Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Haziran '13

 
Kategori
Güncel
 

Kürtler İki Kere Düşünmeli...

Kürtler İki Kere Düşünmeli...
 

Diyarbakır Cezaevi birçok işkence ve onur kırıcı muamele ile Türkiye tarihine geçti


Türkiye kamuoyunda Kürtlere dair farklı görüşler vardır. Herkes kendi siyasi perspektifine göre farklı yaklaşımlar koyar ortaya. Ancak bunların bir çoğu "insan" merkezli değildir. Kimisi ırk, kimisi ideoloji kimisi de güncel siyasi çıkar odaklıdır. Yani bu anlayışlarda Kürtler meselenin merkezinde değildir, ancak yönlendirilmesi ya da biçimlendirilmesi gereken pasif unsur konumundadır.

Mesela bazı kesimler Kürtleri sadece kendileriyle aynı siyasi çizgide olduğu ya da kendileri gibi düşündüğü sürece "meşru" kabul eder. Yani nasıl ki bir kesim "En iyi Kürt ölü Kürt!" diye bir batağa girmişse bir kesim de "En iyi Kürt; bizim amaç ve anlayışımıza hizmet eden Kürt'tür" anlayışını iliklerine kadar benimser. Bir Kürt ne zaman bu çerçevenin dışına çıkarsa o zaman provokatör ya da devlet ajanı olarak görülür, gösterilir. Her iki yaklaşımın da ortak noktası Kürtleri edilgen yani figüratif bir konumda görmek istemesidir. Dolayısıyla Kürtleri aktif ve meşru bir muhatap olarak kabul eden bir siyasi irade "vatan haini" olarak görülür. Bu anlayışa sahip kimselerle kol kola girdiğinizde "demokratik ittifak" mensubu olarak kabul edilir ve saygı görürsünüz. Bu saygı dolgu malzemesi olarak kaldığınız ve aktör olmaya atılmadığınız sürece geçerlidir. Ne zamanki o mihverden çıkarsınız işte o zaman damgayı yersiniz. Yani Öcalan bayrağını Diyarbakır'da ya da Dolapdere de açarsanız "özgürlük savaşçıları" olarak kutsanırsınız. Ama bazılarının "işini" bozacak bir zaman ve mekanda ön plana çıkmaya çalışırsanız "provokatör" olursunuz. Bağımsız olarak yüzbinlerce oy alarak seçilen ve kendini kepçelerin önüne atacak kadar gözü kara olan bir vekiliniz bile "provokatör" olmakla itham edilebilir.

Diyarbakır'da, Dolapdere'de ya da Kandil'de kutsalsınız ama fincancı katırlarını ürkütürseniz muhakkak hükümete ya da devlete hizmet ediyorsunuzdur...

 

Gezi Parkı'ndaki bazı Kürt gruplara yapılan eleştiriler de işte bu anlayışın tecellisinden ibarettir. Ortada elbette şaşılması gereken bir durum var. Şaşılması gereken Diyarbakır Cezaevi'nin malum ve meşum işkencelerini meşru görenlerle bu uygulamaların mağdurlarının bunları lanetleyen bir siyasi iradeyi "devirmek" için bir araya gelebilmesidir.

Bu süreçte ülkeyi yönetenler dahil herkes düşünmeli ama modern Türkiye tarihinde ilk kez meşru ve aktif bir muhatap olarak görülen Kürtler iki kere düşünmeli...

 

 
Toplam blog
: 32
: 1375
Kayıt tarihi
: 19.11.08
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’ni 2004 yılında bitirdi. 2006 – 2008 yılları arasında Ame..