Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Kasım '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Kurtların dansı

Kurtların dansı
 

Kurtların Dansı


Bazen ve çoğu kez yazmadan önce konu başlıklarımızın ne olması gerektiği konusunda bir çok seçeneğimiz olmasına rağmen, yazı içeriğinde sıkıntı çekmeyiz.

Bunun yanında başlığın ne olması gerektiği ile ilgili…anlatılmak istenenin başlıkta gizli olduğu hükmünden hareketle, başlıklar üzerinde seçici davranmak dikkat ettiğimiz yollardan biridir.

Bu hafta gerek başlık, gerek içerik, gerekse yazma konusunda tereddütlerim olmasına rağmen;yazımı “Kurtların Dansı” başlığında sunmak istedim.

Bu fikrime destek veren haberde; “Mudurnu ilçesinde aç kalan kurtlar, ağıldaki koyunlara saldırdı… Aç kalan kurtlar ağıl kenarından toprağı kazarak koyunların arasına girdiklerini ve toplam oniki hayvanı telef ettiklerini okudum.

Geçimini hayvancılıkla sağlayan köylünün yetkililerden çözüm bulmasını dile getiren bu haberini okuyunca; aynı koşullarda ve köylerde yaşayan bir çok yaşayanın mağduriyet noktasında sorunlar yaşadığını, bu sorunların çoğalabileceği hükmüne vardım.

Çok önceleri, espri dünyamıza yerleşen ve genellikle naif bir benzetme ile karşı tarafın kabalığını ve fark edilemeyecek durum ve yolların sürprizlerinden uzak kalınması noktasında “dikkat ayı çıkabülü... taş düşebülü” cümlesi yöresel anlamda dillerimizden dökülüverir.

Espri cümlelerimizin bu enteresan teşbihlerini saymak, örneklerini çoğaltmak mümkün. Hatta bu espri kaynaklarımızın doğal yaşam alanlarımıza olduğu kadar; şehir ve köy hayatımızı tehdit eder mahiyette tezahürü bizleri hem düşündürmeli hem de keyiflendirmeli diyebiliyorum.

Yaban hayatının çoğalması bir yandan çevre duyarlılığımızın bir işareti olsa da dikkat etmemiz gereken konuların altını çizmemiz bu noktada kaçınılmaz gözüküyor.

Yakın zamandaki köy gezilerimizde gidişlerimizde uzun far ayarının açık hallerinde önümüze aniden çıkan tavşanları ezmemek için direksiyon ve firen marifetiyle o koca kulaklı sevimli hayvanlara çok can bağışladığım bağışladığımız olmuştur.

Daha iki gün evvel Dirgine yolu üzerinde araç ile o yöne giden bir dostumun peş peşe iki geyiğin karşıdan karşıya geçişine şahit olduğu görselini anlatırken duyduğu heyecanı kelimelerle ifade etmem kesinlikle mümkün olamayacaktır.

Hatta Mengen bölünmüş yol üzerinden karşıdan karşıya geçmek isteyen bir ayıya çarpmamak için fren yapan aracın izleri uzun süre silinmedi asfalt yolun üzerinden..

Nitekim daha dün akşam bir muhtarımızın Mengen Pazarköy arasında seyir halinde iken devasa bir domuza denk gelerek çarptığını, hayvanın yolun karşısına geçtiğini, kurtulduğunu ama aracının orada stop edip çekici marifetiyle kaldırıldığı en yakın örneklerden biri..

Bizler yaşam alanlarımızda (bilinen-bilinmeyen, haklı-haksız) birbirimize bazen dost bazen düşman olurken…bizim dışımızda var olduğunu sandığımız ama yanıldığımız tabiat ve bu tabiat içindeki tüm canlılar tüm ihtişamıyla dans ediyorlar. Geyikler, kurtlar, domuzlar, tavşanlar, çakallar, kağlumbağalar, karıncalar bizlere inat dağlarda, ormanlarda, yuvalarında dans ediyorlar.

Genel ihtiyaçları noktasında bir yerden bir yere yol alıyorlar.

Bu yetmiyor yollarımıza köylerimize şehirlerimize kadar inerek bizleri ziyaret ediyorlar. Aslında ziyaret değil bu, içgüdüleri ile avlanmaya, su içmeye yaşamlarını sürdürmeye gayret gösteriyorlar, hayata asılıyorlar…

Biz insanoğlu neden hala birbirimizi kırıyor, küfrediyor, yaşamın bize ait güzelliklerine sarılıp tabiat ile birlikte dans etmiyoruz.

Bırakın düşünüyor olmamızı, içgüdülerimiz ile hareket ediyor olsak dahi dans etmemiz gerekmiyor mu?

 
Toplam blog
: 62
: 690
Kayıt tarihi
: 04.01.07
 
 

Aşçıları ile ünlü Mengen doğumluyum. Beden Eğitimi Öğretmeni, güzel sanatlara ilgili, sporu mesle..