Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Şubat '13

 
Kategori
Deneme
 

Kuzey Kutbu'nda Tırtıl olmak

Kuzey Kutbu'nda Tırtıl olmak
 

Baharla birlikte yaşam yeniden başlar


Bir tırtıl... Kuzey Kutbu'nda yaşar. Baharla birlikte taze yaprakları ve çiçekleri mümkün olduğunca hızlı yemeye odaklıdır. Çünkü oralarda bahar ve güneş bir uğrayıp, kaçıverir. Kış gelir. Bir kayalığın içine gizlenir. Buz kristalleri önce kayanın üstünü sonra da içini ele geçirir. Sıra tırtıldadır. O'nun da önce dışı sonra içi donmaya başlar. Kanı donunca da kalbi durur. Dört buzlu ay, donmuş olarak kayanın sığınağında öylece yatar. Mevsim bahara dönünce, toprağa ve kayaya hayat veren sıcaklık, tırtılın da kalbini ısıtır ve buzlarını eritir. Tırtıl silkinerek kendine gelir ve hızla kayalıktan dışarı çıkar. Hedef; taze çiçeklerdir. Olanca hızıyla yemeğe başlar... Ta ki hava soğumaya başlayana dek. Sonrası; Yine kayalık, yine donmak, yine kalbin durması ve sıcakları beklemekle geçen dört koca ay. Tırtılın döngüsü tam 14 yıl böyle devam eder. 14 yıl geçince, baharla birlikte bir sabah uyanır, kendine güvenli bir yer bulur ve başlar etrafında koza örmeye. Kozasının içinde değişime uğrar. Çıktığında tırtıl ölmüş, kelebek doğmuştur. Kanatlanır ve uçar. Zamanı dolmuş ve yeni yerlere kanat çırpmıştır. Eski tırtıl, yeni kelebek ile Kuzey Kutbu vedalaşırlar. Geriye sadece, kısa süre sonra toprağa karışacak,kozadan bir kaç iplik parçası kalır...

Kendini tanımaya karar veren ve bu yola baş koyanlar da aynı değil mi? Bu tırtıldan ne farkımız var? Her fırsatta besliyoruz kendimizi. Çalışmalara katılıyoruz, sohbetler ediyoruz, okuyoruz, soruyoruz, öğreniyoruz. Çokça çalışmanın ardından da sindirmek için bekliyoruz. Dinleniyoruz. Anlamayı umarak, es veriyoruz. Sonrasında anladığımızı yaşamımıza uyarlıyoruz. Ne demişler;  "Bilgi, uygulamaya konmadan, hçbirşeydir." Doğrusu da bu zaten. Hiç limonata yapmamış birini, o limonata yapımını anlatırken hissedersiniz değil mi? Hele de yapmadığı limonatayı, içmediğini?

Tırtıl gibi, yılmadan, usanmadan çalışıp, edindiklerimizi uygulamaya koyup bekleriz. Değişim ve dönüşüme uğrarız o dönemde. Bazen çaktırmadan, bazense çok bariz değişimlere. Sıra ne zaman koza örmeye ve kelebeğe dönüşmeye gelir bilinmez. Ancak bir gün mutlaka o sıra gelir. Bana sorarsanız kendini tam anlamıyla tanıyıp, hazır olunduğunda, kelebeğin sinyalleri duyulur. E neye hazır olduğumuz da derseniz?... Cevabı: Ölüp yeniden gerçekten kendimiz olmaya...

 

Çimen Erengezgin 18 Şubat 2013

 
Toplam blog
: 164
: 608
Kayıt tarihi
: 08.09.11
 
 

Yazar ve Yoga Eğitmeni ..