Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Eylül '17

 
Kategori
Dünya
 

Kuzey Irak Sorunu, Ancak Irak Anaysası'nın 140. Maddesinin Değiştirilmesi ya da İptali İle Çözülür

Kuzey Irak Sorunu, Ancak Irak Anaysası'nın 140. Maddesinin Değiştirilmesi ya da İptali İle Çözülür
 

Barzani, IŞİD'ı bahane ederek Irak Anayasası'nın 140. maddesini lehine kullanmak istiyor...


ÇÜNKÜ, BARZANİ, IŞİD SALDIRLARINI BAHANE EDEREK IRAK ANAYSASI'NIN 140. MADDESİNİ LEHİNE KULLANMAK İSTEMİŞTİR... 

*

KBY... IKBY... IBKY...  KIBKY... KIBY...

Bunları hepsi, Kuzey Irak'ta , bazı tartışmalı yerleri de içine alan ve Körfez Savaşı sırasında(1991), Amerika'nın "Uçuşa Yasak Bölge" ilan ettiği ve savaş sonrasında da, Irak Anayasası'na koydurduğu bir madde ile "Irak'tan ayrılması ve kendisine bağlanmasını" düşündüğü "bir" bölgenin kısaltılmış adlarıdır...

*

- KBY : Kürdistan Bölgesel Yönetimi

- IKBY : Irak Kürt Bölgesel Yönetimi

- IBKY : Irak Bölgesel Kürt Yönetimi

- KIBKY : Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi

- KIBY : Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi

*

Bir bölgenin "1" adı olur; "5" adı olmaz ki...

İsterseniz, televizyon ve gazetelere haberlerine, köşe yazarlarının yazılarına ve bu konuyu konuşmak için, televizyonların "tartışma programlarına katılan uzmanların" ifadelerine  bir bakın...Acaba, bilerek ya da bilmeyerek yapılan bu farklı adlandırmaların yarattığı algı kimin ya da kimlerin işine gelmektedir?

Dikkat  ederseniz, yukarıda sıraladığım adlandırmaların ilk dördünde, "bağımsızlık referandumu" yapılan bölgenin, bir "KÜRT" bölgesi "algısı" yarattığı; ancak yalnızca birinin, "etnik köken ayrımı" yapmayan bir adlandırma olduğunu fark edersiniz...

Bir konuya daha dikkatinizi çekmek isterim, Türkiye'nin yönetim kadrosunda yer alan siyasiler ve bürokratlar, bu adlandırmalardan yalnızca (farklı şekilde yazdığım), "Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi" adını kullanmaktadırlar...

Bu şekil bir adlandırma ya da ifade, Türkiye'nin Kuzey Irak politikasının gereğidir... Çünkü, Türkiye, güney sınırlarına bitişik (Suriye dahi) düşman devletler istememektedir... Bölgede, Merkezi Irak Devleti'nden ayrı bir siyasi yapılanma isteniyorsa, bu yapılanma, Türkiye'nin baştan beri istediği şekilde olmalıdır...

Türkiye'nin, hem Kuzey Suriye hem de Kuzey Irak'ta oluşturulacak bir siyasi yapılanmanın -bana göre şekli ne olursa olsun- yalnızca Kürtlerden değil; bölgede yaşayan Türkmenleri, Arapları (bunlar gibi), etnik yapıları ve dinsel tercihleri ne olursa olsun tüm faklı halklardan oluşmasıdır...

*

BU KONUDA IRAK ANAYASASI'NIN 140. MADDESİ NE DİYOR?

"Irak Anayasası'nın (140. Madde) "tartışmalı bölge" olarak adlandırılan, "Musul, Sincar, Kerkük, Diyala" gibi bazı bölgelerin 'Kürtleşmesine" imkan sağlarken, Türkmen ve Araplara buralarda yaşama imkanı sağlamıyordu...

