Kurt Seyit ve Şura/ Haksız eleştirilere son vermeli!

Geçtiğimiz hafta ilk bölümü ile beni oldukça etkileyen bu kadar güçlü bir projenin haksızca yerden yere vurulması beni şaşkına çevirdi doğrusu! Aman, ben de şaşıracak yer arıyorum!

Geçen bölüm hakkında izleyicinin de fikrini dinledim ve çıkan sonuç değişmedi, dizi beğenilmemiş.

Led ekranlar için tam da sinema tadında çekilmiş bir dizinin haksız yere yerden yere vurulduğunu görmek ve duymak da bende duygusal bir acı yarattı.

Sinema görselleri ile çekilen dizilere izleyenler hiç de rağbet etmiyor. Yapımı karanlık ve sahneleri yeterince büyülü bulmuyor. Mekan seçimleri, kostümlerinin heybeti led olmayan ekranlarda seçilememiş.

Kurt Seyit ve Şura; Ay Yapım tarafından hiçbir masraftan kaçınmadan, Ece Yörenç’i usta kaleminden, Hilal Saral’ın büyülü gözü ile ekrana gelmeden önce aylarca tanıtımı yapıldı. Aslında yan yana gelen isimlere bir de Kıvanç Tatlıtuğ adı da eklenince fenomen olacak bir dizi izlemeye hazırlandık, doğrusu ben bir kez daha söyleyeyim “Çok beğendim!”.

Klasiklerin, ekrana gelirken oluşturduğu sihri ben Kurt Seyit ve Şura’da buldum ve “ Anna Karanina” havası soludum. Müzikleri oyun havasına alışık izleyenlerin tanımı ile “pek de gıygıydı” bana göre ise insanı göklere uçuruyordu. Reyting almak için yeterli ölçü olamayan ben ve benim gibiler için çok güzel bir diziydi.

Sağımızdan solumuzdan fırlayan, farklı iş yapayım diye önce polisiyelere sarılan, bu olmadı deyip komedi yapımlarını ekrana dolduran pek çok kanal var. Haksız bulduğumu söyleyemeyeceğim, para kazanmak lazım ama…

Bizim topraklarımız; acı ister, gözyaşı ister, samimiyet ile laubaliliği bazen karıştırır, sıcak ama mesafeli olana “Kibirli” der, aşk deyince aklına ölümüne sevmek gelir ve gerekirse(!) öldürür, kadını ezer, kadına aşkını kolunu büküverip sunar, oyun havası ile coşar, aşkına ağıtlar yakar, arabeske bağlar.

Amacım suçlamak, küçük görmek değil!

Bizim topraklarımızın öfkesi kadar, sevgisinin de şiddetini vurgulamaktır.  Böyle de olunca çok Avrupai işlere rağbet etmez!

Dinginlikten sıkılır, aksiyon ister!

Dokunmaya kıyamamanın acısını, en biberlisinden agresif tavırla göstermek ister ve adına da  “Kara Sevda” der!

Beğendiği kıza-kadına öyle melül melül uzaktan bakamaz, çekip alır!

Örnekleri çoğaltabilirim ama sadede geleyim! İşim bu olmasaydı da ben “Kurt Seyit ve Şura”yı izler ve çok keyif alırdım. Oysa güzel yurdum insanları sıkılır!

Umarım aşk doludizgin yol almaya başlar da dingin görsellere ve müziğe “Sıkıcı” damgası tekrar tekrar vurulmaz!

Hayatta sıkıcı olmamanız dileği ile…

www.televizyongazetesi.com

 eceer6@gmail.com

https://twitter.com/eceer6
https://www.facebook.com/pages/Ece-Er-%C4%B0le-Ba%C5%9Fb