Kürtler mi, Pkk mı, Apo mu ?

Geçtiğimiz günlerde, kapatılan DTP’nin yeni yüzü olan BDP’nin 1.büyük kongresi vardı. Büyük kongreyi yapıp, başkanlarını ve ilgili kurul üyelerini seçtikten sonra, diğer yapılanmalarına bakacaklar, formalite icabı. Çünkü parti her ne kadar yeni gibi duruyorsa da, tüm Türkiye’de yalnızca tabelaların değiştiği aşikar.

Bugün, hepimiz biliyoruz ki, BDP bir öncekinin hatta kapatılan diğer partilerin de devamıdır. Yapılanlar, ortaya konan görüş ve fikirler hatta eylemler partinin kapatılmasına neden oldu ve DTP’nin kapatılması bir hayli gümbürtü kopardı. Anayasal gerekçelerle kapatılan partinin iki vekili de siyasetten men edildi. Sonra? Sonra ne olacak, yedekte bekletilen partiye start verildi ve DTP’den ayrılan vekiller, bu partiye geçtiler. Yakında, meclis’te gruplarını da kurarlar.

Ancak, kongre’de takip edildiği üzere bu yeni parti de yakın gelecekte tabela partisi olacağını hissettirdi. Yeni söylemler peşinde koşmaktansa, eskiyi devam ettireceklerinin sinyalini verdiler. Kongre salonunda zoraki asılmış Atatürk portresi, bölücü başının resim ve posterleri arasında oldukça sönük kaldı. İstiklal marşının okunmadığı, Öcalan sloganları atıldığı, çatışmalarda ölen bazı teröristlerin adları anons edilip, katılımcılar tarafından alkışlandığı salonda Ata ile bölücü başını aynı karede buluşturmak ne vahim bir yanlışlık. Ama bu yanlışlığın farkında bile değiller. BDP aldığı bir kararla “güvercin-şahin “ ayrımını kabul etmediğini ve kaldırdığını ifade etse de, söylemlerle, yapılan konuşmalarla, eskisinden daha Apo’cu ve daha PKK’cı olacaklarını belli ediyorlar. Bunu nereden anladın diyenlere, atılan sloganlara, açılan pankartlara, sarf edilen cümlelere biraz dikkat etmelerini öneririm.

BDP ve üyelerinin, bu tavırlarını bir kenara bırakıp, Öcalan destekli, Pkk sempatizanı bir parti olmaktan vazgeçmezlerse, bu partinin sonu da bir öncekiler gibi olacaktır. Bu sinyalleri şimdiden alıyorum. Daha şimdiden parti hakkında soruşturma açıldı bile. Gerekçe, polis kamerasını salona almamakla sınırlı değildir sanıyorum. Daha şimdiden Basın Suçları Soruşturma Bürosu Savcısı Kürşat Kayral, gazetelerde yer alan haberler üzerine soruşturma başlattı. Savcı, BDP kongresini “halkı askerlikten soğutmak”, “Siyasi Partiler Kanununa aykırılık” ve “suçu ve suçluyu övmek” suçları kapsamında soruşturacak. Sonrasını göreceğiz..

Hani değişmeye karar vermiştiniz? Yok, siz buna inandınız mı? Buna ancak kendileri inanıyorlar. Bu davranışları ile de etnisite ve terör destekçisi bir parti konumundan çıkamayacaklar. Daha önceki partileri neden kapatıldı? BDP’den önceki partiler olan HADEP, DEHAP ve son olarak DTP’nin kapatılma süreçlerinde yapılan kongreler ve bu kongrelerdeki eylemler, söylemler oldukça etkili olmuştu. Özellikle 1996’da HADEP’in Atatürk Spor Salonu’ndaki kongresindeki Türk bayrağının PKK sempatizanlarınca indirilmesi kamuoyunun büyük tepkisini çektiği gibi savcıların da dikkatini çekmişti ve suç unsuru sayıldı. Sonraki kongrelerde PKK’yı destekleyen sloganlar ve PKK’nın sözde bayraklar partilerin kapatılmalarına ilişkin dosyalarda yer almıştı. Bu dosya maddeleri de ilgili partilerin sonunu getirdi.

Kürt partilerinin seçimlerde aldıkları oyları görüyoruz. Buradan da anlaşılacağı üzere, bu ülkedeki Kürt kökenli vatandaşların tamamı, bu partileri desteklemiyor. BU partileri desteklemediği gibi, Öcalan’ı ve Pkk’yı da desteklemiyor. Dolayısı ile terörü istemeyen, desteklemeyen ve Türkiye vatandaşlığının kabulü gibi bir anlayışa da sahip oldukları ana fikri çıkartılabilir mi? Belki.. Peki, Kürtler Apo’ya, Pkk’ya ve Kürt partilerine nasıl bakıyorlar?

Kürt partilerine nasıl baktıkları, seçimlerde alınan oylarla belli. Partinin shovmenleri, her ne kadar sürekli bir ‘asimilasyondan’ bahsetseler de, gerçeklerin saptırıldığını ve yansıtılmadığını söyleseler bile, yapılan bir araştırmaya göre Kürtlerin %64’ünün “Öcalan’a AF durumuna HAYIR” dediklerini ortaya koyuyor. Türkiye genelinde ise %85’lik bir oranla HAYIR diyenler var. Öcalan’a Hayır’ı PKK’ya da Hayır gibi algılarsanız eğer, Kürt partilerinin alabileceği desteğin sınırlı olduğunu gözlemlersiniz. Bu durumda da bu partiler MARJINAL parti kimliğinden kurtulamayacaklar. Çünkü, varoluşlarını ve geleceklerini Apo ve Pkk’ya endekslemiş durumdalar..

Eskilerin de, şahinlerin ve de Güvercinlerin de, onları destekleyen aydın(!) geçinenlerin de anlamak istemediği bir konu var. Terör ve kan lekesini üzerlerinden silmemiş partileri bu ülke halkı benimsemeyecektir. Kendilerini benimsetmeyen ve hala Kürtler mi, Apo’mu yoksa Pkk’mı üçlemi ile uğraşan BDP’de çözümsüzlüğü ortadan kaldırabilecek bir olgunluk gözükmemektedir..

../..