Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Aralık '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Kurtlar ve çakallar beni sevmez!

Kurtlar ve çakallar beni sevmez!
 

http2.bp.blogspot.com


Azizim; bilirsin dünya bir anlamda okuldur. Üniversitede olduğu gibi dünya okulunu üç beş dersle geçiştiremezsin… Dünya okulundan mezun olmak için kopya da çekemezsin.

Önce itilmeli, yaşamın içinde pişmelisin. “Gel lan” denilmelisin! Gâvur gibi çalışmalı it gibi sadık olmalısın. Biraz orda biraz burada insanların egocukları arasında köşe kapmaca oynamalısın.

Alacağın için kapısında kul olduklarının gözüne bakacaksın! İnsafa gelmelerini vicdanlarının yumuşamalarını bekleyeceksin. Bazen duygusala takılıp, bazen derebeyi olacaksın. Üçün beşin hesabını yapmayıp “haram zıkkım olsun” deyip kapıyı sinirle kapatıp çıkmasını bileceksin! Bir gün okyanuslarda balık tutacak, bir gün sırtında tomruk taşıyacaksın. Yok, öyle masa başında tek düze bir yaşam, gerçek dünya nedir dışarıda, aç açıkta kalınca anlayacaksın.

Bir gün Şaban ağanın garsonu, bir gün Refik ağanın tayfası, bir gün Şero’nun kaptanı olacaksın. Kemal Beyin tornacısı, düğün alayının zurnacısı, ramazan ayının davulcusu…

Bir gün çiftçi, bir gün ormancı, bir gün inşaat ustası, bir gün kaynakçı!

Şoför, muavin, aşçı, bulaşıkçı; bir gün balıkçı, bir gün tekstil, bir gün bakkal, bir gün market, bir gün pazarcı vs vs vs.

Bir gün Fransız şarabı içip, İtalyan pizza yiyeceksin, bir gün hamburger, bir gün çiz burger; derken, bir gün anlayacaksın yerli malının kıymetini!

Arada çocuklar büyüyecek, senin, benim onun bunun hepimizin çocukları… İlkokul sonra orta, sonra lise; derken gelivermiş üniversite; Zincirleme reaksiyonun bahşettiği değerler. Bizim insanlarımız, bizim çocuklarımız…

Yaşam çarkında, kimisi alın teriyle çalışır, kimisi çalma çırpma peşinde dolaşır. Kimi çocuklar helal yer, ucundan kıyısından tadar; kimi çocuklar pervasızca, görün benlik içinde; haram yer bol keseden, sağa sola saçar! Daha orada başlar farkında-lık ve kalleşlik! Çocuk bu, sorgulayamaz karşısında ki insanı, bilemez ki babaların yaptığı yorgan hesabını!

Çocuklardan biri kızar babasına hesap sorar; “neden fakirsin sen” bak Çetinin babasına, bak Serkan’ın babasına, bak Sadri’nin babasına ne kadar zenginler?

Çetin’in babası ormanı kesip sattı, tüyü bitmemiş yetimin hakkını yedi sırt üstü yattı! Bilmez, Serkan’ın babası tankercilikten voliyi vurdu; yarı mazot yarı su sattı. Sadri’nin babası “yarım kilo toz bir oto bos” misali; birçok gencin dünyasını kararttı!

Kolay kazanan insanların çocukları ve alın teriyle çalışan insanların çocukları yan yana düştü okul sıralarında. O zengin çocukları “soya” çekiminden olsa gerek yanlarında ki fakir çocuklarını aşağıladılar, eğlendiler onlarla! Ama yılmadı o fakir çocuklar…

Kimisi parasının gücü ile geçerken, kimisi anne ve babasının kendisini ne güçlüklerle buraya getirdiğini bildiği için gece gündüz okuyup hakkıyla geçtiler, kazandılar ekmeğini!

(Her iki taraftaki istisna kişiler hariç)

Şimdi sokağa bakıyoruz görüyoruz, şimdi ekrana bakıyoruz görüyoruz, siyasetin içinde de var, şimdi en küçük sosyal gruplarda dahi bu farkında-lık göze batıyor ve her yerdeler!

Yurdum insanını, aşağılamayı, asalak gibi birilerinin sırtından geçinmeyi bir şekilde kendine meslek seçmiş bu entel insanlar, beğenseler de beğenmeseler de kendileri hakkında yazdıklarımızı öğrenmek için sık sık sayfalarımızı ziyaret ederler!

Bu kişilerin duruldukları veya akıllandıkları yanılgısına kimse kapılmasın, “kurt saldırmak için puslu havayı kollar” kollar ama kurt kapanları bunun için var. Bu kapan-ların imalatçı ustası olduğum için olsa gerek, kurtlar ve çakallar beni pek sevmez!

(Bende bayılmadım…)

Hayatta üç şeyi sevmem. Kahvede, dolmuşta, lokantada para üstü beklemeyi, işkembeden sonra zerde yiyip, tekrar işkembe isteyeni, gizli kamerayla suçu tespit ve teyit edilmiş zatı muhteremin inkârını, üç kez evlenip boşanan birinin, kendisinin suçsuz, boşadıklarının uyumsuz olduğunu söylemesini!

M.Talip Girgin

 
Toplam blog
: 438
: 826
Kayıt tarihi
: 07.01.07
 
 

Milliyet Blog'a hangi vesile ile kayıt olduğumu doğrusu hatırlamıyorum!  Bende birçoğunuz gibi ya..