- Kategori
- Kültür - Sanat
Labirent Çeşitleme
Gazanfer ERYÜKSEL
I
Geçip giden bir şey midir geçmiş? Bu soruyu sorarak hayata bakmaya başladığımızda belleğin kuytularında nice renk, koku ve sesin biriktiğini hissedersiniz. Zamanın geviş getirdiğini düşünmeye başlarsınız. Yüzlerce, belki binlerce yıllık bir batık gemide sapasağlam amforalar bulmak. O batığın yükü şarap ve zeytinyağı dolu amforalardır.
II
Tekrar hayata dairdir. Kâh usul, kâh coşkun akıntısında ırmağın sorar bize, "Son kararın mı?" veya "Bu dosyayı silmek istediğinizden emin misiniz?" diye.
"Tüh... Tüh... Ne yaptım ben?" ihtimalini iyi bilen insan, bilgisayarı programlarken yukarıdaki soruyu soracak bir yazılımla donatmıştır.
Silinen bir dosyanın "Geri dönüşüm" kutusundan alınması mümkündür. Geri dönüşüm kutusunu da silip temizlemişseniz iş bilgisayar uzmanlarına kalacaktır.
Ama hayat işte... Bazı şeylerin tekrarı yoktur.
III
Tarih bir bütündür. Sırf hoşunuza gitmedi diye "kes, kopyala, yapıştır" misali ona bakarsanız, yanılgı ve yenilgi kaçınılmazdır.
IV
Egemen güçler için sanat, eğlence sektörünün çıngırağı, "boş zamanların" ise dolgu maddesidir. Egemenlerin pişmiş aşına soğuk su katmayan her şey onların makbulüdür.
V
Bazı şiirlerin ve şarkıların benimsenme hassası vardır. Bu metinler insan hayatlarında “değişende değişmeyen” bir boyutu ifade edebildikleri için zamanı aşarak gönül tellerini titretirler. Sanki beni, bizi anlattığı hissiyle kalakalırız.
VI
Onca sonsuzluğuna karşın
Zaman kısadır hep…
VII
“Her gidiş bir ayrılık değildir. Çünkü bazen ne kadar uzağa gidersen git; yüreğin hep bıraktığın yerdedir.” William Butler
VIII
"Bütün dünya zaten bir labirent" der Borges...
Labirentteki kişi, labirentin tümünü göremez.
O çoklu belirsizlik...