Kurtlar Vadisi

Bu dizinin adını duymayan yoktur. Yıllardır televizyonlarımızda geniş kitleler tarafından ilgiyle izlenir. Özellikle ilk bölümlerinde dizi kahramanları halkla öylesine özdeşleşmişti ki dizinin önemli kahramanlarından biri olan Çakır rol gereği ölünce hayranları gıyabi cenaze namazları kılıp mevlütler okutmuşlardı.

Dizi ilk yıllarında Türk milliyetçiliği mesajları veriyordu. Türkiye üzerinde oynanan oyunlara, Türkiye'nin iç ve dış siyasetini yönlendiren yabancı servislere karşı “Türk Derin Devleti”nin desteklediği Polat Alemdar göğsümüzü kabartan mesajlar veriyordu.

Sonra giderek bir şeyler değişmeye başladı. Özellikle “Kurtlar Vadisi Pusu” dönemiyle birlikte dizinin senaryosunda ve bakış açısında çok önemli değişiklikler oldu.

***

Dizinin ilk bölümlerinde bir ABD düşmanlığı vardı. Özellikle ABD temsilcisi Feller'in fütursuzca Türkiye içindeki operasyonları yönlendirip başta medya devleri olmak üzere Türkiye'nin kurum ve kuruluşlarını avucunda tutuyor olması izleyicileri tam bir Amerika düşmanı yapmıştı. Zaten aynı dönemlerde çekilen “Kurtlar Vadisi Irak” filminde de ABD düşmanlığı adeta doruğa çıkıyor, Amerikalılar kalleş, merhametsiz, sivil halka ve hatta çocuklara bile acımayan, hatta işgal ettikleri ülke insanlarını öldürüp organlarını bile yağmalayan insanlık düşmanları olarak gösteriliyordu.

***

Ardından “Kurtlar Vadisi Terör” adıyla yeni bir versiyon başlamıştı ki sanırım daha ikinci bölümde sonlandırıldı. Halbuki ilk iki bölüm bize terörün kaynağıyla ilgili ip uçlarının verileceği mesajını vermişti. Ama anlaşılmaz bir şekilde yayından kaldırılıp “Kurtlar Vadisi Pusu” vizyona sokuldu.

Zaman içinde adeta ağzından kan damlayan canı ruhlu Amerikan ajanı Feller öldürüldü, onun yerine yüreği insan sevgisiyle dolu, evlat edindiği bir kız çocuğuna sevgisi nedeniyle her şeyi feda edebilecek bir merhametli baba, düşmanlarına karşı bile hoşgörülü bir derviş görünümünde, Türkiye'yi düşmanlarına karşı, özellikle de İsrail'e karşı uyarıp korumaya çalışan bir Amerikalı geldi. Hatta son bölümde bu uğurda canını bile verdi.

***

Sevgili okuyucu, ben Kurtlar Vadisi Pusu adlı diziyi izleyerek hem birkaç hafta sonraki gündemi tahmin edebiliyorum, hem de Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin iç ve dış siyasetiyle ilgili bazı ipuçları yakalayabiliyorum. Son birkaç hafta Polat sürekli olarak “Suriyeli” kod adlı terörist başının peşinde oldu. Dizideki Suriyeli son zamanlarda Türkiye'de askerimize ve de sivillere yönelik bütün operasyonları planlıyordu. Benim bu tanımdan hemen Suriyeli terörist başı Fehman Hüseyin aklıma geldi. Polat bir ara bu teröristi öldürdüğünü sanmıştı. O haftadan sonra Türk uçakları Uludere'de aralarında Fehman Hüseyin'in de bulunduğu bir terörist grup zannıyla kaçakçılık yapan sınır köylülerini bombalamıştı.

***

Son bölümde baktım, İsrail düşmanlığı doruğa tırmanmış. Öyle ki Amerikan ajanları bile Yahudi dayanışmasıyla kendi liderlerine ihanet ederek İsrail'in emriyle onu öldürüyorlar. İsrail Polat'ı vurup onun adamlarını da yakalayarak ünlü Guantanama kampına götürmek için harekete geçiyor. Aslında o kamp CIA'nın diye bilirdik ama, o bile bu bölümde İsrail'in oluverdi. Yani ABD içinde zaman zaman yanlışlık ve kötülük yapanların da aslında İsrail kontrolündeki güçler olduğu ama asıl Amerikalıların dostlarımız oldukları ince ince vurgulandı.

***

Önümüzdeki günlerle ilgili olarak benim bu diziden elde ettiğim ip uçları şunlar:

1-İsrail ve Suriye ile olan gerginliklerimiz daha da tırmandırılacak.

2-İran da Türkiye'deki terörle ilişkilendirilecek. Bu nedenle de bu ülkeye karşı batının aldığı ambargo kararı haklı gösterilecek.

3-Türkiye'nin eski bir devlet adamı, şapkasıyla özdeşleşmiş ve de halkla iç içe olmasıyla ünlü bir devlet adamı gündeme taşınacak. Sanırım bu devlet adamının adı da gazetelerde ve televizyonlarda gündemdeki bazı davalar ve bazı iddialarla birlikte anılmaya başlanacak. Aslında darbelerden en fazla zarar gördüğünü düşündüğümüz bu eski siyasetçi de sanki derin devletle ilişkilendirilecek.

Kimbilir, belki de ben yanılıyorum.