Kuzey Ege'de sel ve bildiğimiz son

Turistik ve ticari açıdan önemi ile ülkemizin nadir bölgelerinden biri olan Kuzey Ege, bu hafta su taşkınlarına teslim oldu. Birkaç yerleşim birimi haricinde yine ve yeniden yağmur suları Kuzey Ege’deki ekonomik ve sosyal hayatı durdurdu.

Her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turisti ağırlayan ve buna bağlı olarak ciddi oranda gelir sağlayan sayfiye yerleri, kışın ne oluyorsa sürekli su taşkınlarına maruz kalıyor.  Altınoluk, Edremit ve Akçay başta olmak üzere birçok yerleşim yeri sular altında kalmış, tarlalardaki ekinler zarar görmüş, milyonlarca lira maddi zarar var, insanlar evlerinden çıkamamış belki de işine gidememiş. Ekonomik hayat bitmiş, sosyal hayat felç, yaşanan çevresel felakette çabası…

Su taşkınlarını ve birikintilerini önlemek için birkaç proje hazırlamak yeterli olduğu halde neden hala bu sorunları yaşıyoruz anlamakta güçlük çekiyorum. Zaten, Devlet Su İşleri veya bağlı birimleri su taşkını olabilecek alanlarda elinden geldiğince önleme çalışmalarında bulunuyor. Sadece belediyelerin, bu çalışmaların başlatılması aşamasında gerekli işbirliği ortamını yaratması yetiyor. Yağmur suyu kanalları konusunda ise bölgenin coğrafi özellikleri kapsamında proje hazırlamak ve bunun için 3-5 milyon lira ayırmak yeter. Paranız yoksa bunu devlet kanalı ile hibe olarak ya da kredi kullanarak yapabilirsiniz.

Şimdi tüm bu imkanlar var iken televizyona çıkıp metrekareye şu kadar yağmur yağdı. Beklediğimizden fazlaydı. Tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun diyemezsiniz. Bu durum bir kere işinizi yapmadığınızı gösterir. Eğer bir bölgede sorun var ise o sorunun çözümü de mevcuttur. Yeter ki sorunu çözmek isteyin.

Tabi birde suçu diğer siyasi görüşlere atarak biz iktidarın partisinden değiliz, o yüzden yardım alamıyoruz diye yaygara çıkarıp haklı konuma geçmek isteyen belediye başkanları var. Bunlara söylenecek tek söz şudur: Neden başkan oldun? Seni o koltuğa seçerlerken iktidar partisi şimdi suçladığın parti değil miydi? Sen bu yerleşim yerindeki sorunları çözmek için seçilmedin mi? O zaman masanın başına geçip ne için seçildiysen, ne kadar imkansızlık olursa olsun görevini yerine getirmek için sabah akşam çalışacaksın.

Gerçi bizim ülkemizde alt yapı yatırımları yapan tüm belediye başkanlarının seçimi kaybetmesinden dolayı ne kadar yemekli eğlence düzenlerseniz o kadar başarılı sayılıyorsunuz. Gelecek seçimlere de bir adım önde başlıyorsunuz. İşini doğru yapmaya çalışanlara ya olmadık suçlamalar ile çamur atılıyor ya da bildiğimiz son.

Kuzey Ege’de ve diğer bölgelerde yaşanan felaketlerde sadece kamu kurum ve kuruluşları değil aynı zamanda vatandaşlarda sorumlu. Sadece oy vermek yetmiyor içinde bulunduğumuz yerin daha yaşanabilir olması için. Çaba göstermek gerekiyor aynı zamanda ekonomik ve sosyal refaha ulaşmak için. Yoksa her yıl yaşadığımız sorunlar gelecek yıllarda da kaçınılmaz olarak önümüze gelecektir.