Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Aralık '14

 
Kategori
Felsefe
 

Kurtuluş

Kurtuluş gerçekten de mümkün müdür? Sonsuzluğa gözünü dikmiş olan insan evladı kökleri toprağa mahkum bir şekilde bölünmüş bir durumdadır. İçinin en derinliklerindeki sonsuz yaşam ve sonsuz özgürlük dürtüleri maddesel ve sınırlı kaba dünyanın kabuğunu kırıp geçen sınırsız hayalleri ile ikilemde kalmış olan insan yeryüzünde mutlak huzuru bulmak için tüm yaşamı boyunca koşuşturup duruyor. nereye koştuğunu bilmeden sadece koşturuyor.

Karşı konulmaz dürtüsü müdür insanı koşturan? Sınırsızlığa ve ölümsüzlüğe olan özlemi midir? Uzak Doğu bilgelerinin ortak bir paydada buluşarak söyledikleri şey, hastalığın ve ölümün ve acının pençesindeki insanın uğradığı bu lanetler sadece dünyaya has lanetlerdir. gelip geçeceklerdir.

Tüm umut verici dinler gibi Uzak Doğu Bilgeleri de uzakta bir sonsuz mutluluk yurdunun varlığından haber verirler. Uçsuz bucaksız pembeli sarılı yeşilli gezegenlerden söz ederler. Vadedilen güzellikler tam da insanoğlunun garip bir içgüdüsü ile örtüşüyor. Sonsuzluğa olan özlem, sonsuzluktan geldiğimizin bir göstergesidir adeta. Yoksa bu kadar tanıdık gelmezdi anlatılanlar. İnsanı mest eden hesapsız güzellikler acının ve ıstırabın son bulduğu mutlak mutluluğun durağı cennetler.

Kurtuluşa içten gelen bu özlemin kaynağına içsel bir yolculuk yapılarak ulaşılabilir. İnsan yeryüzünde var oluş amacını sorgulamakla yükümlü. bilinçli bir varlık olması sebebi ile bu yükü yükleniyor.

ama kaç kişi içsel yolculuğa çıkmaya hazır? Kaç kişi bu cesareti göstermeye hazır? "Herkes cenneti ister, ama kimse ölmek istemez!" diye bir söz vardır. Bu ikilem ve paradoks içinde insan ne istediğini gerçekten bilmeden hayatın zaman nehrinde sürüklenip gidiyor.

Hz Muhammed'in (s.a.v) bir hadisini hatırlamak lazım :" Ölmeden önce ölünüz!" Bu güzel söz okunduğunda bu sözü masumiyete giden bir yolun pusulası olarak gören kaç insan var?

Hz İsa(a.s)'a sormuşlar; Aramızdan kimler cennete gidecek diye. İsa (a.s) küçük bir çocuğu işaret ederek; işte bu çocuk gibi masum olabilenler!... demiş.

Büyüdükçe kirlenen insan, temizlenmek için küçülmek zorunda. Bir çocuk kadar masum ve temiz olmak zorunda.Ölümün bilincinde olmak ve onu sürekli olarak hatırlamak da masumiyete götüren ayrı bir pusula. Ölüm de bir çeşit masumiyettir.

Ünlü bir çocuk hikaye yazarı olan Montaigne" Lütfen çocuk gibi olma demeyin! Lütfen yetişkin gibi olma deyin! "der.

İçsel yolculuğa çıkmaya cesaret eden her yetişkin, çocukluğun masumiyet evresine tekrar uğrar. Masumiyet gerçek kurtuluşun yegane anahtarıdır.

 

 
Toplam blog
: 3
: 290
Kayıt tarihi
: 29.12.14
 
 

Fen Edebiyat Fakültesi Edebiyat bölümünü okudum. İlgi alanım yaşamın amacına yönelik olan her tür..