Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Haziran '13

 
Kategori
TV Programları
 

Kuzey&Güney finali için ne söylesem az...

Kuzey&Güney finali için ne söylesem az...
 

Her bölümü en az iki kez izledim…Ama anladım ki , doyamamışım daha..

Hikâyelerini çok sevdim… Öylesine cuk oturmuştu ki herkes rolüne, öylesine güzel oynamışlardı ki, adeta evimizden biri olup çıkıvermişlerdi…

Dün akşam final yaptı Kuzey&Güney… İki sezonda, tam tadında… Gereksiz yere uzatmadılar, hikâyeyi şahane bir şekilde toparladılar…

Son zamanlarda seyrettiğim en iyi finaldi... İzleyicinin tam istediği gibi bitirdiler, ama ters köşe yapıp yüreklerimizi ağzımıza getirmeyi de ihmal etmediler…

Senaryo kimilerinin eleştirilerine rağmen, çok iyiydi bana göre... Hikâye çok güçlüydü… Karakterler çok iyi sunuldu bize… Ece Yörenç ve Melek Gençoğlu, bu defa diğer senaryolarını da aştılar benim görüşüm… Yürekleri uzun ömürlü, kalemleri güçlü olsun…

Kıvanç Tatlıtuğ’un oyunculuğunu zirveye taşıdığı Kuzey karakterinde, anladık ki oyuncu olmak yürekten gelen bir beceriymiş öncelikle… Buğra Gülsoy, Güney ile tanıştırdı bizi ve her ikisi de son sahneye kadar karakterlerinin hakkını verdiler… Ben iki sezon boyunca en çok, Kuzey ile Güney’in karşılıklı sahnelerinden keyif aldım…

Çok fazla eleştirilen Öykü Karayel, ilk başlarda Cemre karakterine hiç yakıştırılmasa da, ben yazdığım yazılardan birinde onun için “dinledikçe değeri anlaşılan şarkılar gibi” demiştim… Gerçekten de bu dediğim gibi çıktı… Cemre karakterinde öylesine başarılı oldu ki, onu eleştirenlere de en güzel cevabı bu şekilde verdi…

Sadece onlar mı… Herkes ama herkes şahane karakterler sundu bize… Semra Dinçer, Hale Soygazi ve Zerrin Tekindor, üç farklı anneyi nasılda güzel anlattılar bize… Banu karakterinde, çok başarılıydı Bade Sualp örneğin… Güney’in sadece bakışıyla oynadığı pek çok sahneyi ağzım açık izledim… Kuzey’in tavırlarında, konuşmasında, küfür edişinde bile hayran bıraktı bizi kendine Kıvanç Tatlıtuğ… Zeynep karakterinde Merve Boluğur, yine kötü kalp nasıl olur başarıyla gösterdi bize… Öykü Karayel ise, o kadar doğaldı, o kadar içimizden biri oldu ki, her duyguyu sanki beraber yaşadık, onunla ağladık onunla güldük…

Kuzey ile Güney, finalde hak ettiklerini aldılar… Güney silahı Kuzey’e doğrulttuğunda, ben hafiften bir Behlül tarzı konuşma ve bakış yakaladım Kuzey de, eyvah dedim şimdi Güney Bihter’e bağlayacak…”Bak sen Cemre için beni sildin… Beni beni… Abini” diyecek sandım ama korktuğum gibi olmadı… İkisi de ölmedi, biz ekran başında bir an Güney’in Kuzey’i kurşun manyağı yaptığını düşünsekte, bu Ece-Melek ikilisinin tatlı bir şakasıydı sadece... Kuzey ile Cemre evlendiler, kavuştular, Güney suçlarının cezasını çekmeye başlarken hapishane avlusunda, nasibine Kuzey ile Cemre’yi balayına götüren uçağa son bir bakış atmak düştü…

Genellikle yavan geçen final bölümlerinin aksine, çok heyecanlı bir bölüm izledik… Banu’nun intihar ederek ölmesi de, gerçekten büyük sürpriz oldu… Ama bana kalırsa çok yerinde bir sahne oldu. Zira Banu karakteri çoktan ömrünü tamamlamıştı..

