Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Mayıs '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Kusurlular...

Bir çocuk görmüştüm...

Bir kadın ve bir erkeğin... Ellerinden tuttuğu... Küçücük bir çocuk.

Yan yan basıyor ayaklarını... Küçücük adımlarını yanındaki yetişkinlere uydurmaya çalışıyor.

Bakıyorum gözleri simsiyah... Ama renk olarak değil... Yaşama bakışı siyah.

O küçücük beden... Sanki acı yumağı.

Elim yanağına gidiyor... Sevgiyle dokunuyorum...

Bir an... Bir ışık geçiyor gözlerinden.

O dokunuş... O sevgi dolu yaklaşım... Yaşamındaki en büyük eksiği... Küçük bir an için bile olsa... Gider(m)iyor.

Ve öğreniyorum ki çocuğun yanındakiler anne ve babası değil...

...... Çocuk Yuvası'nın görevlileri. O küçücük "sevgiaçı" kız da o yuvanın talihsiz bir ferdi.

İçim acıyor... Acı boğazımda bir yumruk...

İki günlükken sokakta bulunmuş... İşitme engelli... İkibuçuk yaşındayd ilk gördüğümde.

Bir aile evlat edinmiş. Yedi aylıkken "kusuru" fark edilince... Aile getirip geri vermiş yuvaya.

Ne demek kusur. Bir mal mıdır ki bu "kusurlu" olsun.

Daha sonra bir İngiliz aile bilerek engelli olduğunu... Evlat edinmek istiyor.

Maddi durumları çok iyi... Teknolojinin tüm imkanlarından yararlandırılacağını söylüyorlar.

Ama yasalar açık... TC Vatandaşı olmadıkları için, verilmiyor kendilerine çocuk.

Kimse de almıyor "işitme engelli" olduğunu öğrendiğinde.

Çocuk şimdi sekiz yaşında.

Hala yuvada.

Bir de üstelik nasıl bir "ayrıştırma" ise bu... Zihinsel engellilerle beraber bir başka yuvada.

Tüm engellileri aynı yuvaya koymuşlar...

Sağlamlar bir tarafa... "Sakatlar" bir tarafa diyor yurt müdürü.

"Sizin yüreğiniz sakat... Bu daha tehlikeli" dediğimde... Anlamıyor ne demek istediğimi.

İşitme cihazı verdi "devlet baba" çocuğa.

Yurt müdürü sadece "eğitim zamanlarında"... Yani günde iki saat kadar taktırıyor kulağına.

Diğer çocuklar zarar verirlermiş yoksa.

Bu imkansızlıklar içinde şimdi... Biraz biraz konuşmaya başladı.

Tek amacım... Başına bir şey gelirse anlatabilmesi.

Bu yüzden tüm gücümü, onun konuşabilmesi için kullanıyorum

Arkasında kuvvetle durmaya çalışıyorum.

Beni gördüğünde gözlerinin içi gülüyor artık. Ve o küçücük elleriyle... Benim ona yaptığım gibi... Yanağıma dokunuyor...

Ben de ona... Sımsıkı sarılıyorum.

Kendini yanlız hissetmesin diye... Okuluna gidip... Öğretmenleri ile konuşuyorum.

Pırıl pırıl bir zekanın... Yok olmamasınadır bu gayretim.

Her insan bir değerdir.... Kusur değildir fiziksel eksiklikler.

Asıl "kusurlu" yüreği ve beyni gelişmemiş olanlar.

 
Toplam blog
: 139
: 1916
Kayıt tarihi
: 12.04.07
 
 

Bana biri kendini anlat dese, susar kalırım. Her konuda çılgın bir istekle konuşan ben, işte o anda ..