Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ağustos '13

 
Kategori
Güncel
 

Kürtleri öldürmek mübah mıdır!

Kürtleri öldürmek mübah mıdır!
 

halepçe


İnsan zihninde bir kişi, bir  toplum yada bir  ırkla ilgili bir gedik açıldığı zaman, insanlar onun dibini bulmadan durmazlar. Bu insan zihninin nerdeyse içgüdüsel olarak boşluğa doğru çekilme halidirki, tarihten beri kürtlere doğru çoğu zaman ölümcül yönelmelere neden olan çekimin nedeni budur. Çünkü özellikle Kürtlerle birlikte yaşayan ırkların zihninde Kürtlerle ilgili çok derin bir GEDİK var. Bundan dolayı herkes neredeyse stresini, sıkıntısını, gücünü, keyfiyetini, bu boşluğa  doldurarak kürtleri kendi zihinsel çöplüğü haline getirmiştir.

Çünkü ulusların tarihinde Kürtler; kayıptır, yitiktir, kör noktadır, zihinsel bir muammadır. Bunun nedeni: Kürtlerin, geçmişlerinde acı çekmekle boşluk arasında kalınca boşluğu tercih etmiş olmlarıdır. Oysa kendi acısından kaçmak  kürtlere, başkaları tarafından yaşatılacak olan çok daha büyük ve derin acıların kapısını aralatmıştır. Çünkü  Kürtlerin en büyük yanılgısı bir dine  girmekle  dünyasal   sorumluluklarından muaf olacaklarını sanmalarıdır.

Bu yanılgı kürtleri birlikte yaşadıkları diğer ırkların yamağı  olmalarına neden olmuş  ve herkes neydeyse yırtığını söküğünü bu yama ile dikmeye çalışmıştır.. Oysa bir insan zihni gibi, bir topluluğun zihni de asla boşluğu kabul etmez. Hiç kimse büyük planda öngörülen tanrısal işbölümü takviminde kendi sırasını savuşturamaz. Kürtler bu anlamda insanlığın büyük gelişme ve iş bölümüne dayanan uluslaşma sürecini savsakladılar, insanlığın gelişim seyrinden saptılar, kafalarını çıkarmaktan, kendilerini ortaya koymadılar,korkuya biat edip  içe döndüler.Ne yaman çelişkidirki, dışardan gelen baskılara  karşı boyun eğen kürtler, gözünü kırpmadan birbirlerinin boynunu vurdular. Dışadan gelen eril ( erkek)  baskılara karşı  adeta kadınlaşan kürtler, kendi kadınlarına karşı ironik bir şekilde alabildiğince bu  kadınsı halleriyle erkeklik tasladlar.Böylece kendilerni  erkeklikten çıkaran kürtler, kadınlarınıda insanlıktan çıkardılar. O yüzden kürt kadını yüzünde hala kölelik devrinin izlerini taşımaktadır. 

Böylece sadece ırksal  kimliklerini değil, cinsel kimliklerini dahi çarpıtıp kirlettiler. Uluslaşamayan kürtler kendi içinde aşiret kıyımları, kan davası, kadınlara eziyet, birbirini kırmak  gibi ırklaşmanın en alt düzylerine düştüler. Bundan dolayı  dünya üzerinde kürtler, tahakkümü altında yaşadıkları ulusların zihninde millet olarak şiddetle yok sayılıp, ırk olarak bilerek var edilip aşağılanmış, kullanılmış  tek örnektir herhalde. İşte bu!  Kürtlerin büyük (orak ) bedenden, yani ruhtan kopuşudur. Böylece kendi büyük bedenden (ortak ruhtan) kopan Kürtler, birbirinden ayrı düşmüş küçük bedenler (ego)  halinde kendisi dışındaki büyük bedenlerin boyundurluğu altına girdiler. Böylece bedenini başka bedeler için feda  etmek artık Kürtlerin baş vazifsiydi. Bu yüzden başka bedenler için ölmeyi mübah sayan kürtleri, bu vazifelerini ihmal ettikleri zaman öldürmek farz sayılmıştır.

İşte! 'Tel Aran ve Tel Hasıl'da yayımlanan  ’’ Kürtleri öldürmek mübahtır’’  fermanının dayandığı fetvanın  kimyası budur. Şimdi içinde bulunduğumuz zaman kürtlerin ayrılıklarının ve aptallılarının farkına vardıkları ve tekrar büyük bedene (orak ruha) bağlanma aurasına girdikeri zamandır. İşte bu noktada  Kürtlerin uyanışı, çok uzun süre onların acılarından beslenenlere acı vermektedir ve bu sefer ölüm, özgürlük uyanışının bir bedeli olarak kürtlerin önüne koyulmaktadır. Şimdi bu, kürtlerin tarihleri boyunca karşı karşıya bulundukları en büyük SEÇİMDİR. Tarihten beri hep kürtleri kendileri  için ölüme yollamaya alışmış olanlar,  Şimdi kürtler sadece özgürlükeri uğruna ölmek istedikeri çin kürtlerin öldürülmesi mübahtır fetvası veriliyor. Böylece ‘’En iyi kürt, ölü kürttür’’ makası yine elden ele dolaşıyor. Lakin Kürtler için iyi haber; bu sefer özgürlükeleri  için ölümü göze almış olmalarıdır çünkü tarih bize şunu öğretmiştirki, özgürlüğü için ölmesini bilen bir millet  mutlaka özgürleşecektir..

(m.ali şirin tarih öğrt,tarihte terapi ve tekamül ekolünün yaratıcısı)

 
Toplam blog
: 124
: 736
Kayıt tarihi
: 28.06.08
 
 

Kelebek için kanat neyse insan için kelime odur. (m.ali şirin) 1969 senesinde  Tunceli/ pülümürde..