Kürt sorunu yoktur

İçlerinde insan olmayan, kanla beslenen, kaçakçılıkla nemalanan, vicdansızlık ve kalleşliği kendine erdem edinmiş, mağaralarda bir karış kir ve pislik içinde yaşamaya alışmış güruh 13 askerimizi hain bir pusu ile şehit etti. 

Şehit cenazeleri bir bir toprağa verilirken geride kalan ailelerinin, vatandaşların feryatları, gözyaşları yürekleri dağlıyor. 

Yüreğimizi olanca gücü ile yakan bir öfke, tarifsiz bir keder var. 

Daha düne kadar “barış” sözcüğünü dillerinden düşürmeyenlerin yüzlerindeki maske düşmüştür. Askerlerimizi kurdukları hain bir pusu ve attıkları fosfor bombaları ile şehit eden çapulcuları kınamayan, hainlerden “gerilla” diye bahsedenlerin inandırıcılığı olur mu? 

Barış sözcüğünün gölgesine sığınıp teröristi savunan, İmralı’da ki ile “diyalog” kurulmasını isteyen, askerlerimizin şehit edildiği gün “demokratik özerklik ilan ettik” diye ortaya çıkanların hangi amaç peşinde oldukları ortadadır. 

1923 yılından bu yana bu ülkede tek bir meclis olmuştur. Türkiye Büyük Mille bu meclis vatan evlatlarının emperyalizme ve yerli işbirlikçilerine karşı verdikleri mücadele sonucu kurdukları cumhuriyeti yönetmiştir. 

Sözde ilan ettikleri “demokratik özerklik” heveslileri günlerdir DTK adı altında Diyarbakır’da toplantı yapmakta, kararlar almaktadır. Buna daha ne zamana kadar müsaade edilecektir? 

Hukuk kuralları içinde kalınarak gerekli yasal girişimler başlatılmalıdır. Sorumlular cezalandırılmalıdır. 

14 Temmuz günü Silvan kırsalında 13 askerimizin şehit edilmesinin nedenini “Kürt sorununun çözümsüzlüğüne” bağlayan ve bu sorun devam ettikçe bu tür olayların yaşanılması kaçınılmazdır diyen kafalara sormak lazım. 

Madem Kürt sorunu vardır da Kürtler bugün neden batı illerine yerleşmişler ve sorunsuzca yaşıyorlar? 

Bu Kürtleri yaşadıkları yerlerde öteleyen var mı? Yok. 

Bu insanlar yerleştikleri yerlerde istedikleri gibi iş yeri açıp ticaret yapmıyorlar mı? Yapıyorlar. 

İşçi olarak çalışmıyorlar mı? Çalışıyorlar. 

Çocukları istedikleri okullara göndermiyorlar mı? Gönderiyorlar. 

Üst düzey devlet kademelerinde görev yapmıyorlar mı? Yapıyorlar. 

Peki, o halde sorun nedir? 

Demek ki asıl sorun “Kürt sorunu” değildir. Asıl sorun sizin kafanızın içindeki sorundur. 

Demokratik Toplum Kongresi ( DTK) ‘nin aldığı sözde karar asıl yapmak istediklerinizin ne olduğunu tüm çıplaklığıyla ortaya koymaktadır. 

Siz kimi kandırıyorsunuz? 

Güya “Kürt sorunu” varmış da, bu sorun devam ettikçe bu tür olaylar yaşanacakmış. Hadi oradan. 

Yıllardır Kürtlerle Türkler iç içe rahat bir yaşam sürmüşlerdir. Kız alıp kız vermişler, akraba olmuşlardır. Bu insanlar arasında iddia ettiğiniz gibi “sorun” olabilir mi? 

Asıl sizler bu tavırlarınızı devam ettirerek, vatani görevlerini yapan askerlerimizi kalleşçe şehit edenleri, polislerimizi ve masum insanları şehit edenleri benimseyerek, Türklerle Kürtler arasına o çok istediğiniz sorunu sokmaya çalışmaktasınız. 

Ve şunu unutmayın ki asla kafalarınızın içindeki hayal ettiklerinizi gerçekleştirme olanağı bulamayacaksınız. 

Tarih sayfalarını karıştırmanızda fayda vardır. Bu millet bugüne kadar nice badireler atlatmış ve hepsinden de başarı ile çıkmıştır. 

Bunu yaparken de kendi gücüne güvenmiş, hiçbir yabancı gücün gölgesine sığınmamıştır.