Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mart '13

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

Kuşlar ve kuşaklar

Yaşamda Atalarımızdan bize kadar gelen sözler ve alışkanlıkları gençlik dönemlerimizde hadi canım sen de derken, yaş aldıkça biraz mahcup, biraz saygı karışımı kabul etmek zorunda kaldık hepsini ayrı ayrı!..

Bu yazının konusu kuşlar, geçmişte ve günümüzdeki algılarla uygulamalar. Uzun süredir izlediğim, günümüzde az sayıda kalmış boş alanlardan bir çimenliği izliyorum. Orada her gün sayısız kuşlar var ve bunlara evlerindeki yemek, ekmek artıklarını getirerek ikram eden komşular birbirlerinden memnun bir görüntü içinde yaşıyorlar.

Apartmanda bir teyzemiz vardır. Kendisini ziyarete gittim bir akşam bir komşu daha oradaydı, sohbet arasında, ah gördünüz mü? Hazırladım evdeki yemek ve  ekmekleri de kuşlara götürüp vermeyi unuttum dedi. Teyzemiz  öfkeyle kaldırdı başını ve,,

- Sakın öyle bir şey yapma! Dedi.

Şaşırdık hepimiz yüzüne baktık,

- Bakmayın öyle yahu dedi. Çok kızıyorum bu komşulara gidebilsem hepsinin canına okuyacağım. Güzelim kuşları tavuğa çevirdiler canım olmaz ki böyle diye söyleniyordu.

- Nasıl yani teyze? Ne güzel insanlar besliyor kuşları ne kötülük var bunda? Dedim.

- Baksana kızım hayvanların dengesini bozdular, gidip yem aramak yerine oralarda tavuk gibi dolaşarak karınlarını doyuruyorlar uçmayı bile unuttu hayvancıklar akşama kadar balkondan onları izliyorum dedi. Sevgili teyzemin ne kadar haklı olduğundan bu sabah gözlemleyerek emin oldum ve de üzüldüm. Hemen çocukluğumdaki neredeyse her evin ve her yapının ayrılmaz parçası haline gelmiş unutulmaz kuş yuvaları ve köşkleri geldi gözlerimin önüne  özenle hazırlanır. İnsanlarla beraber yaşamaya başlardı kuşlarda ancak aşırı derecede soğuklar yada sıcaklar  olmadıkça da yaşamlarına kimse müdahele etmez, yemlerini gider kendileri bulurlardı. Leylek yuvamız vardı evimizin çatısında sabırsızlıkla beklediğimiz ailemizin leylek  üyelerini, yuvamız çatımızın üstünde daima durur kiremitlerin değişimi bile ona göre ayarlanırdı ve beklerdi kendisini yalnızlıktan kurtaracak her bahar dönen ev sahiplerini, bıkıp usanmadan her bahar baba leylek önce gelir yuvadaki eksikleri tamamlar. Bir kaç gün sonra da anne leylek varsa çocuklarıyla  beraber gelirdi. Bizler de bu değerli aile üyelerimizin şakımalarıyla mest olurduk!.. Yeni yumurtalar yeni yavruların aramıza katılması ise mutluluktan uçururdu o zamanlar  biz çocukları!.. Bakıyorum da kuşlar ve kuşaklar çok ince bir şekilde anlatıyor nereden nereye geldiğimizi!..

İşte bu yüzden “Tanrı her kuşun yuvasını yapar ancak içine  yemini bırakmaz” gibi “Emek olmayınca yemek olmaz” gibi her canlının yaşamını devam ettirebilmesi için önce emek vermesi gerektiğini vurgulayan sözler söylenmiş ve bizlere kadar da ulaşmış, öyleyse bizler de bir canlıya iyilik yaparken yarar mı? Zarar mı? Veriyoruz bir kez daha sorgulamalıyız!..

Zile Konfor otel kayıtlarından alıntıdır. Yeni hamam girişi “SERÇE SARYI= KUŞ KÖŞKÜ”

  

 
Toplam blog
: 209
: 350
Kayıt tarihi
: 13.09.11
 
 

Kurşun kalemden gelen ağaç kokusunun kağıtla buluşma büyüsüyle yoluna devam eden, Lise mezunu, ha..