Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ocak '13

 
Kategori
Siyaset
 

Kurtuluşu devletten bekleyen halk kurtulmayı unutsun

Kurtuluşu devletten bekleyen halk kurtulmayı unutsun
 

Devletin icraatları konuşuluyor; halkın icraatları nerede? Doğrudur, devlet yaptırır, halk yapar ama biz Türkiye’de halkın topyekûn ülke kalkınması için organize olduğunu hiç görmedik. Tamam, yöneticilerimiz işi bilmiyorlar; ama yani, bu sözde vatansever halktan gurup gurup temsilciler vilayet kapısını yol edip “şunu yapalım, bunu yapalım” diye devleti aliyeye yol mu gösterdiler; destek olup güç mü verdiler? Devlet bunu yapmıyor, devlet şunu yapmıyor; şikâyetten başka şey yok.

Devlet eski bir pompadır, itelemezsen çalışmaz. Gelişmeyen illerin halkı eminim Ankara’nın yolunu bile bilmiyordur. Yazacaksın sorunları bir dosyaya, alacaksın dosyayı koltuğunun altına, yanına da bir iki zevat, tutacaksın Ankara’nın yolunu. “Giresun’un Çamoluk ilçe heyeti başbakan ile görüşmeye geldi” Görüşmeseniz de fark etmez. Ankara’ya kadar gelmiş bu heyeti ve Çamoluk’un sorunlarını esgeçemezler. Devlet hantal bir yapıdır, ara sıra dürtmek gerekir; devleti siz çalıştıracaksınız.

Sadece böyle de değil. Herkes kendi yöresinde bir kalkınma hareketi başlatabilir. Şurayı ekelim, burayı dikelim, gücümüzü birleştirelim… Herkes bulunduğu yerde tarladan bir taş kaldırıp atsa ülkede taş kalmaz yahu. İnsanların bu şekilde yöreleriyle ilgili yapacakları çalışmalar çok önemlidir. Bir sulama kanalı, erozyonu önlemek için ağaçlandırma çalışması, köy içi yollarının yapımı, sebze ve meyve bahçeleri oluşturulması, yoncalık… Neler yapılmaz ki. Her köyde bunlardan birinin yapıldığını düşünün. Köylüler, kasabalılar yaşadıkları yerlerle ilgili çok şey yapabilirler. Köylerindeki para getirecek varlıkları değerlendirip yeni kazanç kapıları açabilirler. Onların bildiği ürünler para etmiyorsa para eden bilmedikleri ürünleri yetiştirme konusunda bölgelerindeki ziraat birimleriyle konuşabilirler.

Köyünüzün kalkınmasını istiyorsanız devlete hiç ihtiyacınız yok. Devlet damızlık ya da tohum verir, veteriner ya da ilaç yardımında bulunur; ama köyünüzde, kasabanızda ne yapacağınızı, ne yapılabileceğini sizler bilirsiniz. Köylerin kalkınması deyince hep işte okul, sağlık hizmetleri gibi şeyler konuşuluyor. Eksik bir anlayış. Ekonomi her zaman öncelikli olmalı. KÖY MECLİSLERİ kurulmalı. Ben bazı köyler gördüm. Ormanı, toprağı, suyu her şeyi var ama köylüler fakir. Dağda ayılar tok, köyde insanlar fakir. Bilgisizliklerden, körlükten, yanlış anlayışlardan. Adamın köyünde sebzenin meyvenin kralı yetişiyor, tembelliğinden ekmiyor, dikmiyor gidip şehirden alıyor. Tabii ki buraya da çocuğunun ayakkabı parasını verdiği için kışın çocuğu yalınayak geziyor.

Köylerimiz imkânsızlıktan değil, bilgisizlikten fakir. Şimdilerde herkes büyük şehirlere göçmüş, Alamanya’ya gitmiş; köyler bomboş. Her köyde 5–10 kişi var. Dağ taş onların. Tarlalar boş duruyor. Mal yap, ekin, ayçiçeği, tütün yap; çocuk çoluk çocuk çalış dön köşeyi… İnanmayacaksınız her şeyin zibil olduğu bu köylerde üç beş hane yaşıyor ve bunlar da aç. Biz devletimizin işe yaramazlığı kadar halkımızın tembelliğinden de geri kaldık. Her şeyi devlet yapacak. Daha çok beklersiniz. Sizler kolları sıvamadan ne köyünüz kalkınır, ne de kasabanız. 100 yıldır hala öğrenemediniz mi bunu?

İşte Ağaç Hareketi düzeni bunun için şart. Ben ülkenin başbakanı kazmayı alıp köyüne geleceğim. Ve “ Evet, ne yapıyoruz…”  diyerek kazmayı vuracağım. Erkeksen çalışma. Bu ülke topraklarında ekilmedik dikilmedik 1 m2 boş yer istemiyorum. Fırınlarda fakirlere ekmek askısı koyacağına köyünüzde 100 dönümlük tepe tarla boş duruyor. Zaten ekmezsen, dikmezsen el koyacağım. Toprak sahibine emanettir.

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..