Kurtlar imparatorluğu

Salı günü çok hastaydım. İşe gidebilecek bir halde değildim. Öyle kötü hissettim ki kendimi.... Hemen " Bırakın eni anneme gideceeemmmm !!! " duygusu gelip çöreklendi içime. Homesick ( Evi özlemeye dayanan bir nev' i gurbet ve gurbetçi hastalığı, sürgünlük yalnızlığı diye çevirebiliriz ) ve gerçek hastalığım birbirine karışıp lapaya döndü. Bir yandan da söyleniyordum. "Şurda ölsem kapımı çalacak yok ulan !!! Bi çorba yapıp getiren yok!!!" Utanmasam ağlaya ağlaya Türkiye'ye telefon açıçam " Annneeeee.. Çorba yapıp gödersene... " diycem. Velhasıl kocam da işe gittiğinden hastalık nazımı çekecek bir Allah'ın kulu yok !!!

Napiiim? Napiim? derken. Aslında fazla düşünmedim hasta yatağında yatan bir insanın fazla seçeneği yoktur ne de olsa di mi :) Hemen seçimimi yaptım. Jean Christophe Grange. Zaten Taş Meclisi ni, Kızıl Nehirler i ve Siyah Kan ı okumuştum. Bir cinayet romanı iyi giderdi şimdi valla. Sıcak çorbanın yerini tutmaz ama biraz heyecan yaparız falan yani diye düşündüm. Hani iyi adam kötü adam kim ayırt edemezsin ay dur sen söyleme ben bulcam olursun ya kitapta yazarla bir yarış haleti ruhiyesi içinde. "Söylemedennnn bulcaaammmm. Söylemedennn bulcammmm." yaparsın ya. İşte öyle yapayım dedim.

O gün okudum bitiridim. aman çok hoşuma gitti kitap valla. Kesinlikle tavsiye ediyorum. Bir kere öldürünler Türk olaysa Fransa da geçiyor. Fransa da ki Türk mahallesine yazarın yaklaşımı beni çok meraklandırdı. Bu konuda iyi bir araştırma yapmış gibi geldi bana. Gördün mü orayı diyeceksin. Nerden bildin iyi araştırma yaptığını. Yooo görmedim. Şöyle bir çıkarımda bulundum kendimce. Benim çok hoşuma giden Türkiye tasvirleri var adamın. Eee ben de orayı biliyorum. Demek ki Türk mahallesi hikayesi de doğru. Konu hayali belki ama yaşanan yerler gerçekti. Muhakkak okuyun. Bir yabancının, hem de bir Fransız bak bu çok önemli! Neden dersen Fransızlar hep zihnimde kendilerini seven ve kendilerinden bahsetmeyi seven insanlar olarak canlanır e tabii bir de ukala. Neden bilmiyorum. Bir Fransız ın dilinden Türklere, Türkiye'ye bakın. Sanki kitabı bir Türk yazar yazmış yanılsamasına girecektim nerdeyse. Hoşuma gitti. Çok çok hoşuma gitti. Evimi biraz daha özletti bana uyuz kitap. İstanbul umu. Dünyanın dört bir yanındaki farklı ülkelerdeki Türk mahallerini düşündürdü. Gerçekçi bir akış açısı. Cinayet romanlarını sevenlere göre iyi bir kitap. Sevmeyenlere göre de.

Akşam bitirdiğimde kocama anlattım birazını. "Yaaaaaa!" dedi :) "Yaaaaaaaa!" dedim ben de :)

CaNaN