Kuşu vurdular (Kurdu kuzuya kaptıranlar, aslanları çakallara boğduranlar kuşu vurdular)

KUŞU VURDULAR…

Bu iş zerre-miskal kadar “savaş” niyeti olmayan “Suriye” uçağını vurmaya benzemez…

Vurulan öyle böyle bir şey değil, vurulan “İnsanlık…”

Ne zaman anlayacaksınız ne zaman yüreğiniz vicdanınız sızlayacak merak ediyorum…

Meydana kaç kişi toplanmış; dublaj değil iki milyon kişi

Vay vay vay!

İyi de içlerinde kaç “kuş” var özgürce uçan insanca düşünen tapınmadan biat etmeden ülkesini

Bayrağını vatanını seven…

“Meçhul!”

***  

Kuzuları “kurtlara” bile bile kaptıranların,

Aslanları “çakallara” boğduranların,

Ülkede yaşayan herkesi “mal” gibi görenlerin köle gibi yöneteceklerini sananların,

Kendinden büyüklere bile eteğini elini öptürenlerin

Kadınlarımızı “kapattıranların”

Kelebeklerin, kuşların özgür olmasını isteyeceklerini beklemek tuhaf olmaz mıydı?

***

Ben hiç şaşırmadım, hatta daha fazlasını da bekledim.

Örneğin bilişim çağının en ileri teknolojisi “İnternet” ağlarını da kapatabilirlerdi. Bunu defalarca düşündüm. Ama sonra dedim ki kendi kendime bunu yapamayacaklarına göre Başbakan hep söyler ya; bir “B” planımız var diye…

İşte o “B” planlarından birini gerçekleştirdiler;

“Kuşu vurdular”

***

Sizde farkındasınızdır; bu dünya sadece “insanlara” ait, değil yeryüzünde hatta belki de kainatta var olan tüm canlılara ait…

Ağaçların dibinde çalıların arasında sevişiyoruz sanıyor musunuz,  ağaçlar, ağaçlar arasında gezinen çıyanlar, yılanlar kediler sizi görmüyor…

Hırsızlıkları, haksızlıkları sahtekarlıkları dolandırıcılıkları kara para aklamalarını, ahlaksızlıkları da görmüyorlar…

Onlar konuşamıyor ama ya kuşlar, kelebekler(?)

***

“Kuşlar” her şeyin tanıkları(şahit)…

Gözleriyle görüyorlar kulaklarıyla duyuyorlar vicdanları akıllarıyla beyinleriyle yorumluyorlar.

Sanmayın ki “yandaşlar” yalakalar gibi gözleri var görmüyorlar kulakları var duymuyorlar…

Bal gibi görüyor ve duyuyorlar, biat etme gibi özgürlüğün demokrasinin hatta “insanlığın” yüz karası bir alışkanlıkları yok…

Bazılarının yüreğinin de vicdanlarının da hatta “kanlarının” da olmadığı ortaya çıktı; ama onların var…

İşte her şeyin “şahidi” kuşları(?) bunun için vurdular, “Kartalları” da daha önce vurmuşlardı hatırladınız mı?

***

Konuşmasınlar, gericiliği, adaletsizliği, haksızlığı, din sömürülerini, ahlaksızlıkları sahtekarlıkları hırsızlıkları yolsuzlukları dolandırıcılıkları, talanları vurgunları tonlarca “buhar” “iç” edilen paraları,

Dayatmaları ihanetleri ve “işkenceleri” anlatmasınlar diye

“Kuşu vurdular”

Yoksa, dedikoduydu,  pornoydu bozulan aile düzeniydi, özgürlüklerdi insanlıktı rast gele, kim kaybetmiş ki bunlar bulsunlar…

***  

“Aslanları” kartalları öldürdüklerini,

Çakalları insanlık ormanına egemen yaptıklarını,

Kuzuları parçaladıklarını

“Kuşları” öldürdüklerini sanıyorlardı, değil mi?

Dün ne oldu; Ankara da “Sarı kanaryalar” çıktı orta yere haykırdı “Adalet özgürlük ve insanlık” diye

Her türlü pisliklerin hırsızlıkların haksızlıkların dayatmaların yolsuzlukların rüşvetin aklamaların üzeri örtülmesin diye atamızın otağı “Anıt Kabrin” üzerinde uçtular,

Zamanı ve yeri gelince bunları yapanların üzerine “sorti” yapabileceklerini söylediler…

Ve tüm Türkiye( yalakalar biat’çılar hariç) haykırdı; ister duyun isterseniz duymayın; torun Bersu’nun “bokuna” oğlumun “kuşuna” kadar…

***  

Yine rahmetli babam genç İbrahim’in bir uyarısı ile veda edelim dostlara;

“İnsanlar ya da bir zümre; kendilerinin sebep olduğu çirkinlikleri görmüyorsa, kendilerine yönetilen uyarı, eleştiri seslerini duymuyorlarsa;

Kendilerini “Kör ve sağır” olmakla avuturlar. Ve her şeye rağmen “bülbül” gibi şakıyorlarsa,

Artık yüzleri sıyrılmış, yürekleri kaşarlanmış ve ne yazık ki “ar ve namusları” da kalmamış demektir…”

***

Pazartesinin yalnızlığı hiç olmasın

Yüzünüzden gülücükler mutluluk yüreğinizden umut ve sevgi asla eksik olmasın efendim…

İyi haftalar…

Erdoğan ÖZGENÇ