Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Kasım '16

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Kurumsal terör

Kurumsal terör
 

Bu ülkede insanlar paralarıyla reziller, tabii ki ben de bu rezil olaylar zincirinden ara sıra nasibimi alıyorum, her gün başınıza bir iş gelir ve sürekli sizin kimyanızı bozmak için insanlar bazen de kurumlar ellerinden geleni yaparlar. Çakallığın bini bir paradır ve bilmezler ki aslında yapılan iyi ya da kötü eylem mutlaka bir gün kendilerini vurur, ansızın dağılır ve yıkılırlar. 

Kurumsal terörler maalesef hiç bitmiyor, ben tam İzsu’nun bana yolladığı iki tane yüksek su faturalarının ikincisinden yeni kurtulmuştum ki (birincisi dokuz bin beş yüz lira, ikincisi ise bin liranın üzerinde) şu anda başıma gelen, benim son altı gündür kimyamı bozan olay ise Yurtiçi Kargo şirketinin bana yaptığı eziyet. Eziyetin adı, altı gün müşterisini evde zorunlu olarak hapsetmek, müşterinin sorununa çözüm bulamamak ve müşterisinin evde daha ne kadar süre bekleyeceğini bilememesi.

Bir kozmetik şirketinden ilk defa internet üzerinden alışveriş yapmıştım, kampanyası varmış, ben de “Hadi şu uzaktan alışveriş işine alışayım, kolaylık olur” dedim ama kozmetik şirketinin çalıştığı kargo firması yani Yurtiçi Kargo dünyayı burnumdan getirdi. Neden mi? Beni 6 gün eve hapsetti ve ürünlerin daha eve gelip gelmeyeceği meçhul! Gelmeden önce de haber vermedikleri için sürekli evde beklemek zorundasınız maalesef çalışanların şirket hattı olmadığı için de arayamıyorlarmış.  Ha bugün gelir ha yarın gelir derken ve ben evden dışarı çıkmazken benim kafa gitti gidiyor oldu.  Bu arada kozmetik firması 1,5 günde ürünü firmaya yolluyor ama şehir içi dağıtım bir felaket. Eşimin de başına daha önce aynı firmadan bu durum başına gelmiş ve kendisi gidip almış, bana gülerek “Ben gidip alayım, sen daha çok beklersin.” dedi. Ben ise kabul etmedim, “Mecbur muyum gidip almaya, görevini yapsın” dedim. Para almayı bilenin işini de yapması gerekir diye düşünüyorum.

Bu arada ben 4 kere 444 lü hatları aradım ve en son bana konuştuklarını ve eve geleceklerini söylediler ama heyhat! O gün yine gelmediler ve anladım ki çözüm üretmeye çalışan merkezin lafı da şubeye geçmiyor. Bir de bana dağıtım şubesinin telefonunu verip “Bir de siz görüşün” dediler. “Ben ise bir kaç kere aradığımı, telefonlara dahi bakmadıklarını, bir daha aramayacağımı ve sizleri takmayan şube beni mi takacak.” dedim.

Benim bu olaydan çıkardığım dersler ise şunlar oldu. Birincisi, internet üzerinden alışveriş ederken şirkete hangi kargo firmasıyla çalıştığını sormak gerekir.

İkincisi ise şirketin bankayla anlaşması var mı? Parayı bankaya mı yoksa şirkete mi yatıracaksınız? Bunu öğrenmekte yarar var çünkü banka işi sıkı tutuyor, 3 gün içinde ürün müşteriye teslim edilmezse parayı iade ediyor. Tabii ki bu bütün firmalar için geçerli olmayabilir ama yine de dikkat etmekte yarar vardır.

Bakalım bu işin sonu ne olacak? Ben de merak ediyorum:)

Herkese sağlıklı ve güzel günler diliyorum.

 
Toplam blog
: 627
: 3456
Kayıt tarihi
: 11.06.11
 
 

Kendi halinde yaşayan doğa tutkunu, sıradan bir vatandaş. İnsanların dış güzelliğine değil iç güz..