Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Şubat '15

 
Kategori
Siyaset
 

Laf ola beri gele

Türkçemizde öyle güzel deyimler vardır ki olaya cuk diye oturur…

Başka bir açıklama yapmaya gerek kalmamaktadır…

Başlığı oluşturan deyim bunlardan biridir…

Sırf konuşmak için konuşmuş insanlar için kullanılır…

Son örneği, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun katıldığı partisinin Afyonkarahisar 5. olağan kongresinde yaptığı konuşmadır…

Davutoğlu ne diyor?

İki konuyu gündeme getiriyor…

“Cumhuriyetimizi, aziz Cumhuriyetimizi, Afyon'dan doğan Cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandırıp yücelteceğiz. İşte bizim yolumuz budur. Bizim olduğumuz yerde kimse bize cumhuriyetçilik dersi veremez.”

"Biz buradayken, nefes alırken, ayakta dururken bu milleti bölmeye, bu ülkeyi küçültmeye kimsenin gücü yetmeyecek."

Dinlerken, ne olur güldürmeyin adamı demekten kendimi alamadım…

Birincisi, AKP iktidara geldiği günden beri laik Cumhuriyetin altını oymak için…

-Tüm cumhuriyet kazanımlarını elden çıkarırken…

-Resmi devlet kurumlarının adlarının başında bulunan onurumuz T.C. simgesini kaldırırken…

-Hem Müslüman hem laik olunmaz eski sözünün arkasında dururken…

-Cumhuriyetle değil, Osmanlı ile övünürken…

-Cumhuriyet kazanımı olan güzel Türkçemiz yerine, Osmanlıcayı koymaya çalışırken…

-90 yıllık cumhuriyet dönemine, “reklam arasıydı” derken…

-Cumhuriyetin getirdiği eğitim birliğini bozarak, din ağırlıklı eğitimi öne çıkarırken…

Acaba demokrasi! İle taçlandırmak istedikleri Cumhuriyet, hangi Cumhuriyettir?

Laik Cumhuriyet mi?

İslam Cumhuriyeti mi?

Uygulamalara bakılınca, insan ister istemez bu soruları soruyor…

İkincisi, kimsenin içeriğini bilmediği Kürt açılımı adı altında ülkeyi getirdiği noktadır…

Türkler, Kürtler, Lazlar, Çerkezler ve diğerleri bu ülkenin eşit haklara sahip birinci sınıf yurttaşlarıdır. Ben böyle görüyorum…

Kürt açılımı ile sözü edilen demokrasi ve özgürlük, yalnız Kürtlere değil tüm yurttaşlara gerekli olan vazgeçilmez haklardır…

AKP’nin yanlış politikalarıyla, bu gün içeriğini bilmediğimiz Kürt açılımı sonucunda, Doğu ve Güney Anadolu’nun birçok yerinde artık devlet gücü olmadığını, yaşam güvencesi kalmadığı herkes, hatta Mısır’daki sağır Sultan dahi bilirken ve millet bölünme noktasına getirilmişken…

Bu böbürlenme niye?

“Bu ülkeyi küçültmeye kimsenin gücü yetmeyecek."

Bre, bre, bre…

Devlet geleneği mi bıraktınız…

Komşularla sıfır sorun dediniz…

Sorunlu olmadığımız komşu kalmadı…

Sayenizde değerli yalnızlığı yaşamaktayız…

Evet, bu söylemelerin hepsi aldatmacadır…

Ön gördükleri hedeflerini gerçekleştirmenin altyapı algısını oluşturma gayretidir…

Yazıyı yine güzel bir deyimle bitirelim…

Lafla peynir gemisi yürümez… 02.02.2015

Gündüz AKGÜL

Emekli Cumhuriyet Savcısı  

 
Toplam blog
: 310
: 504
Kayıt tarihi
: 13.09.11
 
 

Adaletin mülkün temeli olduğuna inanarak 32 yıl adalet görevini yaptığım için mutluyum ..