Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Haziran '10

 
Kategori
Anılar
 

Laf ebesi

Çocukken bir masal okumuştu, çok hoşuna gitmişti.Bir cin vardı, bu masalda. Uyuyan insanları kucaklar, koşa koşa bir kulenin en tepesine çıkarırdı kucağında, sonra... atıverirdi insancıkları aşağıya. Sonra koşa koşa inerdi kuleden aşağıya ve havada yakalardı onları. Hani uykuda yataktan düşer gibi hissederdiniz ya hep bu cinin yüzündendi. Çok severdi bu masalı.

Bir de dayısının İstanbul'dan Bakış Matbaası'ndan getirdiği hayalgücünü coşturan resimlerle dolu kitaplar vardı. Kah zavallı bir yetim, köpeğin çanağından süt içer görünürdü bu resimlerde, kah boynuzlu bir atın boynuzu ağaca saplanmış görünürdü. Bu resimlere bayılırdı...

Bir de annesinin teyzesinin evinde bir lise öğrencisinin ödev olarak yaptığı bir tablo vardı. Onu çok etkilemişti. Başında sarıkla kalbinden kan sızan bir prens, başı yana eğilmiş, elindeki tüy kalemle birşeyler yazmaya çalışırken görünürdü bu resimde.. Ölmek üzereydi, elindeki tüy kalem düşmek üzereydi, hala birşeyler bırakmaya çalışıyordu. Ağlıyası gelirdi o prensi görünce. Sonra yıllar sonra o resmi yapan kızın şizofren olduğunu öğrenecekti.

Sonra sevdiği şeyler Doğan Kardeş mecmualarıydı.Mahallelerinde bir çocuk kütüphanesi vardı, oraya gider, hepsini okurdu, bir de ansiklopedilere bakmaya bayılırdı.

Ecevit'in Karaoğlan olduğu yıllardı.Kıbrıs çıkarması kardeşine Zafer adını vermişti.

Çocuk Kalbi'ni ve Sefiller'i çok sevmişti. Les Miserables diye de ezberlemişti.

Edmondo de Amicis yazmıştı Çocuk Kalbi'ni , nasıl unuturdu onu.

Oturup Sefillerdeki Jean Valjean ve Cosette'i için az ağlamamştı.Sanki amcasıydı Jean Valjean. Çok seviyordu onu ve Cosette'ini.

Zamanın sonsuz olduğu zamanlardı. Hesabının, kitabının yapılmadığı, sonsuz sanıldığı, sonsuz zamanlar...

 
Toplam blog
: 25
: 541
Kayıt tarihi
: 10.06.07
 
 

15-20 yıldır ajandası olan, bazen gri hücrelerden bu ajandaya düşen yazıları fazlaca önemseyen bir h..