Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ocak '13

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Kuzey Kıbrıs’tan merhaba

Kuzey Kıbrıs’tan merhaba
 

Kuzey Kıbrıs’tan Merhaba


1968 Bolu doğumluyum. 1989’dan beri öğretmenlik yapıyorum. 5 yıldır da KKTC’de çalışıyorum.

1995 yılından beri çeşitli konularda kitaplar yazıyorum. Bugüne değin 40 farklı yayın hazırladım. İnanmayacaksınız ama 1 milyon adede yakın kitabım satıldı. Bu kadar yüksek satışa rağmen hala kirada yaşayan, bir otomobili bile olmayan ortalama bir eğitimciyim. Bunun sebebi şudur: Yazarların kitaptan aldığı pay yüzde 5-10 düzeyindedir. Esas kaymağı aracılar, satıcılar yemektedir.

Bu köşeden sizlere Kıbrıs’tan kesitler, eğitim dünyası, kitaplar, kültür, bilim, teknoloji, yaşam, dil, medya, anılar, görenekler ile ilgili görüşlerimi, gözlemlerimi sunacağım.

Türk medyasında 35 kadar günlük ulusal gazete, 1000 kadar yerel gazete ve 1000 kadar haber-yorum sitesi vardır. Bu kadar çok mecrada 10 bin kadar köşe yazarı, yorumcu arz-ı endam ediyor.

Binlerce yazı arasında kimin ne dediği belli olmaz hale gelmiştir. Uzmanların değerlendirmelerine göre internetin yüzde 88’i çöp bilgilerden oluşmaktadır. Yani rastladığımız 10 belgenin 9’unun hiçbir faydası yoktur.

Ulusal çapta yayın yapan gazeteler ve web sitelerinde yazan bine yakın köşecinin yarısından çoğu bence laf salatasından oluşmaktadır. İki fıkra, iki reklam, iki söz, iki sataşma ile yıllardır köşe tutan, deste deste para kazanan insanlar gırla gidiyor.

Egemen medyanın bir çok haberine ve makalesine kuşkuyla yaklaşıyorum. Halk kandırılıyor.

Gerçekleri konuşan, yazan aydınlara köşe verilmiyor, mikrofon uzatılmıyor. Sömürgenlerin, ağaların, sahte sendikacıların, kara paracıların yalanlarını aktaranlar el üstünde tutuluyor.

İki kitap okumamış, bir kitabı bile olmayan, akademik altyapısı yetersiz, araştırmayan kişilerin yazıları ilgi görüyor.

Yalap şap yazılmış, mahalle kahvesi düzeyindeki yazıları okumaktan artık usandım.

Önde gelen medya sitelerinde en çok okunan yazarların listelerine yer veriliyor. Bunlara baktığımızda ilgi görenlerin çoğunun 20-30 yıldır aynı lafları geveledikleri göze çarpar.

Okuma-yazma (eğitim alma) ortalaması 4-4,5 yıl olan bir topluma bilimsel içerikli yazılar ne yazık ki hitap etmiyor. Laf sokan, polemikçi, bel altı, absürd yazılar hep en üst sıralara çıkarılıyor.

Bir yerde okumuştum: “İnsan 40 yaşına kadar bir şeyler öğrenirmiş. Bu yaşına geldiğinde ise öğrendiklerinin çoğunun yalan olduğunu fark edermiş. Ben de bu hisler içindeyim.    

İzlediğim TV kanallarının çoğunu terk ettim. Köşe yazarlarının bir çoğunu belleğimden sildim. Kitap alırken yayın evi kim diye bakıyorum. Rafinasyon işleminden geçmiş hiçbir gıda ürününü satın almıyorum.

Her gün 8-10 köşe yazarını okuyunca gündemi anlayabiliyorum. Marketlerde satılan gıda ürünlerinin yüzde 90’ını zararlı sınıfına koydum.

Ali Özdemir

erdemyayinevi@gmail.com

www.aliozdemir.net

0533 838 60 97

KKTC

 
Toplam blog
: 288
: 1733
Kayıt tarihi
: 24.04.11
 
 

Eğitimci - Yazar - Yayıncı. 1968'de doğdu. Marmara Üniversitesi, Teknik Eğitim Fakültesini bitird..