Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ağustos '09

 
Kategori
Siyaset
 

Kürt ve ayrımcılıklar sorunu Türkiye'de çözülebilir mi?

Kürt ve ayrımcılıklar sorunu Türkiye'de çözülebilir mi?
 

Ya Kendimiz tecrit etmiş ada olacağız yada sorunları her boyutu ile düşünüp akıllıca çözeceğiz


Ne yapmalı? Nasıl yapmalı?

Türkiye'de şöyle bir tarihimize bakacak olursak iç dinamiklerimizde hep bazı sorunlar olmuş. Alevi sorunu, Başörtüsü ve diğer inançların mensuplarının yaşadığı sıkıntılar, Kürt sorunu, bölge farklılıklarından kaynaklanan sınıfsal sorunlar, gelir adaletsizlikleri sorunu vb.

Şu anda biz 30 yıldır süren PKK'nın dağlardaki Batı güdümlü ve destekli mücadelesinde tutum olarak önce inkar politikası güdüldü, şimdi kültürel hakların iadesi şeklinde tavizlerle gitmekteyiz.

Bu saatten sonra Kürt sorunu deyip çözüm olarak neler ortaya konacak bir bakmak lazım:

1- Hükümet durumu kültürel perspektifte bakmaya devam ederek doğu'da bir Kürt Üniversitesi açılmasına yeşil ışık yakabilir, okullarda (özellikle Doğuda) kürtçe seçmeli ders olabilir-ki bu da yetişmiş öğretmen sıkıntısı doğuracaktır. Bu dersleri verenler de kendi ideolojik politikalrını çocuklara empoze edip bir sonraki noktaya getirme durumu ortaya çıkabilir.

( 100 küsur yıl önce açılan Anadoludaki Ermeni milliyetçisi yetiştiren Amerikan misyoner okulları mesela )

2-DTP eğitim ve kültürel odaklı açılıma destek verecek ve daha güçlü bir şekilde oy almaya devam edecektir. AKPnin bu zaman diliminde aldığı oylar düşebilir.

3-Geçen zamanda bununda çözüme katkı sağlamadığı görülüp dış baskılarla bölgesel idareye geçilebilir, yani Federasyon. Kendi parlementosu, kendi federasyon sembolü olan Güney Doğu halkı yavaş yavaş federatif yapının sağlamlaştırılmasıyla iç işlerinde tamamen özgür dış işlerinde Türkiye Cumhuriyetine bağlı bir formasyona AB ne girmeden önce sahip olabilir. Batı federasyonu kışkırtabilir. Bağımsızlığa gitmeleri Türkiye üye olmadan önce Batı tarafından sağlanır.

Ya da Anayasada Türkçeden sonra Kürtçe de resmi dil olarak eklenebilir, tanınabilir ve bundan sonra yapılacak olan tüm ayrımcılıkların önüne kanuni bir madde getirilir ve o madde işletilir. Kürtçe, Cem evleri, başörtüsü, cinsel ayrımcılıklar tüm kısıtlamalar kalkar, bu barışı getirecek herkesi menun edecek tek formüldür bence.

4-2023te Avrupa Birliği dağılma noktasına gelirken, enerji potansiyeli ile ( Hidrojen ve karadeniz Petrolleri ile ) ABye göre genç ve dinamik nüfusu ile Kürtçeyi Federasyon dağılmasın diye Anayasaya Türkçeden sonra ikinci resmi dil olarak eklemiş bir Türkiye, yoğun işgücü açığınıda düşünerek bölgenin kendisinden kopmasını istemediği için ve Kürt doğum oranının Türk doğum oranından fazla olduğu gerçeğini görerek belirlediği politikalarla artık Avrupalılık bilinciyle hareket etmenin realite rüzgarına yelkenini açarak Anadoluda varoluş serüvenini güçlü bir şekilde ortaya koyacaktır.

5-Son senaryo ise, ki buna çok az ihtimal veriyorum, Güney Doğu ve Kuzey Irak'ın birleşmesine izin verilerek, bağımsızlıkları tanınarak, 2 metre boyunda kalın ve uzun bir duvarın sınıra dikenli tellerle çekerek ülkede bulunan ve nüfus kayıtları doğu illeri olan herkesi yapılan bir referandum sonrası bu duvarın arkasına göndermek. Batı Anadolu'ya geçişe ağır vize şartları koymak. Kulağa hoş geldi mi? Hayır, çünkü hiç bir Batı'da yaşayan Tuzu kuru olan Kürt kökenli kolayca Doğuya gitmez, sadece gariban ve hayvancılıktan başka bişey yapmayan gider.

6- Ya da hiç bir şey olmaz, 30 yıldır devam eden yine devam eder ( zira batı, PKKya desteğini asla kesmeyecektir ) hayatını kaybedenlere 30 bin daha eklenir, gelen şehit cenazeleriyle iki halk birbirine olan faşizan düşmanlıkları internette birbirlerinin anasına avradına sülalesine küfrede ede artar.

Türkiye bütün demokratikleşmeleri açılımları askıya alır, kapılarını dışarıya sıkıca kapatır tüm mücadelesini dağlarda PKKyı yok etmeye çabalar, teröre en ağır cezaları verir ve ülke 1980 ve 90 lardaki formasyonuyla herkesin kaçıp kurtulmak istediği bir yer haline gelmeye devam eder. Ki bu hale gelinmesine de Dünya konjoktürü ve Batı müsade etmez ( Çünkü batı kendi dengesini sarsacak kadar Türkiyenin istikrarsızlaşmasına ve güçten düşmesine izin vermez- bkz Kırım Savaşı ).

İyi düşünülmeli ve sorunu iyi bilen iyi niyetli uzman insanlarla akıllıca ve objektif bir karara varılmalı. 

Barış içinde bir Anadolu herkesin ortak çıkarı ve ideali olmak zorunda, çünkü burada yaşıyoruz. AK Parti ve Sayın Başbakan bu meseleyi bu saatten sonra çözemezlerse prim kaybederler ama inşallah adaletli bir şekilde çözerlerse ve tarihe geçerler. Batı'nın aldığı tavır ve ne yönde destek verdikleri de önemli.

En derin saygılarımla

Ayhan Özcimbit 

 

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları yazara aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. 

 
Toplam blog
: 722
: 3755
Kayıt tarihi
: 23.01.09
 
 

A.Ü İktisat Fakültesi mezunuyum, daha önce Kazakistan ve Hollanda'da eğitmenlik ve tercümanlık iş..