama ben zannetmiyorum ki, Cumhuriyet döneminden bu yana onlar dağa çıkartacak geçerli bir sebep olsun. Kürtlerin dağa çıkışını, Türkleri ve Türkiye devletini kendilerine hedef seçmelerinin arkasında bu “bastırılmış” yada “itilmiş, kakılmış” olmaları yatmıyor. İşn içinde çok daha derin ve uzun boylu bir stratejik projeler zinciri ve namı bu ülke dışına uzanan bir destekler halkaları yer almakta.

Bunlar hep dile getirildi ama bir kez daha dile getirmenin bir zararı olmaz sanırım. Başta Abd, bugünkü Ab üyesi pek çok devlet ve bugünkü Kuzey Irak’taki oluşum Pkk denen oluşumu korumuş, kollamış, himaye etmiş ve maddi,manevi desteklemiştir. Hangi ülkelerin destek verdiğini anlayabilmeniz için, Pkk teröristlerin giydiği giysilere, botlara, silahlara, patlayıcı ve mühimmatlara bakın anlarsınız ne demek istediğimi.. Küçük bir örnek mi ? Hatırlayacaksınız, Irak’ın işgal edilmesiyle, Saddam’ın cephaneliğindeki birçok silah ve mühimmatın kaybolduğu çok konuşuldu. Bunların akıbetinin ne olduğu da açıklanmadı. Ama Pkk’dan ele geçirilen bir çok silah ve mühimmatın menşeisinin Irak olduğu tespit edildi. Daha güncel bir örnek : Pkk’nın ele geçirilen patlatılmamış bomba tuzaklarındaki hazırlanan bombaların, hatta geçenlerde canlı yakalanan “canlı bombanın” çantasındaki patlayıcının Kuzey ırak’ta kaybolan patlayıcılardan olduğu tespit edildi. Peki, en son Aktütün saldırısındaki o ağır silahlar kimin malı ve oraya nasıl geldi ? Kim verdi, kim sattı ? Fazla söze gerek yok.

Bugün Pkk terörü 25-30 yıldır can almaya devam ediyor. Pkk’nın ortaya çıktığı bunca yıllık süreçte, kim kazandı, kim kaybetti ? Dağa çıkanlar, bu muhasebeyi yapıyorlar mı acaba ? Bugünkü sözüm ona “Kürtlerin temsilcisi” olduğunu söyleyen siyasiler, Pkk’nın sözcülüğünü yapmak öte, bu muhasebeyi objektif yapabiliyorlar mı ? Kendilerince yapıyorlardır ve bu muhasebede kaybedenin hep Türkiye olduğunu söylüyorlardır. Neden ? Bugün Doğu’daki çatışmalarda Türk askeri şehit oluyorsa, karşısındaki insan da ölüyor. Peki o insan nereli ? Çoğu bu coğrafya’dan dağa çıkma. Ama aralarında bu coğrafya’ya ait olmayanlar da o çatışmalarda telef olmadılar mı ? Pkk 30 yıldır silahlı eyleri ile binlerce insanımızı katletti. Peki bu eylemlerle, silahlı saldırılarda hiç mi Kürt kökenli vatandaş ölmemiştir. Bu paralellikte kaybeden kimdir ?

Dünün Pkk yöneticileri geçmişte saltanat içinde yaşamışlarsa, örgütten her ayrılan, kaçan yanında büyük paralarla kaçıp, farklı ülkelerde kendilerine lüks yaşamlar kurabiliyorlarsa, şirketler kurup rahatlıkla ticaret yapabiliyorlarsa (ör. Bölücü başının kardeşinin Kuzey Irak’ta kaç tane fırın ve bakkalı var ? ), örgütün yurt dışındaki bankalarda yüklü hesapları varsa, bugün uyuşturucu, silah ve insan kaçakçılığının içinde örgüt varsa ve bu paraların büyük bir kısmı terörün finansmanına ayrılmışsa kimler kazanmıştır. Bugün Kürtlerin temsilcisi olduğunu söyleyen siyasi parti mensupları, Avrupa devletlerinin bile terör listesine aldığı Pkk için hala “terörist” deyip, adam gibi terörü lanetleyemedikleri zaman kimler kazanıp, kimler kaybediyorlar? Geçtiğimiz yıllarda, Nevruz kutlamalarında “bizim üç tane doğal liderimiz vardır. Öcalan-Barzani ve Talabani” diyen ve Pkk’nın bayraktarlığını yapan kim ? Daha dün “ben pkk’ya terör örgütü demem, pkk ile de çarpışacak bir tane peşmerge yoktur, kürdü kürde kırdırmam “ deyip, Türkiye’ye kafa tutan kim ? Pkk teröristleri isteyen Türkiye’ye “bir kedi bile vermem” diyen kimdi ?

Bu örnekler hiç bitmez. Bakın bugün bu söylemleri yapanlar, hep aynı ideolojiyle beslenenlerdir. Yani önceki yazımda anlatmaya çalıştığım o klasik Kürdistan ütopyası !.. Bugün yaşları pkk terörünü takip etmeye ve tanımaya müsait olanlar acaba hiç, bir Kürt temsilciden “doğuya fabrika istiyoruz. İş istiyoruz, okul istiyoruz vs” dediklerini duydular mı acaba ? Bugün bile parlamento da bunlar konuşulmuyor. Bugün bile kandile giden yabancı gazetecilere “kürt militanlar” böyle bir demeç vermiyorlar. Ama onlar bu teröristlerden bahsederken “ayrılıkçı gerillalar” yada “savaşçı Kürtler” diyorlar.. Bu onların ne kadar da sübjektif olduklarını göstermez mi ?

Bugün ben zannetmiyorum ki, batılı araştırmacılar, gazeteciler, televizyoncular bu işin perde arkasını, işin gerçek boyutunu araştırmak istesinler. Onlar için bu haber olmaz. Ama Kandil’den yayın yapmak bir haber değeri taşır.

Bakın, bugün başta Abd olmak üzere sırtımızı sıvalayan hiçbir batı devleti samimi değildir. Kendilerini modern gösteren birçok ülke bugün pkk’yı himaye etmekte, koruyup, kollamaktadır. Türkiye bir taraftan Pkk ile savaşırken, bu ülkelerin ikiyüzlülüğünü de ortaya sermelidir.

Bu da o çok boyutlu “Kürt meselesinin” bir boyutudur aslında..

../..