Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Aralık '13

 
Kategori
Güncel
 

Kurumsal

Kurumsal
 

Mahmut Makal; fotoğrafını yayımlamamıza izin verdiği için teşekkür ederiz.


Gerçek “Mahmut Hoca”, Sevgili Mahmut MAKAL 19 Aralık Perşembe günü “bendenizi” aradı. “Hayatı Pahasına” başlıklı yazımı okumuşlar, sordu:

“Nasıl olur da Sevgili Atatürk’ümüz, hilafetin bütün İslam ülkeleri arasında canlandırılabileceğinden ve mehdi den söz etmiş” olabilirdi? Sesinde sitem vardı Mahmut Hocamızın!

            *

Oysa Atatürk’ün; “Hilafetin kişi bazında değil, bütün İslam ülkeleri arasında rotasyonla değişecek bir kurum olarak canlandırılabileceğini vasiyet ettiğini…” söylemişti “Merhum Aytunç Altındal”…

Bunu izah etmeye çalıştım telefonda Sevgili Hocam’a: Altındal'a göre; “Bu vasiyeti 1958'de öğrenen Adnan Menderes, sonunu hazırlayan o cümleyi; ‘Siz isterseniz hilafeti bile geri getirebilirsiniz’ i, bu nedenle söylemişti.” Altındal, Atatürk'ün “1920'lerde sadece üç Müslüman devlet var: ‘Türkiye, İran ve Afganistan’.  Bu sayı ileride 40'a 50'ye çıkarsa, bu devletler kendileri bir araya gelerek bir Hilafet Meclisi oluştururlar” dediğini ileri sürüyordu. SEVGİLİ ATATÜRK'ün saltanata karşı olduğunu ancak Hilafet’e bir kurum olarak karşı çıkmadığını ileri süren Altındal; “Atatürk Fikirleri”nin bugün hayata geçtiğini düşünüyordu. Bugünkü İslam Konferansı Örgütü’nün omurgasını 1920'lerde Mustafa Kemal’in belirlediğini söylüyordu. “Atatürk’ün, Hilafet’in 5 güçlü İslam üyesinin daimi konseyini oluşturmasını, ‘Birleşmiş Milletler’ gibi bunların belirli süreler içinde rotasyonlu olarak Hilafet’i temsil etmesini istediğini düşünüyorum” diyordu.
            *
Ata’mızın “Ölümümden 50 yıl sonra açılsın” demesinin elbette bir anlamı vardı.

Şüphesiz, vasiyet açıldığında bir daha göreceğiz ki;  SEVGİLİ ATATÜRK, bugünün sorunlarına da “reçete” olabilecek, ileri görüşler bırakmıştır. Atatürk’ün vasiyetinde, “Kurulması gereken İslam birliğinden ve Mehdi’den” söz edildiğini artık biliyoruz ve vasiyetin Türkiye halkına açıklanmasını biz de istiyoruz. Vasiyet açıklansın, hep birlikte görelim; buna karar verecek olan elbette Türkiye Büyük Milleti’dir.
“Atatürk'e göre lâiklik, yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Tüm yurttaşların vicdan, ibadet ve din özgürlüğü de demektir.” (Wikipedia)

Öyle ise nasıl bir hilafetten bahsediyorsunuz?” Sorusuna, Altındal’ın cevabı;

“Bu ayrı bir tartışma konusu. Benim için Hilafet ‘seküler’ bir birliktir. Yıllarca bunu yazdım ve anlattım. Hilafet ne Kuran’da, ne de hadislerde vardır, sonradan, tamamen siyasi amaçlarla kurulmuş dini bir kurumdur.”

Yazıldığından 50 yıl sonra açıklanması öngörülen bu vasiyetin içeriğinden neden hâlâ haberimiz yok?

“Bu 50 yıllık yasağın üstüne Kenan Evren, ‘Halk bunu zor hazmeder’ diyerek bir 25 yıl daha yasak koydu da onun için.”

Gerek darbecilerin, gerekse siyasilerin vasiyetin açılmasını geciktirme hakları var mı?

“Hakları yok ama yasak koydurabiliyorlar. Bütün dünyada böyledir bu. CIA’nin İran’da darbe yaptığı bile resmi olarak 60 yıl sonra açıklandı. Ama ben bu darbe hakkında 1980’den beri yazıp konuşuyordum. Türkiye kamuoyunu bu konuda da tam 30 yıl önce Süreç dergisindeki yazılarımla uyarmıştım.” (Altındal, 29.08.2013 Hürriyet’te yayımlanan, İzzet Çapa’nın röportajında ayrıca şunları söylemişti.)

Özetle; “Atatürk, bugün İslam devletlerinin böylesine sayısının artacağını o zamandan aynen öngörmüştü. Bu da onun ne denli bilgili bir stratejist olduğunun kanıtıdır.” İslam Dünyası kendine bir çeki düzen vermeli. Bugün Birleşmiş Milletler’de Müslüman ülkeleri etkisizdir. B.M. bünyesinde, 71 Müslüman ülke barındırıyor ancak bunların tamamı etkisiz, tek bir karar bile çıkartabiliyorlar mı? Hayır. Bütün bir Arap Dünyası, onca parasına ve haklılığına rağmen bağımsız bir “Filistin Devleti” tezini kabul ettiremedi. İşte bu yüzden çeşitli ülkelerin Müslüman halkları “Hilafet” çağrısı yapıyor.

            *

Son Halife 3 Mart 1924 tarihinde “hâl” edilince ailesiyle birlikte İsviçre’de Territet diye bilinen bir kasabaya yerleşti. Mecid Efendi, Territet’e geldikten bir hafta sonra İslam âlemini, Hilafet konusunda bir konferans düzenlemeye çağırdı. Altındal da  8 yıldır Territet’de yaşıyordu. Mecid Efendi’nin karşılıksız bırakılan konferans çağrısının tam 90. yılında onun gibi Altındal da Territet’den aynı çağrıyı yaptı: 11 Mart 2014’de konferansın düzenleneceğini açıklayan; bir dönemin sosyalistlerinden ve bir şiiri nedeni ile yedi yıl hapis cezası alan, yurt dışına kaçmak zorunda kalan, KGB ajanlığıyla itham edilen, sonra Sovyetler Birliği çökünce bu defa CIA ajanı yaftası takılan, ardından da Mossad ajanı, sonra MİT’çi denilen, tüm bunlara kendi deyimiyle “gülüp geçen” Aytun Altındal, 18 Kasım’da “derin şüphelerle” aniden öldü.

            * * *

Merhum Altındal’ın demek istediği; ATATÜRK'ÜN VASİYETİ çağdaş dünyayı dönüştürebilir. Hilafet, işte tam bu dönemde, yani Müslümanların çekiştikleri günlerde etkili olur. Vasiyetten kasıt, Sevgili Atatürk’ümüzün çalışma notlarıdır. Masum halkların birleşmesi gerekiyorsa, yalnızca bu nedenle bile kurumsal olarak hilafet, çağdaş şekliyle kurulur, buna yine (kurumsal olarak) Müslümanlar karar vereceklerdir, yoksa başka bir şey değil!

Bu konuyu yazmaya devam edeceğiz, Sevgili Mahmut Hocam öyle istedi. 

 
Toplam blog
: 276
: 1102
Kayıt tarihi
: 19.11.12
 
 

Evli, 2 evlat babası, 1965'te doğdu, inançlı, müziksever, insansever, yurtsever, iyi yüzer, ünive..