Kurt Seyit ve Şura'yı Ruslar ve Araplar çok seviyor!

Ekranlarımızda gördüğümüz, göreceğimiz en güzel dizilerden birinin, ilk bölümü ile aldığı olumsuz eleştirileri sonunda geldiğimiz nokta pek acı! Fark yaratan görüntüleri, titiz çalışılmış detayları, dönemini olduğu gibi ekrana taşıyan, müziği ile sektörün en güzel işlerinden biri  Kurt Seyit ve Şura'dır.

Bir önceki yazımda da altını çizmiştim bu konunun!

Kıvanç Tatlıtuğ gibi beğenilen bir oyuncunun koz olarak kullanıldığı dizi, oyuncunun ilk dönem dizisi ve seyirci görüntüyü yadırgadı. Alışılmış Kıvanç Tatlıtuğ, hal ve tavırlarının esamesi okunmayan dizide aslında oyunculuğunu geliştirdiğini kanıtladı oyuncu, ama kimin umurunda. Farah Zeynep Abdullah çok beğendiğim genç nesil oyunculardan ve tam bir Rus güzeli olmuş abartısız oyunculuğu ile bence göz kamaştırıyor. Birkan Sokullu, oyunculuğunun altını kalın bir çizgiyle çizdiği Petro tiplemesiyle başarısını bizlere gösteriyor.

Rus klasiklerinin olgun atmosferi ile yabancı dizilerin titizliği ile karşımıza. İstanbul'a geldi Seyit ve Şura, yine titizlikle çalışılmış dekorla ama dekoru da inandırıcı bulunulmamış. Velhasılı kelam bizim seyirciye beğendirmek çok zor mirim! Maşallah benden daha iyi anlık reytinglere bakıyorlar, ne işlerine yaradığı konusunda hiç bir fikrim yok, ama reyting takibinde izleyenler çok başarılı. Oysa bu reyting dediğimiz canavar, reklam verenler, kanal ve yapımcı ile en son da biz eleştirmenlerin gözünde önemli. Bu ölçümleri takip edip ne yapıyorsunuz, size ne yarar sağlıyor çok merak ediyorum sevgili izleyici, keşke mantıklı açıklamasını yapabilseniz.

"Kırımlı bir Türk, neden Rus Çarı için çalışır, neden Müslüman kimlikleri vurgusuz geçiyor?" gibi sorular yöneltiliyor bana. Tabi haklılar benim gibi Sovyet Sosyalişt Cumhuriyetler Birliği gibi bir ülkenin bile farkında değiller. Amacım suçlamak değil, yaşlarının gençliğinin altını çizmektir. Onlar son Kırım'ın Ukrayna'dan ayrılıp Rusya'ya bağlanmasını yaşadılar. Tarihsel kayıtlarında da Kırım bu olayla işaretlendi. Oysa biz bir ülkenin parçalanışını izledik, hem de canlı canlı!

Şimdi gelelim, Kırım Türkleri'ne ne olmuş, neden Rus Çarı için savaşmışlar, dizide savaştıkları kimlerdir, Kurt Seyit neden Çar için askerlik yapıyor?

Tarihi bilgilerle sizi çok yormadan küçücük bir bilgi paylaşacağım. Yoksa kitap yazmam lazım! Kırım Tatarları olarak bilinen Türkler, Rus Çarının 16.y.y dan 19. y.y'a kadar topraklarını genişletmek için Volga kıyılarındaki Türk-Müslüman Hanlıklarını, Sibirya'daki Türk topluluklarını, Doğu Avrupa'daki Lehleri, Kırım Tatarlarını ( Kurt Seyit'in mensubu olduğu topluluğu), Kuzey'de Finleri, Kazakistan'daki Gürcüleri, Azerileri, Orta Asya'da Azerileri, Kazakları, Kırgız ve Özbek Türklerinin bulunduğu toprakları Avrasya İmparatorluğuna katmıştır.

