Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Temmuz '06

 
Kategori
Resim
 

Kurtarma resmi, Picasso, Rodin

Kurtarma resmi, Picasso, Rodin
 

Resimle ilk tanışmam anaokulunda olmuştu. Sonra ilkokulda yaptığım çocuksu resimler ve 11 yaşındayken ilk karma sergiye katılışım!! Yanlış anlamayın sakın, yetenekten değil ama çocuksu resimlerde hani bir masumluk vardır ya, sanırım o sebepten beğenilmişti resimlerim. Bir bankanın çocuk resim sergisi için iki tane resmim seçilmişti. Bu beni hiç de motive etmemişti, çünkü resime gerçekten uzak hissediyordum kendimi.

Nitekim, o zamanki adıyla orta son sınıftayken resimden neredeyse bütünlemeye kalacaktım ki, öğretmen son bir şans vermişti bana. Hani kurtarma yazılısı denen yazılılar vardı o zamanlar (şimdi var mı bilmiyorum), işte aynı mantıkla kurtarma resmi yapmıştım. Koca sınıftan bir arkadaşımla beraber, öğretmenin dizdiği meyvaları resmetmiştik. Bütünlemeye kalmamıştık ama natürmort denen o stilden, o gün bugündür pek haz etmem..

Derken üniversitede seçmeli branş olarak art (sanat) seçtim. Bu bir riskti benim için, ama hocanın Amerikalı olduğunu ve bol keseden not dağıttığını duymuştum. Yani branşın ingilizce ismi gibi art niyetliydim biraz. Gerçekten de yanılmamıştım, ortaokul öğrencisinin çizebileceği kompozisyonlar çizip ortanın üstünde notlar almıştım. Zeka yaşım değil ama resim yaşım biraz geriden geliyordu. Resme bir türlü ısınamıyordum. Tabi bu, sergi vs. için de geçerliydi.

Askerliğimi yaparken komutanım olan denizci yarbayın aynı zamanda ressam olması, onun açtığı sergiye biraz da mecburiyetten katılmama sebep olmuştu. Bu, benim ilk sergi deneyimimdi. Yıllar sonra büyük bir atılım yaparak, Paris'te gezilesi bir yer olarak gösterilen Louvré müzesinde "Mona Lisa"yı yakından görme şansı elde ettim. Binlerce resmin olduğu bu müzenin resim bölümünde nasıl olduysa sıkılmadan 2 saatimi geçirdim. Hatta video kamerama kayıt bile yaptım.

Derken, ünlü Picasso'nun bazı eserleri geldi ayağımıza kadar. Eşimin de resme meraklı olması etken olsa gerek, serginin bitimine birkaç gün kala da olsa gittik. Çok ilginçtir, resme biraz daha ısınmıştım. Serginin bir odasında Picasso'nun hayatını anlatan bir belgesel gösteriliyordu. İlginç bir hayatı vardı üstadın. Bu belgeseli seyretmemiz akabinde sergiyi gezince, resimleri biraz daha iyi anladım ve yorumladım. Ya da öyle sandım. Tabi anlamama rağmen, Picasso'nun çok da özel bir yetenek olduğuna kanaat etmedim. Post-modern ve kübizm akımlarına dahil olan bu resimleri değerlendirebilmek için birebirlik aradım. Yani hala o kurtarma resminin etkisindeydim. Armut armut gibi, elma da elma gibi olmalıydı. Halbuki Picasso üstadımız, elmayı köşeli çizmekte bir sakınca görmemişti. Portrelerde, estetik cerrahların içini karartırcasına burun göz birbirine girmişti. O zaman biz niye o kadar kasmıştık zamanında? Kurtarma resmine bile kalmadan, cetvel yardımıyla köşeli meyvalar çizip yolumuza devam ederdik. Neyse, düşünemedik işte. Daha doğrusu o zamanlar Picasso gibi üstadlar, bize tanıtılmamıştı. Yaşımız tutmuyordu herhalde!.. Şimdi ise okullar Picasso sergisine yurdun dört bir yanından öğrenciler getirdiler. Takdir etmek lazım..

Neticede, resme çok meraklı değilseniz bile ressamla ilgili bilgiler edinmek, bence faydalı oluyor. Şu anda Rodin'in heykelleri burada ve ona da gitmek istiyorum. Heykele yakınlığım ise resimden fazla değil.. Öncesinde Rodin'i araştıracağım ve belgesel gösterimini de izleyeceğim. Size de tavsiye ederim..

 
Toplam blog
: 66
: 2742
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

MBA değil ama HBA (Herşeyi Bilen Adam) yapmış birisiyim. Hemen her konuda fikrim var ama hiç fikr..