Bu bölgeler, merkezi Bağdat Hükümeti'yle Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) arasında paylaşılamayan yerler olarak biliniyordu. Anayasa'nın 140. Maddesi, 2007 sonuna kadar nüfus sayımı ve referandum yapılarak sorunlu bölgelerin IKBY'ye veya Bağdat'a bağlanmasını şart koşuyordu...

Ne var ki, 140. Madde, Kürt, Türkmen ve Araplar arasında uygulamadaki uyumsuzluklardan ötürü 2007'de yürürlükten düşmüştür... IŞİD saldırıları sonrasında da, Irak ordusunun bu bölgelerden çekilmesi sonucu, "tartışmalı bölgelerin" birçoğuna Peşmergeler yerleşti ve IŞİD'ın kontrol ettiği bazı bölgeleri geri aldılar.

Bunun üzerine IKBY lideri Barzani, "biz 140. Maddeyi uyguladık ve bu madde artık gerçekleşti"(1) diyerek, "tartışmalı ve tartışmasız" bölgeleri "Bölgesel Yönetimi"ne dahil ederek, bağımsızlığına dayanak yaptı... Bu bir "oldu-bitti" idi...

Ama, "evdeki hesap çarşıya uymadı"... Türkiye, Iran ve Bağdat Hükümeti, Barzani'ye şiddetle karşı çıktı..."Dayandığı dağlar da kar yağdı... ABD de, "Irak'ın öncelikli hedeflerine zarar vereceği ve başka yerlere çevireceği gerekçesiyle"(2) bu bağımsızlık atağına karşı çıktı...

Şu anda, Barzani'nin Başkanı olduğu İKBY, Türkiye, İran ve Irak'ın, hem siyasi hem de askeri ablukası altındadır... Nefes alacak durumda değildir...

Bir de buna, özellikle Türkiye'nin, yapmayı düşündüğü, petrol kaynaklı ve diğer ticari alanda uygulamayı düşündüğü ekonomik ambargoyu dahil edersek, "yumurtasını bile bizden alan" Barzani Yönetimi'nin kımıldayacak hali kalmaz...

Sanırım, artık Barzani'nin kullanım süresi doldu...

*

SONUÇ...

Şimdi yapılması gereken, Kuzey Irak'a silahlı müdahale ya da sınır kapılarının  ve petrol vanalarının kapatılarak, bölgeye bir nevi ekonomik ambargo uygulanması değildir... Bu hem Kuzey Irak halkına zarar verir; hem de Kuzey Irak Bölgesi ile yoğun ticari ilişkileri olan Türkiye'ye zarar verir. 

Yapılması gereken tek şey; Irak Anayasa'nın ilgili 140. maddesinin yeniden yazılması, bölgenin adının, içindeki "Kürt" sözcüğü kaldırılarak adının "Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi" olarak değiştirilmesi ve bölgede Kürt, Türkmen, Arap gibi etnik kökeni ve dinsel tercihi farklı  insanlara, sosyal ve siyasi alanda eşit haklar sağlanmalıdır...

Ya da, 140. Madde tümüyle iptal edilmeli, Irak'ın siyasal ve sosyal  bütünlüğü, Körfez Savaşı öncesi haline dönmelidir...

*

Son deyişim...

Umarım bu olay, "Güney Kürdistan", "Kuzey Kürdistan" ve "Büyük Kürdistan" hayallerini de "hayal ötesine iterek" gerçekleşmesi imkansız bir "ütopya" haline dönüştürür...

 

cdenizkent

 

------------------------ :

(1)  strtejikortak.com >Gündem dışı> Gözden kaçanlar >  "Bağımsız Kürdistan Sınırları ve 140. Madde", 11 Ocak 2016

(2) HABERLER.COM >> Güncel >> Haber, "ABD'den Kuzey Irak 'Bağımsızlık Referandumu' Uyarısı", 19 Temmuz 2017

    

 
Toplam blog
: 979
: 1425
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimi İstanbul'da tamamladım. İstanbul Üniversitesi'nde..