Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ekim '08

 
Kategori
Güncel
 

Kuzey Irak'ta tampon bölge

Kuzey Irak'ta Bir Tampon Bölge Oluşturulabilir mi?

Milliyetçi Hareket Partisi(MHP), PKK saldırılarını ve sızmalarını önlemek için Kuzey Irak'ta bir "Tampon Bölge" oluşturulması gereği üzerinde durmuş ve bunun yaşama geçirilmesini istemiştir.

MHP'nin bu önerisine ne Hükümet tarafından ne de askeri kanattan bir yanıt gelmemiştir.

MHP, bu öneriyi yaparken acaba, konunun askeri açıdan olabilirlik yanını düşünmüş müdür?

Uluslararası hukukta, "Tampon Bölge". "iki düşman kuvvet arasında, çatışmayı önlemek için ayrılan, askeri güçlerden arındırılmış bölge" olarak anlamlandırılmıştır.

Örneğin, Kıbrıs harekatında savaş bittikten sonra, Türk ve Rum kuvvetleri arasında(sınırda) oluşturulan tampon bölgede, Birleşmiş Milletler askerleri görev yapıyordu.

MHP'nin istediği herhalde bu değildir; MHP'nin istediği bu bölgenin, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından her türlü silah, araç ve gereçlerle donatılmış askeri birliklerle tesis edilmesidir.

Bu, bir anlamda, Kuzey Irak'tan yapılacak saldırıları ve sızmaları, önceden kontrol altına almak ve önlemektir. Bu, aynı zamanda, Kuzey Irak'tan Türkiye'ye yapılacak lojistik akışını da önleyen bir konuşlanmadır.

Ancak, iki önceki bloğumda, "karakolların yerlerinin tespiti" konusunda da belirttiğim gibi bu yerleşmede, "düşman durumu, düşmanın imkan ve kabiliyetleri; hava ve arazi şartları; kendi durumumuz; kendi hareket tarzlarımız; kendi hareket tarzlarımızın faydaları ve zararları" gibi unsurları göz önünde tutan bir "Durum Muhakemesi" sonucunda verilen bir "karar"ı gerektiren bir planlama çalışmasını gerektirir.

Türkiye-Irak sınırı yaklaşık 100-150 Km.dir. Aklımda kaldığına göre, savunma muharebesinde, bir Tümenlik bir birliğin savunabileceği cephenin genişliği 10-15 Km.dir; yani Kuzey Irak cephesi için en azından 10 Tümenlik bir askeri birlik gereklidir. Arazi şartlarından yararlanma olanağı, ihtiyaç duyulan birlik sayısını azaltabilir. Savunmanın siklet merkezi, PKK'nın zorunlu olarak kullandığı geçiş bölgelerinde tesis edilirse, birlik sayısı daha aza da indirilebilir. Ama butün kuvvet tasarrufuna rağmen bu sayı, 3-4 tümenden aşağıya düşürülemez.

Bu ne anlama gelir?

Bunun anlamı, en az 20-30 bin kişilik büyük bir birliğin(belki Kolordu seviyesi olabilir) Kuzey Irak'ta süresiz olarak görev yapması anlamına gelir ki, askeri yetkililer ne düşünür bilemem ama, bence bu mümkün değildir. Uluslararası hukuk da, buna nasıl bakar, bilemiyorum.

İşin bir de, bence çok tehlikeli bir yanı da şudur. Oluşturulacak bu güvenli bölgeye rağman, Kuzey Irak'tan gerçekleşecek bir PKK sızması ile, bu bölgenin gerisindeki bir karakola baskın yapılırsa ne olur acaba?

Bence, sadece bu tür bir sızmanın olması halinde, Türk halkında, özellikle Türk Silahlı Kuvvetleri'ne karşı oluşacak tepkiyi düşünmek bile istemiyorum.

Bakalım, MHP'nin önerisine karşılık Hükümet ve askeri kanat ne diyecek?

Dün (9 Ekim 2008) toplanan "Terör Zirvesi"nden henüz bir sonuç çıkmadı ama, askeri kanadın bu öneriye sıcak bakmadığı izlenimini edindim.

Salı günü (14 Ekim 2008) günü devam edecek toplantının sonucunda umarım, daha öncekilerden farklı radikal bazı kararlar çıkar. Eğer bu toplantıdan sonra da her zaman olduğu gibi "PKK ile olan mücadelemize kararlılıkla devam edeceğiz!" şeklinde bir karar çıkarsa "vah halimize". Bunun anlamı, anne ve babalara "yeni şehitler vermeye hazır olun" denmektir.

Bence sorun, Terör Zirvesi'nin görev alanı dışına çıkmıştır. Konu artık, Milli Güvenlik Kurulu'nda görüşülmelidir.

Not: Lozan Konferansı sürecinde ve daha sonra önümüze çıkan birkaç fırsat değerlendirilebilseydi, PKK ya da Kürt Sorunu Türkiye'nin gündeminde olmazdı, diye düşünüyorum.

cdenizkent

 
Toplam blog
: 979
: 1425
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimi İstanbul'da tamamladım. İstanbul Üniversitesi'nde..