Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Nisan '08

 
Kategori
Siyaset
 

Kutlu doğum, RANT kapısı

Değerli dostlar,

Kutlu doğum haftası adına yapılanlar nedir?Neden yapılmaktadır?

Sizlere dilim döndüğünce konuyu özetleyeceğim.

Peygamberimizin dünyayı teşrifleri olan Mevlid-i Nebevi (Hicri Rebiülevvel ayının 12. gecesi), asırlardır milletimiz tarafından “Mevlid Kandili” olarak kutlanmaktadır.

Peygamberimiz Fil vakasından 50 gün sonra , Rebiullevvel ayinin on ikinci Pazartesi günü, tan yeri ağarırken, Mekke`de doğduğu söylenmektedir.

Başka deyişle; Miladi ay, gün ve tarih olarak ifade decek olursak, 20 Nisan 571. Pazartesi'ye denk geldiği rivayet edilir.

İslâm tarihi kaynakları, Hz. Peygamber'in nesebi ta Hz. Adem'e kadar sıralanan Şecere tabloları belirlemeye çalışmışlar, bu kaynaklarda Hz.Peygamber'in yirminci göbekten atası olan Adnan'a kadar ittifak edilmiş, ancak

Adnan'dan sonra verilen isimlerde bazı farklılıklar ortaya çıktığınıı belirtmektedirler.

Ama O'nun Hz.İbrahim'in oğlu Hz. İsmail soyundan olduğunda şüphe görmemektedirler.

Buna göre Adnan'a kadar Rasûlullah'ın şeceresi şöylec anlatılmaktadır.

Muhammed b. Abdullah b.Abdülmuttalib b. Hâşim b. Abdümenâf b. Kusayy b. Kilâb b. Mürre b. Ka'b b. Lüeyy b.
Gâlib b. Fihr b. Mâlik b. En-Nadr b. Kinâne b. Huzeyme b. Müdrike b. İlyas b. Mudar b. Nizâr b. Me'add b. Adnan.

Not:b.(bin = oğlu)

HZ. MUHAMMED (S.A.V.)'in HAYATI (571-632)

Hz. Muhammed (s.a.s.) Mekke'de dogdu. 40 yasinda Peygamber oldu.

23 yillik Peygamberlik hayâtinin 13 yili Mekke'de, 10 yili da Medine'de geçti. Medine'de 63 yasinda vefât etti.

8 Haziran 632, Pazartesi vafatt günü olarak biliniyor.

Bu sebeple:
Hz. Muhammed (s.a.s.) 'in hayâti (571-632):
a) Peygamberliginden Önceki Hayâti (571-610),
b) Peygamberlik Devri (610-632) olmak üzere iki kisma ayrilir.

Peygamberlik devri de:
a) Mekke devri (510-622)
b) Medine devri (622-632) olarak iki döneme ayrilir.

Bu sebeple Siyer ve Islâm Târihi ile ilgili kitaplarda, Rasûlullah (s.a.s.)'in hayâtı, "Peygamberlikten (Bi'setten) öncesi" ve "Peygamberlik devri" diye iki devreye ayrilarak incelenmistir.

Not:Siyer, İslam din biliminde peygamberlerin, din büyüklerinin, halifelerin hayat hikayesidir.

Siyer, divan edebiyatında sadece din büyüklerinin değil, hükümdarlar gibi önemli kişilerin hayat hikayesi anlamında da kullanılır.

Kısası Enbiya, hilye, mevlid, şemail kitapları Siyer ilmi altındaki başlıklardır.

Siyer, sire ve siret kelimelerinin çoğuludur ve hayat tarzı demektir.

Karşıt anlamı suret'tir.

Siyer-i nebi adıyla, İslam peygamberinin hayatını anlatan manzum ve mensur kitaplar yazılmıştır.

Bu anlamda Siyer, Muhammed'in hayatı demektir.

Hadis kitaplarında siyer başlığı ayrı bir bölümdür. Fıkıh kitaplarında da siyer başlığı bulunmaktadır.

Önemli eserler:

Siretü İbn İshak (İbn İshak)

Haza Kitabu Sireti Resulillah (İbn Hişam)

Sire (Vakidi)

Tarih (Taberi)

Tercümei Siretün Nebi (Darir)

Şevahidün Nübüvve (Lamii Çelebi)

Şemail (Tirmizi)

Mahmudus Siyer (Eyyüp Sabri Paşa)

Siyeri Celilei Nebeviye (İsmail Hakkı izmirli) şeklinde sıralanabilir.

Peygamberlikten önceki hayatini da:

1- Çocukluk devresi (8 yasina kadar olan süre),

2- Gençlik çagi (8-25 yasina kadar olan devre),

3- Evlilik dönemi (25-40 yasi arasindaki devre)olmak üzere genellikle üç bölüme ayırmışlardır.

