Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Şubat '12

 
Kategori
Sinema
 

Kurtuluş Son Durak

Kurtuluş Son Durak
 

İş güç bahanesiyle oldukça seyrekleşmeye başlayan sinemaya gitmelerim oğlum tarafından şikayet konusu olmaya başlayınca dayanamadım. Onu kırmamak adına ve anneme kandil ziyaretimi erteleyip fırça yemek pahasına teklifini kabul ettim.

Akşam yemeğini de dışarıda yedikten sonra KURTULUŞ SON DURAK filmine girdik. Biliyorsunuzdur, kadına şiddeti anlatan bir film bu. Oğlumun seçimiydi, daha önce bir kez tek başına gidip izlemişti, çok beğenmiş bir kez de benimle görmek istedi. Son hafta gösterimiydi, iyi ki gitmişim.

Barış Pirhasan senaryoyu yazmış, oğlu Yusuf Pirhasan da yönetmenliğini yapmış. Kim bunlar biliyor musunuz? Yıllar önce çekilen Fatmagül'ün Suçu Ne filminin senaryosunu yazan Vedat Türkali'nin oğlu ve torunu. Yani üç kuşak kadın dostu diyebiliriz bunlara.

Film çok komik; kadına şiddeti anlatan filmin nesi komik olur değil mi? Vallahi komik, kahkahalarınızı tutamıyorsunuz, bazen gülmekten koltukla birlikte sarsılıyorsunuz. Ama filmin sonunda perdeden jenerik akarken çalan müzikle birlikte hüzün de sarıyor insanı, kalkmak istemeyebiliyorsunuz, benim gibi.

Kurtuluş'da Saadet Apartmanı'nda yaşanıyor tüm hikâye. Apartmanın adı Saadet ama, dairelerindeki kadınlarda saadet namına bir şey yok. Erkekler güçlü, örgütlü, mağrur; kadınlar güçsüz, şiddete maruz ve mağdur. Bir gün bir şekilde, apartmana yeni taşınan Eylem'le birlikte küçük bir örgütlenme oluşturuyorlar ve olaylar bundan sonra başlıyor.

Sinemada erkek egemenliğinin, şiddetin, küfürün kıyametin bolca olduğu bir dönemde böyle güzel bir iş çıkarttıkları için Barış ve Yusuf Pirhasan'ı tebrik ediyorum. Ve tabi oğlumu da. Henüz on altı yaşında böyle bir filmi seçip izleyip annesine önermesi dolayısıyla.

Film bitip eve geldiğimizde açtığımız televizyonda, bir dizi sahnesinde kadının kocası tarafından aldatıldığını anlaması üzerine bana dedi ki: "Kadınlar aldatıldığını hemen anlıyorlar anne, hissediyorlar galiba. Ama erkekler aldatıldığını hiç anlamıyor." "Sence neden?" dedim ben de. Oğlumun yanıtı, "Çünkü erkekler, karılarının kendisinden başkasına bakacağına inanmazlar", oldu.

Çok şaşırdım, oğlum doğru söylüyordu. Erkekler egolarına öyle düşkün ki ve kendilerini o kadar mükemmel görüyorlar ki, sahip olduklarını sandıkları kadının (bu sahiplik de ayrı bir mesela ya, neyse) bırak başka bir erkekle birlikte olmasını, bir başkasına bakacağına bile ihtimal vermiyorlar.

Yazık... Böyle olunca tabi, çantada keklik zihniyetiyle her şey güllük gülistanlık sanırkan bir de bakıyorlar kuş kafesten uçup gitmiş.

Nereden nereye geldim yine:)

Ben en çok apartmanın adını sevdiğimi düşündüm film bitiminde. Saadet isimli bir apartmanda oturmayı çok istedim birden bire.

Saadetime bir katkısı olur mu acep?

Esen kalın. 

 
Toplam blog
: 314
: 1210
Kayıt tarihi
: 07.08.11
 
 

Üsküdar İstanbul doğumluyum ve halen burada yaşıyorum. Okumak, yazmak ve seyahat etmeyi çok seviyor..