Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Aralık '15

 
Kategori
Siyaset
 

Kussam geçer mi acaba?..

Kussam geçer mi acaba?..
 

Soruyorlar:

- Niçin Suriye'yi, IŞİD'i, Putin'i, PKK'yı, PYD'yi yazmıyorsun?

Çünkü bilmiyorum.

Çünkü anlamıyorum.

Bu işleri, bu gidişi anlar görünüp konuşanları da anlamıyorum; sözcülerini, liderlerini de anlayamıyorum.

Türkiye'nin kendisini bile bile, göre göre ateş çemberinin içine fütursuzca fırlatmasını an-la-ya-mı-yo-rum.

Politika, içi ve dışıyla bir hesap ve strateji meselesi ise, eğer gerçekten ve sahiden böyleyse, ben hiç bir şey anlamıyorum.

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin o ateş çemberi içinde ne işi olduğunu açıklayamıyorum; aklın ve mantığın kenarına dahi iliştiremiyorum.

Esat'la işimiz olabilir ki?

Hangi ulusal çıkarlar böylesine bir düşmanlığı gerekli kılabilir ki?..

Irak bir devlet. Hükümeti var; Meclis'i var, halkı var.

Suriye bir devlet. Hükümeti var, Meclis'i var, halkı var.

Girdiler, parçaladılar, liderlerini öldürdüler, elbirliği ile gömdüler...

Peki bizim o topraklarda ne işimiz var?..

Bu yazıyı okuyanlar arasında bu soruların yanıtlarını doğru, soğukkanlı, adil, aydınlık bir gözlükle ve insani ve hümanist bir bakışla açıklayabilecek bir tek yurttaşımız var mı?

Gittik bir Rus uçağını düşürdük.

Kendilerini paraşütle hayata doğru fırlatan pilotları, korunmasız bir halde, gökten yere doğru süzülürken keyifle/ ve naralar atarak... Kuş avlar gibi kurşuna dizen ve bu işi yaparken de, Allahu ekber nidaları ile yeri/göğü inleten Türkmenleri izledik.

Gittik baktık sözlüğe, şöyle yazıyor kitap:

- Allahu Ekber; Allah büyüktür, Allah her şeyden daha büyüktür, demektir.

- Allahu ekber demek Allah'ı yüceltmektir. Tekbir getirilirken de Allahu ekber, denir. Tekbir Allah'ın bir emridir. Bu emri yerine getiren insan, eş, çocuk ve ortak edinme, acizlik, noksanlık, haksızlık, zulüm ve bunun gibi, O’na layık olmayan sıfatlardan Allah’ı tenzih etmiş (arındırmış) olur.

İşte bu noktada gözlerim karşımdaki boşluğa takılı kalıyor: Anlamıyorum; anlayamıyorum.

Ayrıca, anlamam mümkün değil.

Eeee... Anlamadan ne yazacaksınız ki...

İçi doldurulamayan sözcükler, acılar, utanç, bulantı...

Evet, midem bulanıyor, keskin, ekşi bozuk bir sirke kokusu yayılıyor gırtlağıma doğru.

Ve yine keskin, acı, buruk bir sancı.

Kussam geçer mi acaba?

İşte okumakta olduğunuz yazı, bu kusma edimini karşılasın diye yazıldı.

Bilmem anlatabiliyor muyum?

 

@farukhaksal42

www.soruyusormak.com

 
Toplam blog
: 913
: 485
Kayıt tarihi
: 30.01.09
 
 

1942 yılının Şubat ayında Bursa'da (Mehmet Kemalettin'den olma, Emine İffet'ten doğma olarak) dün..