Peygamber olduktan sonra, "Mekke Devri" nde geçen olaylari incelerken, tarihbaşı olarak, Peygamberligin (Nübüvvetin) l. 2. veya 5 inci yili gibi, Nübüvvetin basşlangıcını; "Medine devri" olaylarinda ise, -Hicretin, 1., 2. veya 3 üncü yili seklinde Rasûl–i Ekrem (s.a.s.)'in Hicret olayini esâs almışlardır.

KANDİLLER

Mevlit Kandili: Hz. Muhammet’in doğum günü (571)

Regaip Kandili: Hz. Muhammet’in ana rahmine düştüğü gün

Miraç Kandili: Hz. Muhammet’in göğe yükseldiği gece

Berat Kandili: Kuran’ın dünyaya indirildiği gece

Kadir Gecesi: Kuran’ın Hz. Muhammet’e indirilmeye başladığı gece.

Yüce Allah Duhan Suresi'nde bir geceyi "mübarek" olarak tanımlar.

Tefsirlerde bu gecenin Berat Gecesi olduğu yorumuna sıkça rastlanmaktadır.

Allah(cc)Kitabı'nda bir sureye "Leyl-gece" adını vererek, Kadr Suresi'nde, Kadir Gecesi'nin bin aydan daha hayırlı olduğu bildirilirken, Kur'ân'ın bu gecede indirildiği konusunda yazılan yorumları sıkça okumaktasınız.

Miraç Gecesi'ni "İsrâ" olarak isimlendiren Kur'ân bu gecenin önemini ve değerini dile getirdiğini yine Tefsircilerin yorumlarında da sıkça görnektesiniz.

Mevlid ve Regaib geceleri ise doğrudan Peygamberimiz'in dünyaya teşrifiyle alakalı olduğu söylenmektedir.

Şöyle yorumlara rastlamak mümkündür.

Hz.peygamberin anılması, bu âleme gelişinin kutlanması ve bir bayram havası yaşanması amacından bahsedilmekle birlikte Kur'ân'da "Ve leyâlin aşrin" ifadesi geçer ki, bazı tefsir kitapları bunu "On Gece" Muharrem ayı ve hac mevsimi olan Zilhicce ayının ilk on gecesi olarak yorumlamaktadır.

Bu söylemlerin amacı ise TAKVA olarak belirtilmekte ve tarikat ehli olabilmek, şeyhlerinin, şıhlarının, şeflerinin gözünde daha değerli olabilmek amacı ile dile getirlmekte, insan ile insan arasında kimin daha muteber olduğu kavgaları yaşanmaktadır.


Oysa ki TAKVA, kul ile kul arasında değil, Allah(cc)ile kul arasında söz konusu olabilmektedir.

Bir insan Allah(cc)ye başka bir insanı nasıl olur da daha çok yaklaştırabilir ki?

ZÜMER/3 bunu açıkça yasaklamaktadır.

Ve bilin ki Allah'ın Resûlü içinizdedir.

Eğer o, size birçok işlerde uysaydı, elbette sıkıntıya düşerdiniz.Ancak Allah size imanı sevdirdi, onu kalplerinizde süsleyip-çekici kıldı ve size inkârı, fıskı ve isyanı çirkin gösterdi.İşte onlar, doğru yolu bulmuş (irşad) olanlardır.
(HUCURAT SURESİ / 7)

Ey iman edenler, kendi aranızda gizli konuşmalarda bulunacağınız zaman, bundan böyle günah, düşmanlık ve Peygamber'e isyanı fısıldaşıp-konuşmayın;birri (iyiliği) ve takvayı konuşun ve huzurunda toplanacağınız Allah'tan sakının. (MÜCADELE SURESİ / 9)

Ey insanlar, gerçekten, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler (şeklinde) kıldık.
Şüphesiz, Allah katında sizin en üstün (kerim) olanınız, /ırk ya da soyca değil /takvaca en ileride olanınızdır.
Şüphesiz Allah, bilendir, haber alandır. (HUCURAT SURESİ / 13)

"Biz, Seni/Habibim/ alemlere/baska bir sey için degil/ancak rahmet için gönderdik."
(El- enbiya - 107 .Ayet)

Hz.Peygamberi kullanmak suretiyle yapılanlara dikkat ediniz.Bu gelenek yaklaşık tüm dinlerde mevcut olup, bazı farklılıklar dozunu artırarak ta kendisini göstermektedir.

Şimdi bu açıklamaların ışığında sorularla konuya bakalım.

Bayram hangi gün ya da aydır?

