Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ekim '11

 
Kategori
Güncel
 

Kurtuluş Savaşı yapmış insanların torunları...

Kurtuluş Savaşı yapmış insanların torunları...
 

Dün, kısa süre önce hastalanan bir arkadaşımızı kaybettik.

Onun cenazesinde, mezarlıkta, duada, onun için çalınan neyi dinlerken; sadece ona mı ağlıyoruz, geçen haftalarda kaybettiğimiz bir kaç isme mi, deprem kayıplarına mı, şehitlerimize mi belli değil. İçimiz eziliyor. Herşey birbirinin içinde...

Sonra annem arıyor. O da ağlıyor. Van'da ölen öğretmenleri duymuş. Onun üzülmesine daha da çok içim eziliyor. Bütün duygular birbirinin içinde.

Sonra hatırlıyorum, seneler önce ilk tayin yerim Van. Ama annemle babamın, PKK öğretmen öldürüyor diye beni göndermedikleri Van. Seneler sonra gidip ziyaret ettiğim Van...

Annemle babam haberleri dinlerken kimbilir neler hissetti.. Belli ki hepimiz gibi tüm duyguları bir arada yaşadılar... Bütün o genç öğretmenleri ben gibi, beni onlar gibi gördüler. Tüm ana babaların acısını paylaştılar.

Hepimiz bir hissetmiyor muyuz, hepimizin uykuları kaçmıyor mu zaten? Kendi hayatlarımızın giderinde yaşarken bile sürekli düşünceli, üzgün, gergin değil miyiz?  Gözlerimizde yaşlarla gezmiyor muyuz hep? 

'Van Tek Yürek' diye, 12(?) kanalın ortak yayını var şu an.  Büyük küçük herkes, maddi manevi yardım etmeye çalışıyor. Yurt içinden ve yurt dışından...  Kim hangi etnik gruptan, belli değil. Kimin umurunda ki zaten?..  Depremde kurtarma çalışmalarında da herkes tek yürek, görüyoruz. Yardımların haddi hesabı yok.  Herkes o kadar dolmuş ki, fazla fazla yardım geliyor. Herkes bir şeyleri ispat etmeye çalışıyor, 'Bu memleketi, bölmeye çalışanlara bırakmayacağız' çığıkları yükseliyor sanki. Senelerdir eli kolu bağlı oturduğunu hisseden herkes, adeta senelerdir yapılamayan doğu yatırımını her anlamda yapmaya çalışır gibi...  ''Çocuk emzirebilirim, sütüm var'' diyen bir anne;  'Verecek başka bir şeyim yok, alyansımı vereyim' diyen bir asker eşi; kendi köyü yıkıldığı, çadırda kaldığı halde, 'oralarda yoktur' diye bahçesinden elma toplayıp Van merkeze gönderen ve hala yapabileceği ne var diye soran bir amca, kalkıp Çanakkale'den Van'a giden, 'Başsağlığı diliyorum, ayakkabılarınızı parasız tamir etmeye geldim diye tabela asan amca, '80'lerde babam, 2000'lerde abim şehit oldu Van'da, güzel anılarım yok ama yine de bağışta bulunmak istiyorum' diyen vatandaş... 

Biraz önce, Kanıt programını yapıp sunan Prof. Dr. Sevil Atasoy  'Biz Kurtuluş Savaşı yapmış insanların torunlarıyız, bunu yine gösteriyoruz' dedi.

Biz buyuz işte!    

Yine gözlerim doldu. Uzun zaman olmuştu umudumu kaybedeli.

Tüm dünyanın görmesini, bilmesini ne çok isterdim... Kendi yarattıkları politik oyunları değil, bu toplumun gerçeklerini görmelerini... Kötü günde bir olduğumuzu, her an yine ve yeniden bir olabileceğimizi. Aslında uyuyan aslan olduğumuzu...

Ve bu bütünlük karşısında kendilerini yenilmiş hissetmelerini ne çok isterdim!

Allah, Van'da zor durumda olan herkese, yakınlarını kaybedenlere, hala umutla bekleyenlere, soğukta üşüyenlere, yuvalarını kaybetmiş olanlara ve tüm şehit ailelerimize yardım etsin inşallah.

Deprem her an hepimizi vurabilir. O acı günleri hiçbir zaman yaşamamak dileği ile...

---

Bu yazıyı yazmama vesile olan MB yazarı sayın Muhsin Durucan'a sevgiler.

 
Toplam blog
: 61
: 937
Kayıt tarihi
: 20.09.08
 
 

Yazmak sorumluluk istiyor. Zor iş, başka bir alem. Yaşamın ta kendisi gibi. ..