Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ekim '09

 
Kategori
Kitap
 

Kutsal Adalet - Mehmet Mollaosmanoğlu'nun henüz piyasaya çıkmamış romanı!

Kutsal Adalet - Mehmet Mollaosmanoğlu'nun henüz piyasaya  çıkmamış romanı!
 

“Yaşadıklarınız geçmişinizdir çünkü evren yansır” diyor yazar Mehmet Mollaosmanoğlu. İngilizce karşılığı “what goes around comes around” gibi bir sözdür. Ben de “ne ekersen onu biçersin” sözünü hatırladım. Aslında hepsi aynı kapıya çıkar! 

Yazarın henüz piyasaya çıkmamış, baskı öncesi düzenleme işlemlerinden geçmekte olan en yeni kitabını okurken acemi heyecanla dolup taştım. Henüz bir iki kişinin gördüğü bu yepyeni romanı okumak bana sunulmuş bir ikramdı! 

Toplam 275 sayfalık eserin adı Kutsal Adalet; okuyucuyu güller diyarı Isparta’ya, oradan binlerce yıl öncesine, tekrar modern kısırdöngülere ve varoluşsal kaygıya götüren bir yapıt. 

Daha önce aynı yazarın Çark isimli kitabını, kitap klübümüzle birlikte, okumuş yazarın da on-line katılımıyla enine boyuna tartışmıştık. Çark, okuyucuyu şaşırtacak kadar çok ve ilginç hikayelerle doluydu. Kutsal adalet de yazarın kurgu becerisine tavan yaptıran bir hikaye etrafında dönüyor! Bu arada yazarın ikinci kitabını okuduktan sonra rahatlıkla söyleyebilirim ki kendisi başarılı bir hikaye anlatıcısı! Bir yazar için bulunmaz bir özellik! 

Kutsal adalet Gelincik Ana efsanesi diye -daha önce hiç duymadığım- bir hikaye üzerine kurulmuş. Bu efsaneyi Google’layınca enteresan anlatımlarla karşılaştim. Aynı efsane Kutsal Adalet’in kurgusuyla derin bir anlam kazanmış; hatta ayırdedici bir boyut edinmiş. Ehli-dünya alabildiğine düşünce tufanına savrulurken hırs, doymazlık, paragözlük, kazık atma, cana kıyma, ben-merkezcilik, aldatma, nefret gibi sevimsiz ögeleri ve ardından da merhamet, anlayış, idealizm, vicdan gibi insancıl unsurları ziyarete zorluyor. 

Romanda yapayalnız ruh haliyle, kenar mahallede yetişmiş ihtiraslı, sevgisiz, duygusuz avukat Emine, kitabın sonlarına doğru Gelincik Ana’nın destansı çekicilğinde kendini Gül Hatun’a dönüşmüş bulur. Boyut değiştirme sırasında aşk, kader, kısmet, sırlar, acizlik, kanun, iyilik ve kötülük irdelenir durur. Uyanık Ata Mert Emine’nin genç sevgilisidir ama kitabın sonuna kadar ne mene bir insan olduğu giz olarak kalacaktır. Sayfalar çevrildikçe okuyucu Ata Mert’te yaman özellikler bulur. Buna karşın Ata Mert’in oyunbaz mı, vahşi bir hayvan mı, tutkulu bir aşık mı, iyi niyetli bir ruh mu yoksa hazır cevaplı bir bilmiş mi olduğunu kitabın sonuna kadar çözemez. Romanın elden bırakılamamasındaki nedenlerden biri budur. Gelincik Ana’nın öğretileri ise iyi ötesidir. Tamamen ilkeli, ağırbaşlı, kararlı, vicdanlı, destansı, gizemli ve kutsal öğretileri küresel boyutta gözden geçirmenin tam da zamanı! 

Romanın yoğunluk ve çoğunlukla yöneldiği insani ögeler epey etkileyici, ancak Avukat Emine’nin yırtıcılığı ve alışkanlıklarını dile getiren birkaç bölüm nedeniyle biraz durağan başladı. “Acaba 275 sayfa boyunca Emine’nin genç sevgililerinden, vücut hatları ve cinsel çekiciliğiyle para hırsından mı bahsedecek?” diye sorgulamadan edemedim! Yalnız Emine'nin vücut dilini ve cinselliğini kullanışı, yolagelmez arzularını gençleri paraya boğarken giderisi de bir parça tensellık isteyen okuyucuya lokum tadında gelecektir. Sözünü ettiğim bu kısmın ardından kitabın bel kemiğini oluşturan bir cinayet ve etrafındaki dünyevi olaylarla birlikte felsefi boyut tanıştırıldı. İşte kitap bu noktadan sonra bir aşk-ihtiras-cinayet romanı olmaktan çıkıp töre-kanun-insaniyet unsurlarını yüklenen felsefi bir yapıta dönüştü. 

Yazar beklendiği gibi son derece iyi bir gözlemci. Roman boyunca paylaştığı detaylar sayesinde çizgiler kolayca netleşiyor. Bir de Kutsal Adalet dil zengini bir roman. Zengin kelime haznesiyle iletişim hem keyifli hem de kolay olur. Bu yüzden kitap okurken kelimelere odaklanırım. Maalesef toplum olarak dar bir dağarcığa sahip olduğumuz gözönüne alınırsa bu türden dil zengini kitapların çoğalması ve okuyucuyu etkilemesi içten dileğimdir. Türkçemizi sevmek, geliştirip zenginleştirmek için ille de okula gitmek gerekmez. Toplum olarak yazarlardan iyi Türkçe kullanmalarını ve kelime dağarcığımızı arttırmaya yardım etmelerini talep edebiliriz. 

Son tahlilde roman akıcı ve duru bir dile sahip, sürükleyici anlamlı mesajlar veren ve herşeyden öte düşündüren bir eser. Kitaba ait daha fazla detay vermek istemiyorum. Yayınlansın, o zaman bir iki şey daha paylaşacağımdan emin olabilirsiniz! 

Adalet sunan, merhamet dolu, geleneklerimizin unutulmadığı yarınlara! 

Fatoş 

 
Toplam blog
: 41
: 2564
Kayıt tarihi
: 25.03.09
 
 

Gündeliğin akışını, yaşanmışı, gezilip görülmüşü veya okunmuşu paylaşmak istiyorum. Eleştirilerin..