Hiçbir oyuncu unutulmadı… Özellikle de Ali… Kuzey’in kankası, kardosu sevimli Ali, son anda güzel bir sürprizle ortaya çıkıverince hem gözlerimizde yaş, hem dudaklarımızda gülümseme ile izledik onu da… Kocaman gülümsemelerle izledim ben finali… Tam istediğimiz gibi… Kötü bir final bekliyordum açıkçası… Daha acılı ve kanlı… Ama Güney’in Kuzey’i vurduğu sahnede öylesine donup kaldım ki, kötü bir finale hazır değilmişim bunu anlamış oldum…

“Burası da olmamış, şöyle olsaydı” diyebileceğim bir sahne yoktu. Tek eksik Barış karakteri idi bana göre… İki sezonun en önemli karakterlerinden biri olan Barış, Çağdaş Onur Öztürk’ün kanalı protestosu sebebiyle çekimleri bırakması üzerine finalde görünmedi… Gönül isterdi ki, bu kadar emek vermiş biri olarak, seyircisini finalde de yalnız bırakmasın… Bana göre finalin tek eksiği de budur…

Unutulmayacaklar !!!

Saçını sürekli karıştıran, deli dolu, şahane kahkahalı, yürekten anne Gülten ablamız…

Asaleti kadar kibirli tavırlarıyla herkesi yöneten Ebru Sinaner…

Elleri önünde bağlı yarı öne eğilmiş, seke seke yürüyen, her an ağlamaya hazır Handan Hanımımız..

Her an köpürmeye öfkelenmeye hazır,delikanlı Sami Babamız…

Bir iyi bir kötü ruh hallerindeki Banu’muz…

Parasının gücü ile kötülüğünü örtmeye çalışan Barışımız..

Kimsenin etlisine sütlüsüne karışmadan işinin gücünün peşinde koşan, ama illaki olaylara bir şekilde bulaşan Can Katmanoğlu…

Gayrimeşru Burak Çatalcalı…

Menfaatkar Venüs..

Kötülük abidesi Ferhat abimiz…

İtilip kakılmada rekor kıran Simayımız…

Ali’nin emaneti Demetimiz…

Ve onu emanet ettiğimiz Şeref Komiserimiz..

Her an her durumdan olumlu bir taraf bulup gülümseyen Hüseyin abimiz…

Hüseyin abimizin iyilik dolu kalbinin tam tersi Zeynebimiz…

Ali’nin maviş gözleri..O gözlerdeki neşe…Dostluğu..Kardeşliği..

Güney’in iyilik ve kötülük arasındaki mücadelesi…

Kuzey’in tek parmağıyla tuttuğu cep telefonu…

Meyhane sahneleri ve eşlik eden müziklerimiz…

Cemre…Cemre için ne yazsak eksik kalacak şüphesiz…

Ve şüphesiz ki,  Kuzey ile Cemre’nin aşkları..Aşkın en imkânsız ve bir o kadar vazgeçilemeyen hali…

Aşkı yeniden yazdılar…

Günümüzde artık yozlaşan ve birkaç günde başlayıp biten aşklara inat…

Koskocaman ve gerçek bir aşk hikâyesi anlattılar… Ve o aşka layık bir final yaptılar…

Tüm ekibine, yazanından, oynayanından, kamerasından, ışığından, yönetmeninden, set ekibinden, oyuncularına kadar, yüreklerini ortaya koydukları için ve en önemlisi bizim yüreğimize dokundukları için, çok teşekkürler…Yeni projelerde, yeni hikâyelerde buluşmak üzere hepsinin yüreklerini öpüyorum…

 

Siyah İnci’den sevgiyle…

www.twitter.com/blackpearl42

 

 

 
Toplam blog
: 55
: 2295
Kayıt tarihi
: 02.12.11
 
 

Kendi halinde bir TV izleyicisi ve yorumcusudur Siyah İnci. Tipik bir akrep burcudur.  Büyük çoğu..