Aslında bazı ilahiyatçılar, bayram'ın son 3 gün değil, tam aksine oruç tuttuğumuz her gün olduğunu söylemektedirler.

Yani niyetli olduğumuz her gün bayram olması gereğini vurgulamaktadırlar.

Kutlu doğum sözcüğü Kur'an-ı Kerim'de geçer mi?

Ne yazık ki hayır.

Kur'an direkt olarak bunu ifade etmese dahi yukarıda saydığımız şekilde yorumcuların atıflar suretiyle geçtiği görüşleri mevcuttur.

Öyle ise Hz:peygamberin ana rahmine düştüğü günü/haftayı nasıl olur da hesaplayabilirler?

Zaten böyle bir kesin hesap yoktur.

Kaldı ki Peygambere 40 yaşında gelen bir vasıftan bahsediyoruz.

Yani 40 yıl sıradan bir insan gibi yaşamış bu nedenle de ne zaman doğduğunun bir kaydı tutulmamıştır.

Gelecekte kendisine paygamberlik verileceği gündemde olsaydı belki de bu önemli konu tartışmalara neden olmayacak şekilde kayıt edilmiş olacaktı.

Öyle ise bu kutlu doğum haftası kutlamalarının asıl amacı nedir?

Bunu şöyle izah etmek mümkündür.

Son yıllarda başlayan kutlu doğum haftası etkinliklerinin çıkış tarihine bakmalıyız.

Mevlid Kandili ilk defa 13. asırda Erbil Atabeği Muzafferüddin Gökbörü tarafından iki ay süreyle kutlanmıştır.

Mevlid Kandili münasebetiyle ilim adamları bir araya gelip ilmi, fikri sohbetler yapıyor, halk sokaklarda mevlidi bir bayram havasında kutluyordu.

Süleyman Çelebi’nin kaleme aldığı Vesiletü’n Necat isimli şiirin, Mevlid adıyla, yüzyıllardır sevinçte, tasada, doğumda, ölümde okuna gelmesi ve bu geleneğin Diyanet Vakfı tarafından 1989 yılından itibaren, milletimiz tarafından “Mevlid Kandili” olarak, yüzyıllardır da bir ilim ve kültür bayramı şeklinde kutlandığı gerekçesiyle mevlid geleneğini canlandırmayı amaçlamış, bu düşünce ile de Peygamberimizin doğum gününü/haftasını içine aldığı iddiasında olanların haftayı, “Kutlu Doğum Haftası” olarak ilan etmmesi baskıları sonucu“Kutlu Doğum Haftası” adıyla ilmi ve kültürel etkinliklerle kutlanmaya başlanmıştır.

Gül;edebiyatımızda Peygamber Efendimizin rumuzu olarak kullanıldığı için 1995 yılından itibaren "Bir Dal Gül Ver" kampanyası başlatılmış, 1996 yılında "Kutlu Doğum Aşı" adı altında da Diyanet Vakfı, hazırladığı 3500
kişilik etli pilav ve ayranı, Kocatepe Camii avlusunda ilk kez teşrif edenlere ikram etmiştir.

Peki bu bir gelenek ise, bu geleneğin din olarak gösterilmesi hatadır. Ama gelenek olarak kutlanmalarında ne sakınca var?

Bunu son zamanlarda sıkça görmemizin ana nedeni de milletimizin dini duygularını istismar edebilmenin en etkili yollarından birisi ve bir RANT kapısı haline getirilmiş olmasıdır.

Aynı zamanda bu aş dağıtımlarının giderek şekildeğiştirip, sadaka anlayışının toplumda yer etmesine, çalışmadan kazanma, yeme dönemini başlatılmasına ve bu yoldan ayni, bazen de nakdi yardımlarla siyasal RANT kabul ettiğimiz oy acvılığına dönüştürülmüştür.

Bu dönüşüm ne yazık ki din motifini kullanmaktan çekinmeyen siyasal islamcılar tarfından, belediyeler eliyle, bazen de başbakanın milletin gözünün içine baka baka sayın valilerine talimatlar yolu ile evlerine torbalarla kömür dağıtımına kadar giden yolun kapısını açmıştır.

İşte dostlar;KUTLU DOĞUM HAFTASI denen olgunun gösterlien ve gösterilmeyen yüzünü sizler için özetle izah ettim.

"Her kim ki bu dinden kazanç(RANT anlamında)elde ederse o bizden değildir"Hz.Muhammed.
Saygı ile...
Ahmet Dursun

 
Toplam blog
: 30
: 727
Kayıt tarihi
: 14.02.07
 
 

Bazı konular vardır ki, tartışarak, yazışarak da fikir edinilebilir. Bazı konula ise özel çaba sarfe..