Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Kasım '12

 
Kategori
İnançlar
 

Kutsal kitapları okumak ve anlamak

Kutsal kitapları okumak ve anlamak
 

Görme engelliler için Braille alfabesine göre düzenlenmiş bilgisayar klavyesi


Günümüzde, görme engelliler 6 nokta sistemi üzerine kurulu Braille alfabesiyle her çeşit kitabı ve yazıyı okuyup, yine bu alfabeye göre düzenlenmiş  klavyeleri kullanarak,  yazı ve görüşlerini tüm dünya ile paylaşıyorlar. Evet yanlış okumadınız bilgisayara internetten gelen bir ileti veya sayfalarca belge, hareketli plastik veya metal iğneciklerden oluşmuş bir monitör-aygıt düzleminde anında Braille kabartma yazılımına çevrilerek görme engellilerin okumasına olanak veriyor. Gelen yazılar istenildiği anda sesel bildirimlere de dönüştürülebiliyor.  

Eski devirlerde, görme engeli olmayan insanların bile kutsal kitaplara ulaşmaları ve onları alıp okumaları olanaksızdı. Kitaplar el yazmasıydı, sayıları çok azdı, havralarda, kiliselerde ve kutsal mekanlarda korunuyorlardı ve ancak din adamları, ulema veya tasavvufçular bu kitapları alıp okuyabilirdi. Oysa, bugün bu kitapları kitapçıdan bile almaya gerek yok: Evden dışarı adımımızı atmadan internet vasıtasıyla bütün kutsal kitapları, istediğimiz her dilde ve çeşitli çevirilerini açıp okuma, bilgi edinme ve bilgisayarımıza indirme olanağımız var.

İslamcı çevreler kutsal kitapları okuyup anlamak için fıkıh, içtihat, kelam, tefsir gibi bir takım dini bilgilerle insanın kendisini teçhiz etmesi gerektiğini, yoksa söz konusu kitapların anlaşılamayacağını, ya da yanlış anlaşılacağını sürekli olarak yineler dururlar.

İnsanlar tarafından kaleme alınmış her kitap gibi kutsal kitaplar da akıl, mantık ve bilimsel düşüncenin süzgecinden geçirilerek felsefi ve bilimsel bir şekilde sorgulanabilir ve eleştirilebilir. Bu kitapları yapay kutsallık zırhlarıyla okunmasını ve tartışılmasını engelemeye kalkışmak,  “bu konular tartışılmaz” veya “bu konuları tartışmak için  fıkıh, şeriat, içtihat, tasavvuf bilmek şarttır” demek ortaçağ zihniyetinin kalıntısıdır.

Her şeyden önce bilinmelidir ki, kutsal kitapları yazanlar veya yazdıranlar ne alim, ne dinbilgini, ne müfessir, ne de dinbilimciydi. Musa Mısırlı bir yönetici, Davut ile oğlu Süleyman kral, İsa marangoz, Matta vergi memuru, Yuhanna balıkçı, Luka doktor, Pavlus çadır imalatçısı ve Muhammet tüccardı.

Hiçbiri üniversite veya imam-hatip mezunu veya dinsel konularda uzman olmadıkları gibi, hiçbiri din adamı da değildi. Zaten dinsel konulardaki bir çok uzmanlık ve araştırma kolları kutsal kitapların yazılmasından çok sonra ortaya çıkmıştır. O halde, din ve dinsel inancı araştırmak, öğrenmek, incelemek, tartışmak ve irdelemek için illa imam-hatipli olmaya, İslam bilimlerini bilmeye gerek yoktur. Bilimin ışığı ile akıl ve mantık yeterlidir.

 
Toplam blog
: 129
: 1871
Kayıt tarihi
: 27.07.06
 
 

1968 yılından bu yana dinler tarihi, mitoloji, sosyoloji, antropoloji, dinbilim, teozofi, metafiz..