Laf Bilmezlik 3

Bir gün Cumhuriyet savcısına gittim ve şöyle dedim: “Sn. Savcım, basın sürekli Kuzey Irak bölgesinde bir partiden bahsederken, devlet büyüklerinin orada kurulu bir devlet var gibi bir eda takınmaları, bir devletin varlığının tanınması anlamına gelmez mi? Bir yandan orada kurulacak bir devlete Türkiye olarak karşıyız derken bir yandan da söylemlerle o devletin varlığı kabul edilmiş olmaz mı? İsmi sürekli, bir devlet gibi söyleniyor: “KÜRDİSTAN Demokrat Partisi” diye. Gerek dünya kamuoyunun beynine ve gerekse Türk halkının beynine burada bir Kürt devletini kurduruyorlar ve bu yolla tanıyorlar”. Sn. Savcı, “basın özgürlüğü var” diyerek birtakım söylemlerle gönlümüzü aldı ve uğurladı.

Biz Türk halkı ve yetkilileri olarak hepimiz oradaki devleti baştan beri bir yandan tanıdık, ismini zikrettik, bir yandan da “bizim kırmızı çizgilerimiz var orada bir devlete müsaade etmeyiz” dedik. Bu kadar komik bir olay olabilir mi? Orada o devleti kuranlar kıkır kıkır gülüyorlardır bizlere; “şu aptallara bakın yemi nasıl da yuttular” diye.

Bizim yapmamız gereken, orada bir devlet oluşumunu çağrıştırıcı söylemlerden kaçmaktı. Bizler eğer orada bir devlet oluşumuna karşıysak işe buradan başlamak gerekirdi. Gerçi böyle yapmakla orada bir oluşuma engel olunabilir miydi? Tabii ki hayır; ama en azından komik duruma düşmezdik.

(devam edecek)