Çok uluslu bir topluluğa dönüşen Rus İmparatorluğu,  kanunlara göre din özgürlüğü getirdi. Rusların Ortodoks inancı üzerine kurulan kültürleri öncelikli haldeydi. Bu yüzden de Rusya hakimiyetine giren bütün topluluklar Ortodoks- Slav etkisi altına girmiştir. Kendi kültürlerini koruma hakları olmasına rağmen, çatı birliği açısından ayakta kalmak için (ekonomik ve idari açıdan) zorunlu olarak bu kültürü benimsemek zorunda kalmışlardır. Koruyucu olarak Çarını kabul etmişlerdir. Kültürel çatışmalar nedeni ile de dış ve iç çatışmalar yaşamıştır. Kırım'ın Karadeniz hakimiyeti sebebi ile Çarlık için önemli bir bölgeydi. Askeri ve ticari dışa açılan kalesiydi. Kırım, Rus Çarlığına bağlandıktan sonra 5 bölgeye ayrılmıştır.

1828-1829 yıllarında Osmanlı-Rus savaşları sırasında 200 bin Tatar göç etmeye başlamıştır. 1853-1856 yıllarından Kırım Savaşı sırasında Tatarlar, Osmanlı İmparatorluğuna göçe devam etti. Tarlaları işleyecek çiftçi kaybından dolayı Çarlık, Tatarları topraklarında kalmaya zorlamıştır. 800 binlik göçler esnasında Kırım Tatarları 7-8 ay göç için gemi bekler durumda limanlarda sabahlamıştır. Çarlık Hükümetinin, Tatarların üzerindeki baskı gittikçe artmıştır. Göç ettikleri bölgelerde tutunamayanlar topraklarına geri dönmüş, fakat ev ve topraklarını Çarlıktan geri alamamıştır.  

Şimdi de dizimize dönelim ve Kurt Seyit için bazı soruları cevaplayalım:

Kurt Seyit meslek olarak askerliği seçmiş biridir. Babası gibi Çar için önemli bir askerdir. Kurt Seyit'in savaş sahnelerinde gördüğümüz düşman askerleri Rusya'nın yayılma politikasında ele geçirmek istediği toprakların sahipleridir. Yukarıda genişleme politikası sırasında savaşılan Polonyalılar ve Finlandiyalılardan bahsettim. Kırım Tatarları, içten içe dinsel ve kültürel anlamda Ruslaşmanın acısıyla Çara karşı iç savaşlar da yaşamıştır. Müslüman kimliklerinin baskın olarak görünmemesinin sebebi Rus Çarının güttüğü politikadır. Ne kadar dinen özgür bırakılsalar da Ortodoks- Slav kültürü ile eğitilmeleri sebebi ile vatan birliği için yavaş yavaş sistem gereği Ruslaşmaya başlamışlardır.

Artık, Kurt Seyit Türkiye'nin kurtuluşu için İstanbul'da savaşlara katılmaya, yardımlarını eksik etmemeye çalışacak. Bu çalışmalar esnasında ajanlık tadında sahnelerin de diziye biraz daha hareket getireceğini sanıyorum. Ama o kadar kötü eleştiriler yapıldı ki artık diziyi izlemek Türk izleyiciler için saçma oldu. Oysa Arapların ve Rusya'da seyircinin aklını başından alıyor. Yurtdışı başarısı için reytingin pek de benim için bir şey ifade etmediğini bir kez daha doğruladı. Bu kanıt ışığında "Kurt Seyit, kim tutar seni" demek istiyorum. Bizim kültürel açıdan zayıflamamız sadece kitap okumamızdan değil artık kaliteli dizilere rağbet etmememizden de belli oluyor.

Polisiye ve komedi dış pazara satılamayan yapımlar, oysa yurdum insanları bu tarz dizi seyretmek istiyor. Çalıkuşu'nu da der-top ettik, umarım Kurt Seyit ve Şura direnebilir de gözlerimiz Muhteşem Yüzyıl'dan sonra drama seyretme keyfini yaşar!

Hayatta keyfiniz bol olsun dileği ile....

www.televiyzongazetesi.com

eceer6@gmail.com

https://twitter.com/eceer6

https://www.facebook.com/pages/Ece-Er-%C4%B0le-Ba%C5%9Fb

#EnBaşarılıDiziYazarı@eceer6Hashtagı ile destek olabilir misiniz ve SADECE BİR tweet sayılıyor son 4 GÜN <3 şimdiden="" teşekkürler=""><>