Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ağustos '12

 
Kategori
Güncel
 

Kürt sorununda hep aynı hata!

Kürt sorununda hep aynı hata!
 

Artık çok klişe ve çok sıradan  bir rutinin kaçınılmaz tezahürü olmaya başladı; TSK ile PKK arasında yaşanan her şiddetli çatışma sonrası eski, emekli paşalar ile strateji ve düşünce kuruluşlarının fikir babalarının tv ekranlarında boy gösterip “strateji ve taktik” hocalığına soyunarak sözde terörün belinin nasıl kırılacağına dair akıl yürütüp toplumu “aptal” yerine koymaları.

Kendini düşünce ve fikir saraylarının kudretli kalemleri sanan bu cenahın ta cumhuriyetin kuruluşundan bu yana süregelen toplumsal bir meselenin; Kürt meselesinin giderek nasıl uluslar arası bir boyuta geldiğini görmezden gelip tüm T.C.  hükümetlerinin Kürt sorununda bıkmak usanmak bilmez bir ivedilikle uyguladıkları askeri ve silahlı yöntemler sonrası sonucun hep aynı; yani hep ”fiyasko” ile sonuçlandığını atlamış olmalarına  ve süregelen bu kötü bir alışkanlıkta ısrarcı olmalarına insan akıl erdiremiyor doğrusu.

Mantık ilminde bir kuram vardır: bir sorunun çözümü konusunda başvurulan ilk yöntem olumlu sonuç vermiyorsa demek ki yanlıştır ve aksi bir çözüm yoluna başvurmak gerekir diye, ülke olarak ne yazık ki var olduğumuz günden bu yana hep aynı yanlışta bıktıran bir kısır döngülükle ısrar ettik.

Kürt sorunun çözümü noktasında önce Kürt şehir, kasaba ve köylerinin isimlerini değiştirdik, sonra Kürtlerin yaşadığı yerleşim yerlerinin en görülebilir noktalarına “Ne mutlu Türküm” sloganını yazarak bu coğrafyada Türklüğü kabul etmeyenlerin mutluluk haklarının olmadığını adeta rest çekerek yazdık ve biz bunu  her  yazdığımızda Kürtleri daha çok mutsuz ettik ve daha hızla kaybetmenin önünü açtık.

Ülkenin bir bölgesinde çok şiddetli çatışmalar yaşanırken ve ülke evlatları bir birini anlaşılmaz bir “garabet” illeti ile boğazlarken hiç kimsenin bu ölümlerin bitirilmesi adına kalkıp daha çok silah, daha çok askeri güç önerilerinde bulunmaya asla hakkı olmamalı.

Allah aşkına bu coğrafyada yaşayan yurttaşlar olarak, sözüm ona çoğumuzun “vatanseverliği” kimseye kaptırmadığı bir hissiyatla hangimiz demokratik bir refleks göstererek ülkeyi yönetenlere:”durun yahu neler oluyor ?” diyebildik.

Sahi neler oluyor Şemdinli’de, Çukurca’da, Hakkari’ de?

Allah aşkına çocukları askerde olan annelerin hüznünü, çığlığını ve telaşını kaçımız duyuyoruz veya duymaya çalıştık, aynı şekilde dağ başlarında bombalarla bedenleri paramparça olan Kürt gençlerinin ardından akan annelerin gözyaşlarını neden görmezden geliyoruz?

Unutulmasın ki hiçbir ideoloji, hiçbir düşünce asla bir annenin gözyaşından önemli ve öncelikli olamaz!

 
Toplam blog
: 166
: 540
Kayıt tarihi
: 02.09.09
 
 

Batmanın Beşiri ilçesinde doğdum, Mersinde yaşıyorum, edebiyata ilgi duyuyorum, yerel ve ulusal d..