Kurtlar Vadisi- 2010- İvedik

Medeni batı toplumu; geri kalmışlık dönemlerini yaşamaktayken kurtuluş yolunun sanat'ta olduğunu görmüş ve Ronesans devrimini gerçekleştirerek, bugün'ün gelişmişliğini yaşamaktadır.

Ülkemizde; ünlü, ünsüz birçok sanatcılar mevcuttur.

Tiyatro, müzik, resim ve diğer sanat dallarında Ronesans devrimi yapabilecek donanımda oyuncu, resam ve söz yazarları vede edebiyat alanında birçok yazarlarımız ülkenin gün ışığına çıkarabilecek ve muasır medeniyete ulaştırabilecek birikimlerine sahiptirler..

Birikimli tiyatro ve sinema sanatcılarımızı, bir bölümünü dahi izlemediğim ve topluma şiddet kazandırmanın ötesinde hiç bir yararı olmadığını düşündüğüm 'Kurtlar vadisi' adlı Tv dizisi ve benzeri dizilerle hem değerli oyuncularımızın efor'larını hem de sanat birikimlerini boşu boşuna tükettikleri için üzülüyorum.

Peki, ne yapmalı veya yapılmalı?

Bilindiği gibi, 2010 yılında İstanbul; dünya kültür başkenti adayıdır..1 yıl süre ile İstanbul'un tarih, kültür ve sanat'ıyla tüm dünyaya kendi tanıtımını yapacaktır.

İşte fırsat!

İvedik, gora, arog ve kurtlar vadisi gibi sanat içeriği olmayan yapıtlarla ülke'nin zaman kaybedeceği yerine, 2010 yıl'ına hazırlık adına, sanat projeleri geliştirilerek, Ronesans nitelikli çalışmalar yapılmalıdır.

Önceki gün yazmış olduğum 'İvedik 2' başlıklı yazımın okuyucu oranına baktığım zaman, diğer yazılarımın okuyucu oranlarıyla karşılaştırdığımda, yüksek oranı için üzüldüğümü ifade etmek isterim.

Bu karşılaştırma belki küçük bir ölçüdür fakat ülkenin gerçeği budur.

Bir an önce bu gerçeklerden arınmak için 2010 yılı tarihi fırsat'ı kaçırmamamız gerekiyor..