Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ocak '14

     
    Kategori
    Siyaset
     

    Labirentten çıkış yolu ve Son Gezi Ruhu üzerine

    Labirentten çıkış yolu ve Son Gezi Ruhu üzerine
     

    Labirent denildiği zaman ilk akla gelen kavram; bir girişi olan ve çıkışa ulaşmak için birçok sahte yolla beraber tek bir doğru yolun bulunduğu geçitler bütünüdür. Labirentler birçok psikolojik tespitte kullanabilir ki bunların bütüne yakını hayvan denekler üzerinde olmaktadır. Eminim ki bizler ve dünya üzerinde yaşayan diğer toplumlar kendilerinin de bazen bu hayvan denekler gibi bir labirentin içinde yer aldığını düşünüyordur. Ki zaten sistemlerin üst üste insan beyninde labirentlere yol açması beynimizin kıvrımlarının arasından çıkamadığımızın da bir örneğidir. Ancak benim tespitim labirent kavramının şu ana kadar bilinen örneklerinin tam aksi yönünde olacak. Bana göre labirent; çıkmak için uğraş verdiğimiz, girişi ile çıkışının aynı açıklık olduğu geçitler bütünüdür. Yani bu sistemsel labirente nereden girdiysek; çıkışında orada olduğunu düşünüyorum. İnsanlık varoluşundan bu yana bu labirenti; ilk metayı bularak oluşturmuştur. Hayvan liflerinden oluşturdukları ip ile bir tahta parçasını yontup oluşturdukları iğne yoluyla ilk işlevsel meta; kontrolsüz bir kurallar bütünü ile giderek güç dengelerinin oluşmasına ve bu gücü elinde bulundurmanın, metayı elinde bulundurmak ile aynı olduğuna kanaat getirdi. Daha sonra silahların bulunması ve bunlarında metayı bulunduranların eline geçmesi çokta uzun sürmedi.  Sömürünün fitilini ateşleyen bu kontrolsüz kurallar daha sonra kendilerine tanrısal güçler ekledi. İnsanlar metayı ve metanın yardımıyla güç dengelerinin üstünlüğüne dayalı bir labirenti keşfetti. Bu labirent kendine üst sınıfına tanrısal kuvvetler yarattı. Bu tanrısal kuvvetler ise kuralları geliştirerek; köleliği var etti. Labirente giriş esnasında cereyan eden bu sistematik yanlışlar öncesinde komünal ve paylaşımcı bir şekilde yaşayan topluluklar var oldu. Sistematik yanlışlar esnasında da elbette o topluluklar vardı ki hala da var oldukları söylenebilir.

    Yüzyıllar süren süreçlerde birçok sömürü dönemi geçtiğini düşünürsek şu an ise ilkel kömünal topluluklardan çok az kişinin bahsetmesi üzücü bir durum teşkil ediyor. Çünkü; alternatif yolları yaymak; bir tekelde. Evet... Öyle ki sistematik güç; labirentin alternatif yollarını da tıkayarak, kendi alternatif fikirlerini sürekli tüketim amacı güden toplumlar için var etti-var ediyor. Ki sürekli tüketime dayalı bir toplum; labirentteki o çıkmaz yolların hepsini denedikten sonra yorulduğunun farkına varacak. İnsanlığın yarı merak-yarı menfaat ile girdiği bu labirentte çok ileri gittiğimizin farkındayız. Ancak bilmekteyiz ki bu labirentin çıkış yolu aynı zamanda giriş yoludur ve insanlığın geldiği bu yol üzerinde ayak izleri hala sıcak. Bizler sistemsel olarak en geriye dönmeli ve giriş yolunun dışında kalan kömünal sistem ile yeniden tanışmalıyız. Bu noktada elbette o çıkış yolunun kendilerini takip etmek ile mümkün olacağını söyleyen güç odakları olacaktır.

    Türkiye özelinde bu iktidar tekelinin de üstünde (burjuvazi) oluşan üst sınıfın kuklası haline gelen iktidar; kendi ecdatlarının açtığı 'itaat edene hizmet' mantığı ile kendilerinde olmayan her türlü görüşü yok etmek için olağan bir ortam yarattığı da söylenebilir. Eminim ki Türkiye bu tür labirentlerin denenmiş en çok yolu bulunan ülkesi olduğundan dolayı kendisinden önce denenen yolları örnek göstererek belirli bir yol seçmektedir. Ancak bilmemektedir ki bu yolda kapalı olacaktır. Son dönemde gelişen GEZİ RUHU buna en önemli örnektir. ''Labirentin çıkış açıklığı yakındır'' dediklerinden sonra ki dönemeçte gördükleri bu kapı; onları hüzne boğmuştur. GEZİ RUHU (geçmişten aldığı geleneği geliştirip, dönüştürerek) labirentin en doğru yolunun giriş yolu olduğunu da herkese üstü kapalı bir biçiminde göstermiştir.

    Esasen GEZİ demek istemiştir ki; ''Siz hala neyin paradoksunu yaşıyorsunuz! Ne kadar doğru geçitten geçmiş olsanız yada o geçitleri kırarak yol açmış olsanız bile elbet sizin karşınıza kırılmayan duvarlar çıkacak! Ve elbet o duvarlar sizi eninde sonunda labirentin dışına atacak ki orada ki insanlar ile tanışın!!!'' Unutmamalıyız ki seçimler, duyarlılık, sosyal sorumluluk vb. gereksiz kavramlarda labirentteki en çok ilgi gören kapalı kapılardır. KAOS; insanlara uzak bir kavram değildir. Örneğin; tanrısal kavramları yaratan kuramcılar büyük bir açık vermiştir. Dini kuramlar bizim şu an ölü olduğumuzu ve kıyamet zamanı büyük dirilişi yaşayacağımızı söylemektedir. Peki ya kıyamet nasıl gerçekleşecek? Dini kavramlara göre kıyamet; büyük bir kaostan sonra gerçekleşecektir. O zaman dini bilgilere göre bile dirilişin kaos ile olacağı açıkça belirtilmiştir. Yaşadığımız dönemde insanlar kurdukları dominonun bozuk olduğunu ancak dominonun tamamen parçalanması ile anlayacaktır. O dominoyu istemediklerini, işte o zaman dile getireceklerdir. Dominoyu parçalayan GEZİ ile; o ruha destek veren tüm akademisyen, anne-baba, halk ve benzer tüm yığınlar parçalanmış dominoyu labirentin dışına taşımaya başladılar bile, ya siz?

     
    Toplam blog
    : 1
    : 160
    Kayıt tarihi
    : 19.01.14
     
     

    ...Ancak yaralarımı sarmadım... Biliyordum ki; o yaralar beni olgunlaştırdı... Kitap yazdım... Ta..