Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Şubat '08

 
Kategori
Güncel
 

Kutsal görev yolcuları

Kutsal görev yolcuları
 

Buruk acılar ardından kutlanan zaferler...

Ne kadar severdim birilerini mutlu etmeyi. Geçen yıllar ve deneyimler sonucunda, kendimi hep teselli ettim. Beterin beteri var. Bu söze takıldığım zaman bende bir şeylerin kopukluğunu duydum, her zaman haline şükredenlerden olsam da, beterin beterine sevinemedim. İnsanca yaşamakla, insani duygular birbirini hiç kucaklamaya fırsat bulamadı sanki. Tam güneşli günlerin sıcaklığını, bahar coşkusunu anlatayım derken, bir yerlerde beyaz melekleri gördüm. Sırtlarında 40 kg. ağırlığında teçhizatla karlı yollarda zorlukla ilerleyen. Savaş ve Barış adlı roman geliyor aklıma, Sarıkamış geliyor, Napolyon, Hitler ve hep karlı günlerdeki mücadeleler. Savaş stratejisi bu herhalde diyorum.Ama Ne savaşı ki bu? Bir terörle mücadele kapsamındaki küçük azınlığın yola getirilmesi, hadi canım diyorum.

Terör bahane, içten yıpranmak, borçlanmak şahane. Silahlandırılmak gerek. Elimize tutuşturulan bu kadar silahı nerde kullanacağız ki? Bir saha gerek. Sür askeri cepheye… Savaşın kaidesi ne, tarih kitaplarına bu savaşın adı ne diye yazılacak. Bir avuç terörist le başa çıkamayan ne kadar barış gücü varsa, ille de Türkiye yi üs ve maşa yapıp, dini çökertemeyince şimdi de ekonomiyi çökertmeye çalışıyor böyle mi yazalım? Demezler mi bile bile lades olur mu diye..? Türk’ün gücünü biliyorlar çünkü.

Dün bir yayında izledim. Mehmetçik, karlı dağlara devamlı atış yapıyor. Harcanan her mermi ya da topun isabet ettiği yerlerde ne bir canlı hedef var, ne de mukabele… O zaman bunlar tatbikat yapıyorlar. Bazen Akdenizde de tatbikat yaparken ara sıra karasularını bilmeden ihlal ediyorlar ya. İşte öyle bir şey.. sakin ol diyorum.. Savaş karşıtı olsam da Milli duygular yine şahlanıyor. Yine evlere Bayraklar asıp , yine sokaklara döküleceğiz, Türbanlar Havada Bayrak olup uçacak.Kefenimizle yola çıktık diyen Sn .Başbakanımız , bir zamanlar okuduğu şiir yüzünden suçlanırken, şimdi meydanlarda rahatça gözleri yaşlı bunu okurken, geçmişi yargılar gibi …Ancak hatalı kelime kullanan Başbakanımıza diyorum ki , artık dökülen kanlar yeter, bu toprakların altında değil üstünde yaşamak istiyoruz, özgürce .Kefen ölüye sarılır, örtü de budur.Eğer bu dünyada ölmeden ölmek mertebesine ulaştıysanız, dünya menfaati haramdır .Devletin, milletin menfaati ne olacak?

Devran yıllardır aynı dönüyor.Hapisteki adamı getirip T.B.M.M nde milleti temsil ettiriyorsanız.dış ülkelerde Türk kadınını Arap folklorik kıyafetiyle lady olarak temsil ediyorsanız, neyin tartışmasını yapıyorsunuz?Bir de merak ediyorum bu teröristlerin hepsi sadece Irakta mı?

Defalarca tekrarlanan Mehmetçik öykülerine birlikte bakalım ;

Karanlık bir sokakta bir adama rastladım.Elindeki yüzük dikkatimi çekti.Bu yüzük dedim , dokunma dedi .Amirim dedim, boynuna sarıldım.Tanıyamadı beni .Elleri buz gibiydi , eve götürmeye zor razı ettim.Yolda peşimizden gelen kediden başka kimse yoktu.Eve varıncaya kadar ona eski günleri hatırlatmaya çalıştım.Beni nasıl çatışmadan kurtardığını ve parmağındaki yüzüğü de o günün hatırası olarak parmağına nasıl taktığımı..Hatırlayamadı , daha başka, Aydınlı plakacı 09 Osman’ı, Trabzonlu Laz Dursun’u, Maraşlı ede Ökkeş’i, Erzurumlu Yanık Ömer’i, ama nerede beni dinlemiyordu bile, hep bir şeyler mırıldanıyordu sadece, ”GİDENLER GELMEYECEK, GİDENLER GELMEYECEK”

Eve vardığımızda, kediyi kucağına aldı ısıtmaya çalışıyordu.Ama kendisi üşüyordu , titriyordu.Sobanın farkında bile değildi.Ona beraber çektirdiğimiz fotoğrafları, bana hediye ettiği Cevşeni gösterdim .Oralı bile değildi.Cebinden bir kağıt parçası çıkardı ve masanın üzerine bıraktı.Bir telefon numarasıydı kağıtta yazılı olan.Hemen aradım .Amirimin eşiydi telefondaki.Yanımda olduğunu söyleyince öyle bir çığlık attı ki telefonda ciğerime işledi.Nasıl bu hallere düştüğünü sordum. Anlatmaya başladı;

Teskeresini 12 gün geçen, çatışmada olduğu için alayına dönemeyen, evli ve 27 günlük bebeği olan bir evin bir oğlu, Sivaslı Ali adlı bir er kollarında şehit düşmüş o anda şuurunu kaybetmiş.

Vay benim amirim.-25 derecede Hakkari nin dağlarında kara kışa, haydutlara meydan okurdu.Vatan dedin mi bin vatan çıkardı nefesinden, zoru sevdirmişti, çileyi, ay yıldızlı bayrak için ölümü sevdirmişti amirim.

Eşi amirimi almaya geldiğinde, karısını ve çocuklarını karşısında görünce, iki oğlunun üzerine öyle bir atlayıp sarıldı ki, sanki bir atmaca kesilmişti.Bilinçaltının güdümüyle, sanki kavuşmanın hazzıyla kaybetmenin korkusunu bir arada yaşıyordu.Vedalaşıp ayrılırken, kapıdan bir şey unutmuş gibi geri döndü, elini omzuma koydu, gözlerini gözlerime dikerek, yutkundu , yutkundu ve birden dili çözülerek şu sözleri fısıldadı;

“BİR AĞAÇTAN BİR MİLYON KİBRİT ÇIKAR,

BİR KİBRİTTE BİR MİLYON AĞACI YAKAR..”

(Öykü, Vatansever kardeşim Sn .Mustafa Yıdızdoğan dan alıntıdır.)

Kurşunlar sizdedir, sızı bizdedir,

Sizdeki yaranın , özü bizdedir,

Sanmayın dertlerin azı bizdedir.

Emperyalistlerin gözü bizdedir…!


 
Toplam blog
: 165
: 856
Kayıt tarihi
: 17.10.07
 
 

Edebiyet fakültesi  mezunuyum. Öğrenmenin yaşı yoktur diyerek çeşitli kurslardan da el sanatları ..