Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Aralık '09

 
Kategori
Güncel
 

Kürtleri anlatan yazılarda:Kadını görememek...

Kürtleri anlatan yazılarda:Kadını görememek...
 

Alev'in kamerasından... İzmir'in göbeğinde kilim dokuyan; sevgi ağı dokumasını da ihmal etmemelidir


Köşe yazarları ve köşe yazılarından daha köşeli yazılar… Çemberinde çıra ateşi yanan gölgeli; bizi bize anlatmaya çalışan satırlar…

Görmeyen göremeyen keskin bakışlar!

Kadınlar neredeler?

Ağızları bantlı mı ki içlerini dökmezler.

Tek başına süklüm püklüm…

Yolda, kaldırımda, yürümekten korkanlar…

Sayıları artınca, kırmadık yıkmadık yakmadık cam can çerçeve bırakmayanlar sizce en başta neye ihtiyaç duyarlar?

Hayır!

Hayır, o da değil!

Bak gördünüz mü yine ıskaladınız?

Ödevlerde yardımcı olabilecek okuryazar analara…

Sosyal yaşamda yer alan, fikir ve söz sahibi olan kadınlara…

Çocuk doğurmaktan, hamur yoğurmaktan, çay pişirmekten, çalı çırpı toplamaktan başka; görev üstlenemeyen…

Sosyal yaşamda tuzu olmayan bacıların…

Kitap yüzü görmeyen, şehrin göbeğinde kilim dokuyan; kilimi satmak isterken Türkçe bilmediğinden yakınan, utangaç yaşlıların…

Kocalarının sözünden bir adım öne çıkamadıkları gibi ilkokul çağından itibaren çocuklarına söz geçiremeyenlerin…

Kardeşleri, torunları, çocukları…

Başıboş!

Oyuncakları taş topaç olan, çocukları!

Onlara kaldırımlar sahip çıkmamalı.

Babalar var!

İnşaatlarda ya da kırmızı tentenin altında; pazarlarda domates satmakla geçen günlere; şükürler eden…

Akşamları yorgun; evinin çatısı derme çatma…

Televizyon ekranında yağmur damlaları; gözyaşlarıyla yarışırcasına…

Hava fırtınalı; kiremitler kırık, baba bitkin canından bezmiş.

Tamiratı bir başka güne ertelemiş.

Babalar var; kırmızı koltuklarda oturan; su geçirmez tavanlara delik açan; yangına kürekle giden.

Analar: Onlarsız bir dünya nasıl olur?

Haberleri izlemek yeterlidir.

…Aney rahat dur hele; dizide oğlan kıza ne demiş anlatırım daha sonra.

Evin her bir köşesinde çocuk, çocuklar; her birini kendi doğurmuş; ananın sahip çıkabildiği bir tek çocuk yok ortada…

Gözünü sevdiğimin bildikleri var elbette…

Bu yahşi batıda o bilinenler geçer akçe olmuyor, yetmiyor ki...

( Limontepe/ İzmir Bir duvarcı ustasının evinde: Benimle Türkçe konuşmaya çalışan anasının lafını bölmek için elinden geleni esirgemeyen; genç adam: Annesinin okula gelmesini istemediğini ve ondan utandığını söylediğinde…)

Bizler! Sizler!

Kadın, kız, ana, bacı, gelin: Ailenin oy kullanamayan bireyi kaldığı sürece…

İsterse milletin vekili olsun…

Koca, kardeş, amca, ağabey: zorbalıklara bulaştığında…

Karşılığında elbet bir gün canı acıyacak; su testisi başka nerede kırılacak?

Kadın ağıt yakacak! İntikam ateşiyle yanacak.

Nefret kin doğuracak, sokağa salacak.

Beline doladığınla günahsızları da ateşlere atacak.

Kime faydası olacak?

Kısır döngü! Senin adınla, güvercinler uçar mı?

Yazınız! Yazalım da; içine kadını da katmayı unutmayalım.

Söz hakkı olmayan kadınların ülkelerine şöyle bir göz atalım!

Gözyaşıyla ıslanmış karanlık örtülerden başka bir şey görmek mümkün mü acaba!

Görmediklerimiz; gördüklerimizden daha fazla…

Ülkenin kadınları! Gelin el ele verin.

Vakit geç olmadan; sevgisizliğin önüne yıkılmaz bir set çekin.

Barış doğsun sizlerden.

Kan kokan davetlere kulak asmayın.

Hâlâ fark edemediniz mi?

Bizleri sizleri fark etmediklerini…

6. Aralık 2009 Pazar

Alev Meisel İzmir’den

 
Toplam blog
: 584
: 853
Kayıt tarihi
: 01.03.07
 
 

Dinleyenin olmadığı yerde anlatmanın önemi! Nasıl YAZAN oldum. 'Yalnız doğar, yalnız göçer' eskile..